Kafkas Kartalı Şeyh Şamil

Şeyh Şamil, Kuzey Kafkasya halklarının siyasi ve dini önderi. Kafkas Savaşı'nda Rus karşıtı direnişin lideri ve Dağıstan'la Çeçenya'nın 3. imamı.

#ŞEYHŞAMİL KİMDİR?...
Rusya İmparatorluğunu perişan eden büyük mücahit Şeyh Şamil kimdir?...
Doğum tarihi: 26 Haziran 1797, Gimri, Rusya
Ölüm tarihi ve yeri: 4 Şubat 1871, Medine, Suudi Arabistan
Tam adı: Imam Shamil
Defin tarihi ve yeri: Bâki Mezarlığı, Medine, Suudi Arabistan
Çocukları: Muhammed Gazi, Cemaleddin, Muhammed Şefi, Muhammed Kamil, Peet'mat Shamil
Kitaplar: Şeyh Şamil'in 100 mektubu
Şeyh Şamil, Kuzey Kafkasya halklarının siyasi ve dini önderi. Kafkas Savaşı'nda Rus karşıtı direnişin lideri ve Dağıstan'la Çeçenya'nın 3. imamı. Türkiye'de Kafkasya Kartalı olarak da tanınır.
Şeyh Şamil 25 yıl boyunca devam eden Kafkasya-Rusya savaşlarında Rus ordularını perişan eden büyük bir halk kahramanıdır. Ömrünü esaret altında bulunan Kafkasya topraklarını kurtarmaya adamıştır. Türkiye tarafından Kafkasya Kartalı olarak adlandırılmaktadır. Şeyh Şamil 1797 yılında Dağıstan'ın Gimri köyünde doğdu. Bölgede önemli bir din adamı olan Şeyh Cemalettin Gazi Kumuki'den dersler aldı. At binme ve kılıç kullanmada üstün becerilere sahipti. Güçlü bir vucut yapısı olan Şamil, aynı zamanda güreş ve atıcılıkta da kendini geliştirdi.

30'lu yaşlarına kadar tefsir, hadis, fıkıh, edebiyat, tarih, fen gibi birçok alanda öğrenim gördü. O dönemde Rus esareti altında Kafkasya'yı kurtarmak için Dağıstan'da başlattığı özgürlük mücadelesi kısa zamanda birçok bölgeye yayıldı. Diğer esaret altında yaşayan milletleri de bir araya getirerek Rusya İmparatorluğu'na büyük darbeler vurdu. Kafkasya'da yaşayan Türkler Şeyh Şamil'i başlarına lider olarak seçtiler. Döneminde baruthaneler, tophaneler, silahhaneler yaptırarak dağınık halde bulunan ordusunu güçlendirdi ve düzenli bir hale getirdi. Ayrıca ülkesinde adaleti ve refahı artırmak için çalışmalar yaptı.

Şamil Ruslara karşı her zaman en önde çarpışmış gerçek bir liderdi. şeyh şamil davasına son derece sadık bir insandır bu uğurda çok sevdiği annesi ile arasında geçen diyalog da tarihe geçmiştir. 
Bu olay şudur: 
Savaş dönemlerinde halktan bazıları artık teslim olalım anlaşma yapalım diye hayıflanmaya başlamıştır. Yine bir Rus ordusunun saldırısında,rus askerlerinin üzerlerine geldiğini gören çeçen'ler kadın ve çocukları kurtarmak için ruslarla anlaşma yapmak isterler. Fakat bunun için imam şamil'in reyini almaları gerekmektedir. Ne var ki, bu hususta imam şamil'in zerre kadar taviz vermediğini ve düşmandan yüz çevirmeyi idamla cezalandırdığını bilmektedirler. Neticede kura ile iki kişi tesbit edip Şamil'e gönderirler. Bu elçiler önce imam şamil'in anasını ziyaret ederek, şamil'in muvafakati için aracı olmasını rica edip yalvarırlar. Şamil'in anası yalvarmalara dayanamayıp oğluna tavassutta bulunur.

Bu durumu gören şamil, derin üzüntü duyar. Canevinden vurulur. Çünkü düşmanla anlaşmanın cezası ölüm, anlaşmak için aracı olmanın cezası ise yüz sopadır. Yirmi beş senelik şanlı mücadele esnasında bu hükümlerden zerre kadar taviz vermemiştir.

Uzun tefekkürden sonra hükmü verir. Anasına yüz sopa vurulacaktır. Bu hükmü işiten ananın cevabı şudur:

"Oğul, Allah'ın adaletini yerine getirmede bir lahza geri durursan sana verdiğim sütü helâl etmem."der.

Şşamil anasının cezasını çekmeyi üzerine alır ve kendisine yüz sopa vurulmasını ister. Emir kesindir. Müritleri kendisinin yerine cezayı yüklenmek isterlerse de şiddetle reddedilirler. Neticede ceza en ağır şekilde uygulanır ve imam şamil'e yüz kamçı vurulur.

"Mukaddes dâva uğruna, bin ana ve bin şamil feda olsun!" diyen imam şamil, anasına ait küçük bir vatanî ihmal ve gafletin cezasını bizzat kendisi tekeffül etmiş ve ödemiştir. Böylece davasının ciddiyetini görenler bir daha teslim olmak barış gibi kelimeleri kullanmamışlardır.

25 yıl boyunca Ruslara ağır kayıplar verdirmiştir. 
Fakat bu mücadelede kısıtlı olan askeri gücü ve imkanları tükenmiştir. Ahulgo tepesinde sayıları 10.000'i aşkın Rus ordusuna 3.000 adamıyla 80 günden fazla dayanarak tarihe geçmiştir. Bu direnişte Şeyh Şamil hanımı Cevheret hatunu, oğlu Said'i, kız kardeşi Mesedo'yu şehit verdi. 
Savaşı kaybedeceğini anlayan Şamil, Ruslar'la ateşkes anlaşması yaparak 6 eylül 1859'da teslim olur. Esir olarak Rusya çarına götürülür. Burada cesaretiyle imparatorun dahi hayranlığını kazanır. Bunun yanında Rus Çarı ile yaşamış olduğu şu diyalog oldukça meşhurdur:

Bir gün Rus Çarı esaret altındayken Şeyh Şamil'i yemek yemek için karşısına alır Şeyh Şamil'in iştahlı bir şekilde yemek yediğini görünce yanındakilere: Korkarım bu adam bizi de birazdan yer diye söylenir. Şeyh Şamil bunu duyunca, Korkmayın dinimizde domuz eti yemek haramdır cevabını verir.

1 ay boyunca Rus sarayında esir olarak kalan Şamil önemli esirlerin tutulduğu Kaluga'ya gönderilir. Esaretin 10. yılında hac vazifesini yerine getirme isteği kabul edilir. Çar tedbir olarak oğlu Muhammed Şefi'yi rehin alır ve hac sonrası tekrar gelip teslim olmasını ister. Buradan ilk olarak İstanbul'a gelen Şeyh Şamil o dönemin Osmanlı padişahı olan sultan Abdulaziz tarafından sarayda ağırlanır. Halk bu kahramanı görebilmek için saray önlerine koşar. Daha sonra hac görevini yerine getirmek için Mekke'ye gelir.
Hacda, o kadar çok rağbet görmüş ki, sonunda, kabe'nin tepesine çıkarılmış ve oradan hacılara seslenmiştir.

Mekke'den sonra Medine'ye geçmiş 74 yaşlarına gelen ve yorgun düşen Şamil 4 Şubat 1871 yılında medine'de vefat etmiş, cennet'ul-baki, mezarlığına gömülmüştür.

ŞEYH ŞAMİL DESTANI
Şamil Kafkas dağlarının hürriyet güneşidir
Şamil atamın öz be öz kardeşidir
Şamil'i bilmeyen atasını ne bilir
Şair diyor ki; bayrakları bayrak yapan üstünde ki kandır
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır
Ben de diyorum ki
Benim vatanım sınırları Kars'tan başlayıp Edirne de bitmez
Azerimin hürriyet, hürriyet diye haykırdığı kıyılardan başlar
Taa Viyana kapısında biter
Kur, Aras coştukça
Tuna Volga taştıkça
Benim şiirlerim okunacak
Hazar çalkalandıkça benim ay-yıldızlı bayrağım dalgalanacak
Sormayın kimlerdenem
Haralıyam a doslar
Gizil bir kurşun aldım
Yaralıyam a doslar
Men bilirem
Senin de eyninde ganlı bir libasın var
O şarkılar
O türküler
Türkü söyler türküler
Yaşar kalpde ülküler
Bu ses arslan sesidir
Bu ses bozkurt sesidir
Bu ses demir perdeyi damla damla eriten
Katerina petro'yu deli eden bir sesdir
Bu ses taaaaa kafkaslardan kopup gelen
ŞEYH ŞAMİL'in sesidir…. 
Elmas Yıldırım

Türk Dünyası Haberleri

TÜRKEŞ : TÜRKİYE,URUMÇİ’DE KONSOLOSLUK AÇMALI !
İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİ KAVUNCU, TBMM’DE DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETLERİNİ KUTLADI
ÖZDAĞ : “DOĞU TÜRKİSTAN MUTLAKA ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ OLACAKTIR!”
TAYVAN PARLAMENTOSU: DOĞU TÜRKİSTAN, HİÇ BİR ZAMAN ÇİN TOPRAĞI OLMAMIŞTIR!
Kıpçak Belediye Başkanı Oleg Garizan Denizli'de