Beyaz kumsalı, berrak suyu ve turkuaz rengiyle "Türkiye'nin Maldivler'i" olarak ünlenen Salda Gölü, ormanlarla, kayalık arazilerle ve küçük alüvyal ovalarla kaplı hafif tuzlu karstik bir göldür. Salda Gölü’nün tabanı ve kıyıları hidromanyezit stromatolitlerle kaplıdır. Gölün suyu soda, magnezyum açısından oldukça zengin. Aynı zamanda killi bir yapıya sahip. İşte gölde bulunan zengin magnezyum içeriği kumsalının da beyaz olmasına sebep oluyor.
Salda Gölü, hafif tuzlu karstik göl olup, 2 milyon yıllık bir geçmişe sahiptir. Yüksek alkalin içeren ve ekolojik dengesini halen koruyan Salda, suyu en temiz göllerimizin başında geliyor. Endemik Salda yosun balığına da ev sahipliği yapan göl ve çevresi, Maldivleri aratmayan görüntüsüyle 110 kuş türünün de yaşam alanı. Bütün bu özellikleriyle dünyanın ender sulak alanlarından biridir Salda Gölü.
Salda Gölü tam bir doğa harikası, tertemiz suyu ve uzaktan kum gibi görünse de aslında çok küçük taşlardan oluşan bembeyaz sahili ile gerçekten özel bir yer. Dünya üzerinde barındırdığı özellikler açısından sadece iki tane olan ve biri Kanada’da diğeri ise Türkiye’de yer alan Salda Gölü ne yazık ki artık alarm veriyor.
Herhangi bir akarsu bağlantısı olmamasına ve kapalı bir havzaya sahip olmasına rağmen Salda Gölü halen dünyanın en temiz gölleri arasında sayılıyor. Ancak sosyal medya nedeniyle göle olan ilginin artması bu doğa harikasının temizliğini ne yazık ki tehlikeye atıyor.
Hafta sonları, tatillerde ve bayramlarda artan ziyaretçilerin çevreye karşı saygısız tutumları nedeniyle gölü ve çevresini oldukça kirlettiği görülmekte. Ne var ki günübirlik ziyaretçilerin ve piknik yapmak amacıyla gelen kitlenin çöplerini umarsızca etrafta bırakması, ardından bıraktığı pisliği görmemesi yeşil ve maviyle harmanlanmış Salda Gölünün görüntüsünü git gide bozmaktadır. Salda Gölü'nün, koruma yöntemleriyle yaşatılması gerekirken; çevresinin yapılaşmaya açılması, bu doğa harikasını tamamen yok edebilir.
Türkiye'nin Maldivleri' olarak adlandırılan Salda Gölü'yle ilgili açıklamada bulunan Irak Türkmen Birliği ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Kürşat Çavuşoğlu, “Salda Gölü, orman ve dağların arasında saklı kalmış bir doğa harikası, sahip olduğu eşsiz güzelliğe rağmen orman ve dağların arasında saklanmış olması sayesinde bakirliğini hala kaybetmedi. Salda Gölü'nün doğal güzelliklerinin muhafaza edilmesi gerekiyor ve gelecek kuşaklara aktarılması sağlanmalıdır. Irak Türkleri olarak yetkililere sesleniyoruz, bu doğa harikası yok olmadan korunmalıdır”.
Salda Gölü Kıyıları Mars’a Benzetiliyor
Salda Gölü kıyılarının topoğrafyası Mars yüzeyi ile şaşırtıcı şekilde benzerlik gösteriyor. Hatta göl ve çevresi dünya üzerinde Mars ile benzerlik gösteren iki önemli merkezden biri olarak kabul ediliyor. Kapalı havza gölü olan Salda’da bulunan yüksek magnezyum içerikli beyaz kayaçların Mars’ta da bulunması, Mars’ın da bir zamanlar Salda ile benzer koşullarda olduğunu düşündürüyor.
Salda Gölü’nde dört yıldır araştırma yapan, İskoçya’nın Glasgow Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mike Russel, dünya üzerinde, Mars’ın yüzey özelliklerini taşıyan iki yer bulunduğunu, bunlardan birisinin Kanada’nın kuzey bölgesinde, diğerinin de Salda Gölü’nde olduğunu kaydetti. Gölde bulunan magnezyum yüklü beyaz kayaların Mars’ta da bulunduğunu anlatan Prof. Russel, bu durumun Mars’taki bölgenin de eskiden deniz ya da göl olabileceğini ve burada da güneş enerjisi ile kimyasal moleküllerin birleşmesiyle hayatın başlayabileceğini gösterdiğini ileri sürdü.