Tüm insanların doğuştan hür ve eşit olduğu gerçeği üzerine inşa edilen ve bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması adına Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, insan haklarının uluslararası düzeyde korunmasına yönelik ilk önemli adım olmuştur.
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın, anlayışıyla asırlarca gönüller fethetmiş bir medeniyetin temsilcisi olmanın onur ve gururunu yaşıyoruz. Aynı zamanda insan haklarının korunması, geliştirilmesi için gerekli hassasiyeti göstermiş bir millet olarak bizlerin en büyük arzusu ve sorumluluğu eşref-i mahlukat olarak yaratılmışların en şereflisi olduğuna inandığımız insanların hiçbir ayrım gözetilmeksizin onurlu bir yaşam sürmesini sağlamaktır.
Zira bizim inancımızda ve kültürümüzde hakkı korumak, insanlar arasında ayrım yapmamak, farklılıklara saygı duymak gibi hasletler öne çıkmaktadır. Şanlı tarihimizde ecdadımız; farklı coğrafyalarda, din, dil, ırk olgusu gözetmeden her daim mazluma kucak açmış, insanı insan olduğu için sevme düsturuyla yüzyıllarca hüküm sürmüştür.
“Gel ne olursan ol yine gel!” diyerek Mevlana’nın tüm insanlığı birlik ve beraberliğe çağırdığı inanç-düşünce sistemi ışığında ilerleyen bizler; dünyanın neresinde olursa olsun tüm insanlığın hak ettiği evrensel yaşam haklarına ulaşmaları adına her türlü desteği esirgemeden sunmaya ve daha da iyi şartlar oluşturmak için mazide olduğu gibi atide de var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Necip milletimiz, her türlü ayrımcılığı reddederek farklılıkları sevgi, saygı ve hoşgörü ekseninde birer zenginlik olarak görmektedir. Bu minvalde hiçbir ayrım gözetmeden insanı baş tacı yapma; insan hakları, kadın-erkek eşitliği gibi değerlerimizle ülkemizi çok daha güçlü kılacak şekilde geleceğe taşıma azmi ve kararlılığındayız.
Bu duygu ve düşüncelerle;10 Aralık İnsan Hakları Günü’nü kutluyor, bu anlamlı günün insan haklarının ön planda tutulduğu ve korunduğu güvenli bir geleceğe vesile olmasını temenni ediyorum.