Yeni umutlarla başlamayı hayal ettiğimiz yeni bir yıla bizi kabusla uyandıran hastalıklı düşüncenin; kendi dizaynı olan yaşam tarzını dayatma gayretinin maalesef son bulmayacağının da tanıklığını ediyoruz.
Sorun şu ki; yaşanan tarifsiz acılardan, geri getirilemez hayatlardan, onarılamaz travmalardan bir türlü ders almıyoruz.
39 canımızın alındığı bu karanlık saldırının faillerinin tek başına terörizm olmadığının, ona yaşam koşulları taşıyan her türlü iki yüzlü siyasetin, özlem ve istek duyan gerici düşüncenin, temellerine dinamit koymak için müthiş bir kararlılıkla savaşan Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarının, kendi inancından başka inancı kabul etmeyen, gelişmeye ve öğrenmeye asla açık olmayan kara cehaletin de bu dehşet verici cinayetin sorumluları arasında olduğunu düşünüyoruz.
Yeni yıldan belki de haftalar önce ‘kutlama’ yapılmaması gerektiği yönündeki sistematik dizayn girişiminin sadece sosyal medya ile sınırlı kalmadığı, o malum kıyafetleri ile kent meydanlarında insanlara broşürler dağıtarak dini duygularını sömürmek sureti ile karşı bir kamuoyu oluşturma içine girenlerin varlığı apaçık görüldüğü halde buna engel olmayan kurumların da bu katliamda sorumlu olduğuna inanıyoruz.
Sürekli bir ‘hoşgörü’ yalanı söyleyerek, din istismarının arkasına saklanıp işledikleri suçları utanmadan Allah’ın adına yaptıklarını iddia edenlere binlerce kez tanık olmamıza rağmen, savundukları düşüncenin Cuma hutbelerinde devletin resmi imamları tarafından da destekleniyor olması kafamızdaki soru işaretlerinden çok, yüreğimizdeki öfkenin artmasına neden oluyor?
Ne bizler ne de Türk Milleti asla kafasını kuma gömmedi… Yaşanan her gelişmeyi dikkatle takip ediyor, olan biteni tüm kısıtlamalara, tüm bilgi paylaşımı engellerine rağmen biliyor ve anlıyoruz…
Korkmuyoruz… Her gün biraz daha cesaretleniyor, biraz daha öfkeleniyoruz…
Kendisinin dışındaki yaşam hakkına saygı göstermeyen herkesi, mensubu olduğu din ne olursa olsun insanlıktan çıkmış olarak görüyor ve kabul ediyoruz…
Şeriat ve benzeri yaşam tarzlarını topluma dikta etmek isteyenlerin, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde yeri olmadığını, onları istemediğimizi Türk toplumu olarak bir kez daha söylüyoruz. Yılbaşı kutlamalarını hedef gösterenlerin saldırı sonrası destek verenlerin adalet önünde hesap vermelerini bekliyoruz.
Ayrıştırma ve kamplaştırma gayretinde olanlara inat ayrışmayacağız. Bölünmeyecegiz... Tüm terör seviciler ve basiretsizliklere inat geleceğe umutla bakmaya devam edeceğiz.
O hain saldırıda hayatlarını kaybeden yurttaşlarımıza yüce Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı dilerken, yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyoruz…
Denizli Barosu Yönetim Kurulu adına
Baro Başkanı
Avukat Müjdat İLHAN