IĞDIR DÜŞÜNCE OTAĞINDA “GAÇA GAÇ”  ANLATILDI.

          Her hafta bir kişiyi konuk eden Iğdır düşünce otağının bu haftaki misafiri Araştırmacı gazeteci eğitimci yazar Serdar Ünsal oldu.

Araştırmacı gazeteci eğitimci yazar Serdar Ünsal”Iğdır ve çevresinde Azerbaycan(Nahçıvan)-İrevan ve İran Üçgeninde yaşanan Gaça Gaç “konusunu anlattı.         Açılış konuşmasını yapan Avukat Cafer Zor,,” Iğdır,İrevan bölgesinde kaça kaç olayı çok yaşanmıştır. Ermenilerin yaptığı saldırılardan canlarını kurtarmak için insanlar kaçmak zorunda kalmışlardır. Ermeniler Türk milletine karşı katliamlar yapmıştır.  ”dedi            Yöneticiliğini avukat Cafer Zor’un yaptığı  sohbette konuşan           Araştırmacı gazeteci eğitimci yazar Serdar Ünsal şunları söyledi:” Iğdır’da yaşayan insanların çoğunluğunun ailesi Ermeni mezalimine uğrayan insanlardır. Ve kaça kaça yani sürgüne mecburi göçe zorlanmışlar canlarını Ermenilerden korumak için kaçmak göç etmek zorunda kalmışlardır.Bu kaça kaça maruz kalanlardan biride benim babaannem olmuştur. Ermeniler Türk yurdu İrevana saldırarak Türk nüfusu zorla göçe zorlamışlardır. Silahsız olan insanlar canlarını kurtarmak için kaçmak zorunda kalmışlar. Aras nehrini geçerek İran’a gitmek zorunda kalmışlardır. Bu kaçış sırasında yüzlerce insan hayatını kayıp etmiş Aras nehrinin sularında kimi boğulmuş, kimi de Ermeni çetecilerin, askerlerin açtığı ateşle Aras nehrini kırmız kana bulamışlardır. Nehirden kırmız kan akmıştır. Babaannem Seriye’nin

hayatından yola çıkarak yazdığım  roman.Ermeni zulmünden kaçan Türklerin bu zorlu süreçte yaşadıkları acıları, verdikleri kayıpları görürüz.Her şeyi geride bırakarak güvenli bölgelere kaçmak zorunda

kalanlar, evleri talan edilenler, tecavüze uğrayan genç kızlar,ağaca bağlanıp karnı yarılarak bebeği fırlatılan hamile kadınlar,yakılmak için bir odaya kilitlenenler, gözünün önünde kocası öldürülünce çaresiz kalan kadınlar, iki çocuğuyla kaçmak zor olunca küçük yavrusunu bırakmak zorunda kalan acılı analar,Aras Nehri’nden geçerken Aras’ın serin sularına yavrularını kaptıranlar, güvenli bölgede sığıntı aşamanın zorluğunu çeken dul kadınlar, mecburiyetten yapılan evlilikler, yıllarca birbirinden haber alamayıp arayış içinde olan akrabalar, bir elmaya

hasret büyüyen çocuklar...”

       Yüreğim İrevanda kaldı romanıyla ilgili olarakta bilgi veren Serdar Ünsal,” Romanım gerçek yaşanmış bir hikâye, daha doğrusu baba annemin İrevan’dan Ermenilerin saldırısı sonucu kaçışlarının hikayesi, İrevan’dan Aras nehrine oradan İran’a İran’dan Türkiye’ye Iğdır’a gelip bin bir zorluklarla yaşamaya çalıştığı bir yaşam öyküsü. Babaannem İrevan’da evini, sevdiklerini, babasını bırakarak kocasıyla kızıyla İran’a kaçarken Ermeniler tarafından Aras nehrinde kocasının vurulmasını ölünceye kadar unutamadı. Yüreğim İrevan'da Kaldı" romanında Vatana,İrevan'a, hasret ölenlerin hikayesini ,Ermenilerin yaptığı zulmü, Ermenilerin 1920 yılında İrevan' da yaptıkları vahşeti  Aras nehrini kan gölüne çevirmelerini, eşi kocadan, anneyi yavrusundan, anne ve babayı evladından ayırmalarına şahit olacaksınız. Türk Milleti, gençliği Ermenilerin yıllardan beri ne kadar  “Türk düşmanı olduğunu Türk'ün yaşadığı topraklarda gözü olduğunu” bilmeli öğrenmelidir. “dedi.

         EVET, HEPİMİZİN YÜREĞİ İREVAN’DA KALMIŞITIR

 Program daha sonra soru cevap şeklinde devam etti.

Eğitim/Kültür/Tarih Haberleri

Teğmen Ebru Eroğlu için flaş karar
İSTAD Olağan Genel Kurulu Coşku ile Yapıldı
Prof.Şengör PAÜ'yü Yerden Yere Vurdu
Tekin'den 'mülakat' açıklaması: Tek bir torpil, tek bir kayırma olmadı
PAÜ AŞAĞIYA DÜŞTÜKÇE DÜŞÜYOR