IĞDIR DÜŞÜNCE OTAĞI TURGUT ÖCAL’I  KONUK ETTİ

          Her hafta bir kişiyi konuk eden Iğdır düşünce otağının bu haftaki misafiri emekli öğretmen Edebiyatçı  Turgut Öcal oldu.

Emekli öğretmen Edebiyatçı  Turgut Öcal ,Türk dünyasının en önemli divan şairi olan Fuzuli hakkında bilgi verdi.         Açılış konuşmasını yapan Iğdır Üniversitesi Öğretim üyesi eğitimci yazar Sözer Akyıldırım ,”Fuzuli Türk dünyasının en önemli bir şairidir biz onu Leyla ile mecnun eserinden, su kasidesinden ,selam verdim rüşvet değil diye almadılar gibi eserlerinden tanıyoruz. Yine herkesin unutmadığı beyiti” Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı Felekler yandı âhımdan murâdım ... Günümüz Türkçesi 1. Sevgilim beni candan usandırdı, kendisi cefadan usanmaz mı? Eseri ile tanıyoruz .”dedi.            Yöneticiliğini Sözer Akyıldırım’ın yaptığı  sohbette konuşan Emekli öğretmen hocaların hocası Edebiyatçı  Turgut Öcal şunları söyledi”   Fuzûlî (y. 1480 veya 1494 - 1556, Kerbela ya da Bağdat), Azerbaycan Türkçesi, Arapça ve Farsça eser veren Osmanlı dönemi Türk divan şâiridir. Asıl adı Mehmed bin Süleyman'dır. Oğuzlar'ın Bayat boyuna mensuptur. Arapça ve Farsça eserleri de bulunmakla birlikte Azerbaycanca'nın en önemli lirik şairi olarak kabul görmüştür.Mehmed Fuzûlî Alevî Müslümanların Yedi Ulu Ozanlarından birisidir. Ailesi göçebe hayatı bırakıp günümüzdeki Irak bölgesine yerleşmiş olan Oğuzların Bayat boyundandır.

          Fuzûlî iyi bir eğitim almak için ilk önce Hillah şehrinde müftü olan babasından ve daha sonra Rahmetullah adındaki bir öğretmenden eğitim görmüştür. Daha sonraki öğrenimi hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte; eserlerinden İslamî bilimler ve dil alanında çok iyi bir eğitim aldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Su Kasidesi'nin 2. beytinde;"Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem","Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su"diyerek astronomi bilgisinin de iyi olduğunu ortaya koymuştur. Türkçe Divanı'nın önsözünde şöyle demiştir:

“              "İlimsiz şiir temelsiz duvar gibidir, temelsiz duvar da değersizdir"              ”

Eserlerinde kullandığı dil dönemindeki divan şairlerine göre daha sade, anlaşılır bir Azerbaycan Türkçesi'dir. Halk deyişlerinden bolca yararlanmıştır. Fazlî Çelebi Fuzûlî-zâde isimli oğlu vardı.

       Bedensel zevklerden ziyade tasavvufî bir aşk, Ehl-i Beyt'e duyulan özlem, ayrılık acısı şiirlerinin konusunu teşkil etmiştir. Duygu ve düşüncelerini çok içten ve lirik bir şekilde ifade etmeyi kolayca başarmıştır. Bu açıdan bakıldığında Türk şiirinde karşılaştırılabileceği tek şair Yunus Emre'dir. "Leylâ ile Mecnun" mesnevîsi aynı konuda yazılmış (Arapça ve Farsça dâhil) en iyi mesnevîlerden biridir.

İran şiirinden Hâfız, Türk şiirinden ise Nesimî ve Nevai çizgisini en başarılı şekilde kemâle erdirmiştir. Kendisinden sonra gelen bütün divan şairlerini etkilemiştir. Onun, Kerbela'da 1556 yılında içinde yaygın olan salgın bir hastalık sonucunda, veba veya koleradan öldüğü tahmin edilir. Nefsini yüceltmemek, kibir ve gurur yapmamak için şiirlerinde "boş, gereksiz, yersiz" anlamına gelen "fuzuli mahlasını kullanmıştır.

Irak'ta Hilla Bölgesinde yaşamıştır.Hayatı yoksulluk, bahtsızlık ve ilgisizlik içinde geçmiştir. Bu durum onu derinden etkilemiş ve bu yalnızlık duygusu sanatının ilham kaynağı olmuştur. Yaşadığı atmosferi şiirine yansıtmıştır. Kendisi çölde yaşamış; çöl kimsesizlik, hasret ve hüzün demektir. Fuzuli bu unsurları şiirinde yoğurmuştur.

Fuzuli şiirlerinde Tek Varlık görüşünü en fazla işleyen şairdir. Onda "Visal" (Allah'a kavuşma) isteği kuvvetlidir. Ama vuslat yoktur. Tasavvuf onda yaşı ve sanatı ilerledikçe koyulaşmıştır. Divan edebiyatında ilah-i aşkı en fazla işleyen şairdir. Bu durum ondaki ideal aşkı gösterir. Fuzuli derdi, ıstırabı seven bir kişidir. Nitekim şu beyiti bunu açıkça gösterir.

"Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib Kılma derman kim helakım zehri dermanındadır."

Fuzuli derin ve samimi bir aşk şairidir. Ölüm, toplum, yoksulluk, felsefe, tabiat temalarını hep bu aşk etrafında yazmıştır. Çağdaşlarına göre sade bir dili vardır. Arapça, Farsça ve Türkçeyi çok iyi bilen şairin gücü; bu üç dilden aldığı kelimeleri kullanıp, bunlarla düşünmesiyle ortaya çıkmıştır. Bu yönüyle Divan Edebiyatı'nın en büyük şairlerinden sayılmaktadır.Ayrıca Yedi Ulu Ozan'dan biri kabul edilir.

Seçkin eserleri

Türkçe manzum eserleri

Divan,

Beng ü Bade

444 beyitlik Türkçe mesnevi, Leylâ ile Mecnun 3 bin 96 beyitlik mesnevi. Bir örnek;"Arayiş-i sohbet eyle saki

Ver bade mürüvvet eyle saki

Bir cam ile kıl dimağımuz ter

Lutf eyle bir iltifat göster

Risale-i Muammeyat

Kırk Hadis,

Su kasidesi

Ali Divanı

Şikâyetnâme kafiyeli nesir türündedir;

I. Süleyman'nin Bağdat'ı fethinden sonra (1534) padişaha kasideler sunmuştur. Padişah tarafından beğenilen kasideler karşılığında 9 akçelik maaşla ödüllendirilmiştir. Maaşını alamayınca Şikâyetnâme'yi yazmıştır. Şikâyetnâme Fuzuli'nin en önemli eserlerinden biridir.

Şikâyetnâmesinde Fuzuli şöyle der:

“          Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar.

Hüküm gösterdim faydasızdır diye mültefit olmadılar.”

Turgut Öcal daha sonra Sorulara cevap verdi. 

Medya Haberleri

İnsanın üç içgüdüsü
Yoğun İş Hayatında Zamanı Verimli Kullanmanın 8 Pratik Yolu
PAÜ'de Bir Kayıt Skandalı Daha
Sözde Ermeni Soykırımı
Herkes her şeyi biliyor