Hocalı Soykırımı'nı Gözyaşlarıyla Anlattılar

Denizli Türk Eğitim Vakfı Anadolu Lisesi Teval Tarih Kulübü öğretmen ve öğrencileri Hocalı Soykırımı'nı okulda yaptıkları anma töreninde duygulu anlar yaşandı.

Denizli Türk Eğitim Vakfı Anadolu Lisesi Teval Tarih Kulübü öğretmen ve öğrencileri Hocalı Soykırımı'nı okulda yaptıkları anma töreninde duygulu anlar yaşandı. Bu etkinliği yapan öğrenciler soydaşlarının katliama uğramasını ve kendilerine soykırım yapılmasını gözyaşlarıyla izleyicilere anlattılar. Soykırımı anlatan canlı koreografide sessiz çığlığı canlandıran öğrenci gözyaşlarına boğuldu.Teval Tarih Kulübü öğretmeni Sedat Serdaroğlu ve görevli öğrenciler Zeynep Şimşek, Kardelen Erdoğan, Emrah Çetin, Merve Aslanpay,Emel Doğan, Batuhan Arıbaş, Hüseyin Kocakaplan, Muhammed Şarkaya, Havva Şimşek, Erçin Yavuz, Furkan Oyutun, Tuğçe Çoban ve Ece Eşme Hocalı Soykırımı'nı sahnelediler.

Ermeni Çetecilerin 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan'ın Karabağ Dağlık bölgesi'ndeki Hocalı Kasabaasında yaptıkları insanlık dışı bir soykırıma imza attılar. Dünyanın gözü önünde yapılan bu soykırımda  86 sı çocuk 106 kadın ve 70 den fazla yaşlı olmak üzere 613 Azerbaycan Türk'ü katlettiler bu soykırımda 487 kişi ağır yaralandı. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde bir çoğunun yakıldığı gözlerinin oyulduğu başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların ağır işkencelere maruz kaldığı tespit edilmiş.

ERMENİ MESELESİ

1915'te Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Ermeniler Taşnak ve Hınçak adle çeteler oluşturup Doğu Anadolu'daki Türk köylerini basıp oradaki köylüleri katletmiştir. Bu ermeni isyancıların hedefi Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ve  Almanlara karşı savaşan Rus askerlere yardım etmekti. Ruslar ve Fransızlar ermenileri ikna etmek için onlara ''büyük ermenistan'' adlı bir devletten söz etmiştir. Bu devleti gerçekleştirmek için Ermeniler Osmanlılara karşı ayaklanmıştır ve çoğu Türk olmak üzere yaklaşık 500 bin civarı Osmanlı vatandaşını katletmiştir.

Bu olayları durdurmak için Osmanlılar Doğu Anadolu'daki Ermenileri Osmanlı İmparatorluğu'nun vilayeti olan Suriye'ye tehcir etme kararı vermiştir. Osmanlılar aynı anda Doğu Anadolu'daki Sarıkamış'ta Ruslara karşı büyük mücadele veriyordu. Bu nedenle Doğu cepheden Suriye'ye düzenlenen Ermeni Tehciri düzenli gerçekleşemedi. Yorgunluk, hastalık, sıcaklık ve açlık nedeniyle ölen insanlar olmuştur.

 Ancak iddia edildiği gibi sayıları 1.5 milyon değildir. Osmanlı resmi kayıtlarına göre o sırada Ermenilerin toplam sayısı 1.3 milyondur. Günümüzde Ermenlerin ve 'Ermeni Soykırımı' yalanını  kabul eden devletlerin amaçları tarihi bir olayın aydınlanması veya insanlık vicdanın ortak sesi olma gayesi değildir. Bunun en iyi örneği HOCALI KATLİAMI'ndaki  tavırlarında görülmektedir.

Ermenlerin üç aşamalı planı vardır. Birinci aşama; Ermeni soykırımının tanınmasını sağlamak. İkinci aşama; bu yolla Türkiye'den tazminat almak ve üçüncü aşama; Büyük Ermenistan yolunda Türkiye'den toprak koparabilmektir.

Kan Donduran Soykırımı Ermeni Gazeteci Anlatıyor

Hocalı katliamının tanıkları anlatmaya devam ediyor. Katliam sonrası Ağdam Kasabası’na giderek cesetleri inceleyen anatomi uzmanı, Profesör doktor Mubariz Allahverdiyev, gördüklerini Semanur Sönmez Yaman’a anlattı.

Ermeni meslektaşı Zori Balayan’ın 13 yaşındaki bir Azeri çocuk üzerinde gerçekleştirdiği vahşi deney, tüyler ürpertiyor.

Akıl almaz bir işkence öyküsü.

Tarih 25 Şubat 1992… Yer: Hocalı…

Ermeni doktor Zori Balayan, katliam sırasında pencereye çivilenmiş bir erkek çocuk gördü. Aklına kendince dahiyane bir fikir geldi.

Canlı bir çocuğun, derisi yüzüldükten sonra kaç dakika yaşayacağını hesaplamak için kolları sıvadı.

Küçük çocuğun çığlıklarına aldırmadan kafası dahil bütün derisini yüzdü.

Sonra karşısına geçip saat tutmaya başladı.

Çocuğun kan kaybından ölümü, 7 dakika sonra gerçekleşti.

“Doktor” ünvanlı cani, akşam bu deneyi üç çocuk üzerinde daha gerçekleştirdi. Bir süre sonra, vahşi deneyini Ruhumuzun Canlanması adlı kitabında, gururla itiraf etti.

Kırmızı bültenle aranan Zori Balayan, o işkenceyi kitabında gururla itiraf ediyor.

"Biz arkadaşımız Haçatur'la ele geçirdiğimiz eve girerken askerlerimiz 13 yaşında bir Türk çocuğunu pencereye çivilemişlerdi. Türk çocuğunun bağırış çağırışları çok duyulmasın diye, Haçatur, çocuğun annesinin kesilmiş memesini çocuğun ağzına soktu.

 

Daha sonra bu 13 yaşındaki Türke onların atalarının bizim çocuklara yaptıklarını yaptım. Başından, sinesinden ve karnından derisini soydum. Saate baktım, Türk çocuğu yedi dakika sonra kan kaybından öldü.

İlk mesleğim hekimlik olduğuna göre hümanist idim, bunun için de Türk çocuğuna yaptığım bu işkencelerden dolayı kendimi rahatsız hissetmedim. Ama ruhum halkımın yüzde birinin bile intikamını aldığım için sevinçten gururlanırdı.

Haçatur daha sonra ölmüş Türk çocuğunun cesedini parça parça doğradı ve bu Türkle aynı kökten olan köpeklere attı. Akşam aynı şeyi üç Türk çocuğuna daha yaptık. Ben bir ermeni vatansever olarak görevimi yerine getirdim.

Haçatur da çok terlemişti, ama ben onun gözlerinde ve diğer askerlerimizin gözlerinde intikam ve güçlü hümanizmin mücadelesini gördüm. Ertesi gün biz kiliseye giderek 1915'te ölenlerimiz ve ruhumuzun dün gördüğü kirden temizlenmesi için dua ettik."

Hocalı katliamı sırasında küçük çocukların derilerini diri diri yüzen Zori Balayanh’ın yaptıklarını, Azeri doktor, Profesör Mubariz Allahverdiyev, gazeteci Semanur Sönmez Yaman’a anlattı.

Allahverdiyev, Azerbaycan Üniversitesi Tıp Fakültese'nde anatomi uzmanı... Katliam günü bütün ailesi Hocalı'daydı. Haberi alır almaz Bakü'den Hocalı yakınındaki Ağdam'a gitti. Yaralıları, işkenceyle öldürülen 613 cesedi tek tek gözleriyle gördü. Mubariz Allahverdiyev, uzmanlığı gereği sürekli kadavralarla çalışıyordu. Ancak o gün gördüğü cesetler karşısında, o bile dehşete düştü.

Allahverdiyev, Ermeni doktorun yargılanmasını talep ediyor. Çağrısı, bütün dünyaya... Tek isteği, hayvanlara bile reva görülemeyecek bu işkencenin cezasız kalmaması...

Teval Tarih Kulübü başkanı, tarih öğretmeni Sedat Serdaroğlu: ''26 Şubat 1992 Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ Hocalı Kasabası'nda soydaşlarımıza yapılan insanlık dışı vahşetinin 24. yılında o günkü gibi acılarını yüreğimizde hissediyoruz. Soydaşlarımızı okulumuzda bir etkinlikle öğrencilerimize anlatmaya çalıştık.  Bu anma töreninin hazırlanışında birlikte çalıştığımız öğrencilerimiz gözyaşlarıyla sahnelediler. Bu soykırımı soydaşlarımıza yapan Ermeni Çetecileri lanetliyoruz'' dedi.

 

Özel Haber Haberleri

PAÜ'DE ''YAPI İŞLERİ'' BÖYLE Mİ DÖNÜYOR ?
Yazarımız Halil Manuş'tan Sarıkamış Şehitlerine Ağıt
SARIKAMIŞ DESTANI
İkbal Vurucu'dan ''CEVAP HAKKI''
PAÜ Rektörü Kutluhan yine bildiğiniz gibi