Gürpınar Mahallesi’nin Tek Lavanta Bahçesi Nasıl Kuruldu?

Çivril’in Gürpınar Mahallesi’nde tek lavanta bahçesi sahibi, Emekli Öğretmen Rüştü Balaban hocamızla Rüştü Çakır’ın “lavanta” üzerine yaptıkları röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

- Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ben, Rüştü Balaban. 1959 Denizli-Çivril doğumluyum. İlk ve ortaokulu Çivril-Gürpınar’da okudum. Çocukluğum ve gençliğim Gürpınar’da ve çiftçilikle geçti. Yeterli arazimiz olmadığımdan okudum, öğretmen oldum. Yurdun değişik bölgelerinde görev yaptım. 2008 yılında emekli oldum. Emekli olduktan sonra Gürpınar’da küçük çaplı çiftçilik faaliyetlerine başladım.

- Gürpınar'a lavanta bahçesi kurmak nereden aklınıza geldi?

Yaklaşık 10 yıl önce internette lavantayı tanıdım. O zamanlar, internet ortamında da  lavantayla ilgili yeterli bilgi bulamamakla beraber, lavantaya ilgi duyup araştırdım. Ülkemizin lavanta ihtiyacının yüzde yetmişinin yurt dışından karşılandığını öğrendim. Bizim topraklarda da yetişebileceğini öğrendim. Küçük bir deneme bahçesine 50 kadar lavanta fidanı dikip yetişebildiğini görünce başarılı olacağıma inandım ve lavanta yetiştirmeye karar verdim.

- Bu bahçeyi oluşturmanın maliyeti ve zorlukları nelerdir?

Bahçem, Bulkaz Dağı’nın eteğinde taşlık bir arazide idi. Çiftçilikte tecrübem olduğundan bahçeyi kurmakta fazla zorluk çekmedim. Ancak ilk fidan aldığım şahıs bana fidanları çok geç gönderdi. Haziran ayında diktiğim fidanlar çok fire verdi. Ertesi sene şubat ayında başka birinden aldığım fidanları diktim, hiç şaşmadı. Tabii, bana fidanlar  iki katına mal oldu. Önceden fidan yerinin hazırlanması, dikim –haliyle- masraflı oldu. Arazim taşlık olduğundan her yıl yabanî ot mücadelesi vermek, araziyi çapalamak zor oldu.

- Lavantayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

İkinci yıl az da olsa verim almaya başladım. Ancak pazarlama zorluğu yaşadım. Lavantayı biçtikten sonra gölgede kurutup elle ovaladım. Elle ovalama işi çok zor, baya zaman alıyor. Alıcıların verdiği fiyat ovalama emeğinin bile karşılığı olmayacak miktarda idi. Kendim perakende pazarlamaya çalıştım pek başarılı olamadım. Ertesi yıl maddi imkanlarımı zorlayarak küçük bir yağ çıkarma kazanı (distilasyon kazanı)  aldım. Fakat çıkardığım yağa tüccarlar düşük fiyat verdikleri için satmadım. Kendim küçük şişelere doldurarak perakende pazarlamaya çalıştım ama pek başarılı olamadım. Oysa, yağı hediye ettiğim eski öğrencilerim ve dostlarım kokusunun çok etkili olduğunu birkaç damlası ile ortamı gün boyu hissedilen lavanta rayihasının kapladığını dile getiriyorlar. Sağlık açısından da faydaları saymakla tükenmez. Fakat, gelin görün ki, elimde iki senedir çıkardığım yağlar duruyor. Bir kolonya üreticisine gittim. “Biz sentetiğini üretiyoruz.” dedi. Sıvı sabun ve deterjan üreticisine gittim o da ucuza mal olduğundan sentetiğini kullanıyor. Kısacası, doğal ürüne rağbet eden kimseyi bulamadım. Dolayısıyla, lavanta yağını da pazarlamayı beceremedim. Tüccarların toptan için verdikleri fiyatlar dalga geçer gibi, emeğimi bırakın, yaktığım odunu ve soğutmak için kullandığım suyun parasını kurtarmayacak.

- Bahçeye emek, zaman ve para harcadınız. Umduğunuzu bulabildiniz mi? Beklentileriniz neler?

Harcadığım emeğin ve masrafın karşılığında umduğumu bulamadım. İsterim ki; emek ve masrafımın karşılığı olacak, yüz güldürecek bir fiyatla satabileyim.

- Başka projeleriniz var mı?

Kafamda başka düşüncelerim var,  lavanta kokulu doğal sabun yapmayı istiyorum. Kekik yetiştirip kekik yağı çıkarmayı istiyorum. Üç beş kovan arı yetiştirip kendi ürettiğim balı ve poleni yemek istiyorum.

- Misafir geliyor mu? Nerelerden geliyor?

Lavanta bahçeme seyrek de olsa misafir geliyor. Kendi çevrem ve arkadaşlarım, kendi köyümüzden ve çevre köylerden duyanlar görmeye ve resim çektirmeye geliyorlar.

Teşekkür ederiz hocam. Kolaylıklar dileriz.

İlçe Haberleri Haberleri

MHP'li vekil ateş püskürdü
Başkan Pütün Beyağaç'a Fabrika Kuruyor
Denizli Büyükşehir’den her ay deneme sınavı
600 milletvekilin 400'ü obez!
“TARIM BAKANI KENDİ SÖYLEDİĞİNE BİLE İNANMIYOR”