TBMM’de gerçekleştirilen kapalı oturumun ardından İsrail-Filistin çatışması için yayımlanan ortak bildiri ile Filistin’de doğrudan sivillere yönelik saldırılar, grubu olan tüm partilerin ortak iradesiyle kınandı.
TBMM'de grubu bulunan 6 siyasi parti tarafından kaleme alınan Filistin-İsrail çatışmasına yönelik ortak bildiri yayımlandı. Kapalı oturumun sonlandırılmasının ardından kürsüden TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca tarafından okunan bildiride, Filistin ve İsrail'de yaşanan çatışma nedeniyle sivil can kayıplarının yaşanmasının, sivillerin yaşadığı bölgedeki altyapının hedef alınmasının ve sivillerin temel ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik engeller nedeniyle yaşanan mağduriyete dikkat çekildi. Bildiride; Filistin ve İsrail, iki devlet temelinde adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmaları için daha fazla gecikmeksizin kalıcı barışa yönelik müzakerelere başlamaya davet edildi.
TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca tarafından okunan ortak metin şöyle:
“Türkiye Büyük Millet Meclisinin Ortak Bildirisi
Filistin ve İsrail'de yaşanan çatışmalarda çok sayıda sivil can kayıplarının yaşanması, sivil altyapının hedef alınması ve sivillerin en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak durumda bırakılması, vicdanları yaralamaktadır. Krizin başka bölgelere de sirayet potansiyeli, bölgesel güvenlik ve istikrarı ciddi biçimde tehdit etmektedir.
Sivillerin her şartta korunması ve toplu cezalandırma mahiyetindeki uygulamalardan kaçınılması hukukun, vicdanın ve insanlığın gereğidir. Bu gerilimin telafi edilemez sonuçlar doğurmaması için tüm tarafları barış-güvenlik-istikrar vizyonumuz çerçevesinde itidale ve aklıselime davet ediyoruz.
Son yaşananlar; uzun süredir tarifsiz sıkıntı, umutsuzluk ve acılara yol açan Filistin-İsrail meselesinin artık 2 devletli çözüme yönelik yerleşik Birleşmiş Milletler parametreleri temelinde ve müzakereler yoluyla adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması zaruretini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Filistin-İsrail meselesinin çözümü, sonuçları yönetmekten değil, sorunların temelinde yatan sebepleri ortadan kaldırmaktan geçmektedir. Son olaylar, elli altı yıldır devam eden hukuksuz işgal ve buna bağlı politikaların doğurduğu bir sonuçtur.
Toprakları, hayat ve gelecek umutları elinden alınan Filistin halkı, bugün yeni ve emsali görülmemiş bir kuşatma altındadır. 2 milyon insanın yaşadığı ve on altı yıllık ablukayla çoktan bir açık hava hapishanesine dönüşmüş bulunan Gazze'ye sağlanan gıda, enerji ve insani yardımların kesilmesi, sivil yerleşimlerin hedef gözetilmeksizin vurulması uluslararası hukukun açık ve ağır bir ihlalidir.
İşgalle başlayan yasa dışı yerleşimcilerin mülk gaspları, kutsal mekânların statüsünü hiçe sayan saldırı ve provokasyonlarla devam eden ihlaller zinciri ve çifte standartlı uygulamalar, iki devlet temelindeki çözüm vizyonunu da aşındırmaya devam etmektedir.
Bu itibarla, Filistin topraklarında devam eden işgal uygulamalarının bir an önce sona ermesi ve adil bir barışa ulaşılması şarttır. Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere, tüm uluslararası toplumun artık daha fazla gecikmeksizin iki devletli çözüm vizyonu temelinde tarafları adil bir çözüme yönlendirmek için sorumluluk alması gerekmektedir.
Ortadoğu’da kalıcı barışın öncelikle Filistin-İsrail meselesinin adil bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkün olduğunu ve bunun 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe haiz bir Filistin devletinin vücut bulmasıyla mümkün olabileceğini net bir şekilde yineliyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan tüm siyasi partiler olarak yukarıda sıraladığımız görüşler temelinde taraflardan Filistin ve İsrail’de yaşanan çatışmaları tırmandırmaya son vermelerini ve sivilleri hedef almamalarını bekliyoruz.
Gazze’de bitmeyen insani trajediyi derinleştiren kolektif cezalandırma yöntemleriyle hedefi doğrudan siviller olan tüm saldırıları kınıyor; Filistin ve İsrail’i iki devlet temelinde adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmaları için daha fazla gecikmeksizin kalıcı barışa yönelik müzakerelere başlamaya davet ediyoruz.