24 Haziran tarihli Hürriyet Gazetesinde yer alan bir haberden yola çıkarak, Lozan Antlaşmasına göre Fatih Kaymakamlığına bağlı olan ve sadece Rum ve Ortadoks vatandaşlarımıza “Ruhani Hizmet Verme “ şartı ile İstanbul’da faaliyet göstermesine izin verilen Fener Rum Patrikhanesi’nin Ekümenik sıfatını kullanmasından duyulan rahatsızlığı dile getirerek, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemi ile yazılı soru önergesi verdi.
Fener Rum Patrikhanesi tarafından Amerika’daki tüm Ortodoks ve Rum Cemaatinin lideri olarak seçilen Elpidophoros Lambriniadis göreve başlama töreninde yaptığı açıklamalarında sarf ettiği sözlerin (Türkiye-Yunanistan, Türkiye-Kıbrıs ilişkilerinde önemli role sahip olduğu, başlıca hedefinin Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması olduğu) Türkiye Cumhuriyeti’nin hassasiyet gösterdiği konular arasında olduğunun altını çizen Yasin Öztürk sorduğu sorular ile Dış Politikamız için önemli noktalara dikkatleri çekti.
Denizli Milletvekili Öztürk önergesinde aşağıdaki soruların cevabını aradı:
Tabiri caizse; Müslümanların lideri Halifelik ve Katoliklerin lideri Papalık ile eşdeğer anlam ifade eden tüm dünyadaki Ortodoksların lideri manasına gelen “Ekümenik” ünvanını Fener Rum Patriğinin kullandığı doğru ise, kendisi bu ünvanı kullanma yetkisi olmadığı konusunda uyarılmış mıdır?
Bahse konu törene katılan Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu acaba bu törende “Ekümenik Patrik” sıfatlarının kullanılmasına bir tepki göstermiş midir? Başpiskoposun Beyaz Saray ile bu derece yakın ilişkiler içinde olması Türk Dış Politikası açısından nasıl karşılanmaktadır?
Ayrıca Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması konusunda İktidar bir güvence mi verdi de böyle rahatça bu konuyu Washington’da gündeme getirebiliyorlar?
Sadece İstanbul’da yaşayan Rum ve Ortodoks Cemaatine ruhani hizmet vermesi gereken Patrikhane nasıl olur da tüm dünyadaki Ortodoksları en üst düzeyde temsil eden bir kurum olarak tanımlanmaktadır?