Yapılan açıklamada AKP iktidarının hayatın her alanında olduğu gibi Eğitim Sisteminde de sistemi siyasallaştırmaya devam etiği, hiç kimsenin kişisel yaşamına karışmayacaklarını belirterek iktidara gelenlerin Çocukların geleceğini geri alınamayacak şekilde olumsuz etkileyecek TEOG sonrası yeni getirilen Ortaöğretime geçiş sistemindeki yaptığı değişiklikler ile öğrencilere İmam Hatip dayatması getirdiklerini, öğrencilerin istediği okulda öğrenim görme özgürlüklerinin ortadan kaldırıldığını dile getirildi.
AKP iktidarının Eğitim Sistemini yıkmak için Ortaöğretime geçiş ve Üniversite Sınav sistemlerinde kendisine göre değişiklikler yaptığını söyleyen Ertemur, gittikçe biraz daha yoksullaşan geniş halk kitlelerinin çok büyük zorluklar içerisinde, çocuklarının geleceği için iyi bir okula göndermeye hazırlanırken MEB’in son yayınladığı Ortaöğretime Geçiş Kılavuzu ile derin kaygılar içerisinde hayal kırıklığına uğradıklarını söyledi.
Eğitim, öğretimin laik bilimsel doğasını, işlevini ortadan kaldıracak olan bu değişiklik ile ülkenin tankla topla işgal edilmesine gerek kalmayacağı belirtilen açıklamada eğitim sistemindeki nitelik sorununun yanında devletin kendi okullarını nitelikli okul-niteliksiz okul ayrımı yaparak isimlendirmesi anlamanın mümkün olmadığını, resmi kayıtlara göre Ortaöğretimde var olan bir milyon iki yüz binin üstündeki öğrencinin bir milyonunun niteliksiz okullarda okuyacaksın dayatmasının da anlaşılacak bir şey olmadığını ve devletin görevinin yurttaşlarına en iyi hizmeti sunmak olduğunu dile getirdi.
Eğitimde Fırsat Eşitliği
Başkan Ertemur, sosyal Devletin en temel ilkesinin Eğitimin ve Sağlığın kamusal olmasını zorunlu kıldığını, bu sebeple yurttaşların sağlık ve eğitim sorunlarını onların sosyal bir hakkı olarak kabul ederek devletin yerine getirmesi gerektiğini vurguladı ve Ulus bireylerinin duygu ve düşünce yönünden birliğini sağlamanın eğitimde herkese fırsat eşitliği sağlanarak başarılabileceğini dile getirdi.
MEB’in son yaptığı açıklamaya göre ortaöğretimde bir milyon iki yüz bin öğrencinin yalnızca %10’u nitelikli diye tanımlanan okullara girebileceğini, Türkiye genelinde bin üçyüz altmış yedi nitelikli okulun yedi yüz kırk yedi tanesinin İmam Hatip Lisesi olduğunu, yani yarısından fazlasının İmam Hatip Lisesi olduğunu, bu kılavuza göre Denizli İlinde Merkezde on altı okulun nitelikli okul olarak kabul edildiğini, onbir tanesinin Merkezefendi de beş tanesinin de Pamukkale İlçesi’nde olduğunu belirten Ertemur, senelerce başarılı öğrenciler yetiştiren, üniversite sınavlarındaki başarısı herkesçe bilinen TEV Anadolu Lisesi ve Tekin Ada Anadolu Lisesilerinin niteliksiz okullar içine alındığını söyledi.
MEB’in son yayınladığı kılavuza göre %10’luk dilimin dışında kalan Türkiye çapında bir milyonun üzerindeki öğrencilerimiz gibi ilimizdeki onbeş binin üzerindeki öğrenciden onüç bini niteliksiz olarak adlandırılan okullara gitmek zorunda bırakıldığı ifade edilen açıklamadı bu öğrencilerin adrese dayalı kayıt sistemine göre tercih yaparken tercihlerinde 3 Anadolu Lisesi, 3 Meslek Lisesi ,3 İmam Hatip Lisesi olmak üzere 9 liseden 5 tanesini tercih yapmak zorunda kaldıklarını, 5 tercih yapmayan öğrencinin tercihinin kabul edilmeyeceğini, 3 Anadolu Lisesi tercihi yazan bir öğrenci tercihini beşe tamamlayabilmek için 2 tane de Meslek ve ya İmam Hatip Lisesi tercihi yapmak zorunda kaldığını, Bu şekilde İmam Hatip Liselerinin zorunlu olarak tercih içine alındığını, buradaki amacın öğrencilerin İmam Hatip Liselerine gitmek zorunda bırakılması olduğunu, Meslek Lisesi ve İmam Hatip Lisesine gitmek istemeyen öğrencilerin zorunlu olarak özel okul ve kolejlere yöneleceğini, en küçük özel okul fiyatının 20.000 TL den başladığını ve orta ve dar gelirli yurttaşlara bu sistemin vuracağını, herkese eşit-parasız-nitelikli çağdaş bir eğitim her yurttaşımızın hakkıyken paran varsa oku, paran yoksa okuma anlayışının dayatıldığını, bunun sonucunda da eğitim sisteminin özelleştirilip özel okul ve kolejlere sonsuz bir öğrenci kaynağı yaratıldığını dile getirdi.
Ertemur, parası olmadığı için kolejlere gidemeyen öğrencilerin mecburen açık liselere gideceğini ve Merkezi örgün eğitimin kontrol ve denetiminden uzak kalan bu öğrencilerin her türlü dış etkiye açık hale geleceğini dile getirdi ve kendilerinin demokratik ve bilimsel eğitim anlayışlarını şöyle olduğu dile getirdi:
Öğrencilerin yeteneklerini tespit eden, geliştiren, akılla bilimi öne çıkaran neden ve niçini sorgulayan, ulusal ve evrensel değerleri bilen, üretken ve ürettiklerinin hakça paylaşımında görev ve sorumluluk alan bir eğitim anlayışıdır.