Çanakkale Zaferi, milletimizin bağımsızlık karakterini, istikbali için istiklal aşkını tarihin gergefine nakış nakış işlediği, inanç kardeşliğinin gölgesinde makamların en yüce mertebesine eriştiği, eli kınalı kuzuların kucak kucağa toprağın bağrından arşı alaya yükseldiği tarih yaprağımızın adıdır.
Özgürlük ve bağımsızlığa giden yolda, önemli bir kilometre taşı olan Çanakkale Deniz Zaferi, aynı zamanda bir destanın kodlarını da içermektedir. Milletimiz, Çanakkale’yi geçilmez yaparken, belki de yok olmayı göze almıştır. Canını dişine takarak bu zaferi kazanan milletimiz, tarihin altın sayfalarında yerini almış; tüm dünya milletlerine örnek, geleceğimize miras milli bir bilinç ve ruhun oluşmasını da sağlamıştır. Çanakkale’de oluşan bu milli bilinç, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli bir rol üstlenirken, özgürlüğe giden yolu da açmıştır.
Çanakkale Zaferi, eşsizliğiyle tarihe sığmayan, hepimize büyük gurur veren, millet olarak kudretimizi ihtiva eden bir destandır. Milletimiz Çanakkale’de kanıyla tarihi, canıyla geleceği, şerefiyle bir ulusu kurtararak tarihin akışını değiştirmiştir. Milletimizin inancından, ruhundan ve vatan mücadelesinden doğan zafer, yalnız tarihe yazılmakla kalmayıp milletimizin ruhuna da kazınmıştır. Milletimizin ruhuna kazınan bu şuuru gençliğe tevarüs ettirmek en büyük görevlerimizden biridir.
Çanakkale, bir ulusun imanıyla kazandığı, irfanıyla aydınlattığı zaferin adıdır. Karadan ve denizden Çanakkale’yi geçmek isteyen ulusların her türlü silahına, son teknoloji teçhizat ve levazımata sahip düşman orduları karşısında karnı aç, ayağı yalın, ama göğsü iman dolu bir ordunun zaferidir. O imandır ki, millete birlik, inanmışlık ve adanmışlık aşılamış, dünyanın süper gücü olan devletler karşısında varlık ortaya koyma imkânı sağlamıştır. O iman, genç bedenleri gök ekini biçer gibi biçen düşman ateşi karşısında bir lahza düşünmeden hücuma kaldırmış; o iman, düğüne gider gibi ölüme, şehadete koşan insanlar inşa etmiştir.
Çanakkale Savaşı, tarihin gördüğü en kanlı savaşlardan birisidir. Bugünün kıymetini bilmek, dünü iyi bilmek ve dün ortaya konulan mücadelenin anlamını, büyüklüğünü iyi kavramak, o ruha uygun yaşamakla ihya edilebilir. Bugün bu köklerine aşina, Çanakkale ruhuna aç, bu milletin tarihi derinliğine vakıf, insanın varoluş gayesini müdrik, milli bir duyuşu ve duruşu olan bir nesil yetiştirmek, bu zafere gerçek anlamını kazandırmaktır.
Eğitim-Bir-Sen olarak, milletimizin değerlerinin, birlik ve dirliğinin korunmasının günümüzün Çanakkale müdafaası olduğunu belirtiyor; Çanakkale Zaferi’nin 100. yıldönümü vesilesiyle, Mehmet Akif Ersoy’un “Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber/Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber” diyerek müjdelediği aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.