Dünyada en hızlı büyüyen 3. ülkeyiz

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bugün açıklanan verilere göre, Türkiye ekonomisi 2015 yılı son çeyreğinde yüzde 5,7 seviyesinde büyürken, 2015 yılı genelinde yüzde 4 büyüme kaydetti.

Diğer ülke büyüme rakamları incelendiği zaman; Türkiye 2015 yılı son çeyreğinde yakaladığı yüksek büyüme rakamıyla birlikte, verisi açıklanmış bütün AB ülkelerinden hızlı büyüdü ve dünyada da Hindistan ve Çin’den sonra en hızlı büyüyen üçüncü ülke oldu.

Büyümenin İtici Gücü İç Talep

Son çeyrekte gerçekleşen yüzde 5,7’lik büyümenin kaynakları incelendiğinde ise; iç talebin 5,2, dış talebin 1,3 düzeyinde katkı sağladığı, stok değişiminin ise -0,7 düzeyinde olduğunu görüyoruz. İç talep katkısının 3,2 puanı özel tüketimden, 1,1 puanı kamu harcamalarından ve 0,9 puanı da yatırım harcamalarından kaynaklanıyor. Buradan görülebileceği üzere; 2015 yılı son çeyreğinde büyümenin itici gücü özel tüketim harcamaları olurken, büyüme dinamikleri açısından genel itibariyle dengeli bir görünüm göze çarpıyor.

2015 yıl geneli büyümesi incelendiğinde ise, yüzde 4’lük büyümenin, 4,5 puanının iç talepten, -0,3 puanın dış talepten ve -0,25 puanın da stok değişiminden kaynaklandığını görmekteyiz. Son çeyrekte olduğu gibi, yıl genelinde de iç talep büyümenin itici gücü olmuştur.

Büyüme Rakamları Beklentilerimizle Uyumlu

Bundan tam bir sene önce, 2014 yılı büyüme rakamları açıklandığı zaman; “2015 yılının 1. çeyreğinde büyümeyle ilgili rakamlar beklediğimiz, istediğimiz seviyede gelmeyecek. Ancak, 2. çeyrekten sonra da yavaş yavaş istediğimiz noktaya gelecek ve iç tüketim 2015 yılı Türkiye büyümesinde ön planda olacak" demiştik. Sonuç olarak 2015 çeyreklik büyüme rakamları sırasıyla, yüzde 2,5, yüzde 3,7, yüzde 3,9 ve yüzde 5,7 olarak gerçekleşti.

Her zaman ifade ettiğimiz üzere Türkiye yıllık en az yüzde 5 büyüme hedefi olan, dinamik, gelişen bir ülkedir. Zorlu koşullar altında, son çeyrek itibariyle yüzde 5’lik büyüme hedefini aşmış olmamız, Türkiye ekonomisinin potansiyelinin en büyük göstergesidir. 

Dünya Bankası, IMF ve OECD gibi önemli uluslararası kuruluşlar Türkiye’nin 2015 yılında yüzde 3 civarında büyüyeceğini öngörmüşlerdi. Yine bu uluslararası kuruluşların 2016 yılında Türkiye’ye ilişkin büyüme tahminleri yüzde 3-4 seviyelerinde. 2015 yılında tüm bu tahminlerin ötesinde bir büyüme gerçekleştiren Türkiye’nin, 2016 yılında da tahminleri aşacağını bekliyoruz. 

Dış ticaret görünümümüz iyileşiyor  

Diğer taraftan bugün TÜİK tarafından Şubat ayına ilişkin dış ticaret istatistikleri açıklandı. İhracatımız Şubat ayında 14 ay aradan sonra artışa geçerek geçtiğimiz yılın aynı ayına göre %1,4 arttı ve 12,4 milyar dolara yükseldi. İthalatımız ise %8,1 azalarak 15,5 milyar dolara geriledi.  İthalatımızdaki düşüş eğiliminin sürmesi, dış ticaret açığımızda da olumlu gelişmelere neden oluyor Açıklanan veriler ile birlikte, dış ticaret açığımız %32,8 azalarak, 3,1 milyar dolara geriledi. Ocak-Şubat döneminde ise ihracatımız %10,5 azalarak 21,9 milyar dolara gerilerken, ithalatımız %13,6 azalarak 29 milyar dolara gerilemiştir. 

İhracatın ithalatı karşılama oranında tarihi seviyelerdeyiz

Bir diğer önemli gelişme ihracatın ithalatı karşılama oranlarında görülen iyileşmedir. İhracatın ithalatı karşılama oranı Şubat ayında %72,2’den %79,7 yükselmiştir. Ocak-Şubat döneminde ise, söz konusu oran %73’ten %75,7’ye yükselmiştir. Serbest Bölgelerden yapılan ihracat, bavul ticareti ve hizmet ticaretimizi de dikkate aldığımızda ihracatın ithalatı karşılama oranı 2015 yılında %89, 2016 Ocak ayında %87 olarak gerçekleşmiştir.  

Geçtiğimiz yılın başlarında ve yıl genelinde yaptığımız açıklamalarda, ihracatımızın ithalatı karşılamada tarihi bir seviyeye ulaşacağımızı söyledik. Şu an ihracatı ithalatı karşılama oranının %100 seviyesine yaklaşıyor olduğunu görüyoruz. Bu durum, Türkiye ekonomisi için tarihi bir noktada olduğumuzu gösteriyor.

Dış ticarette pozitif ayrışan Türkiye

Dünya Ticaret Örgütü İstatistiklerine göre, dünya ülkelerinin ihracat rakamlarına baktığımızda, 2015 yılındaki düşüş trendinin devam ettiğini görüyoruz. Küresel talepte daralma, petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki gerileme ve jeopolitik riskler dünya ticaretini olumsuz etkiliyor. 2016 Şubat ayında Norveç’in %24, Çin’in %25,  Japonya’nın %1, Hindistan’ın %6, Güney Kore’nin %12, Singapur’un ise %7 daraldı. Dolayısıyla, dünya ülkelerindeki ihracat daralmalarını göz önüne aldığımızda, Türkiye’nin Şubat ayı itibariyle pozitif ayrışmıştır. Önümüzdeki Mart ayında Türkiye’nin ihracatında sınırlı da olsa bir artış öngörüyoruz. 

Hedef: Sürdürülebilir Büyümeyi Sağlayacak Yeni ve Milli Büyüme Modeli

Her türlü olumsuzluğa rağmen, kendi öz dinamikleri sayesinde kabına sığmayan Türkiye için yapılması gereken en önemli şey; ayak bağlarından kurtarılarak önünün açılması, böylelikle en az yüzde 5 ve üzeri seviyelerde sürdürülebilir büyümenin sağlanmasıdır. Bunun için gerekli olan ise; üreten, reel sektöre dayalı ve gerçek manada büyümenin anlam bulduğu ihracata dayalı bir milli büyüme modelidir. Bahsettiğimiz ve hedeflediğimiz bu modelin olmazsa olmazları ise, düşük faiz, ucuz yatırım ve reel sektöre dayalı yüksek üretimdir.

Ege - Denizli Haberleri

Dikkat ! Kar Denizli'ye Geliyor
Denizli’de Kırmızı Altın Hasadı Başladı
Muğla'da deprem
DENİZLİ’DE EŞ ZAMANLI YAĞMUR DUASI
Tabutları Küçük Acıları Çok Büyük