Konuyla ilgili parti grubunda açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümete çağrıda bulunarak "Hadi buyurun idam cezasıyla ilgili düzenlemeyi hemen hazırlayın ve harekete geçin de ne kadar dürüst olduğunuzu görelim" dedi.
Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları;
"Türkiye'nin pekçok sorunu ve oldukça fazla açmazı var. AKP'nin her yanı dökülen mefluç politikaları ülke ve millet hayatını zehirlemektedir. Toplumsal cinnet ekonomik felaket ahlaki vehamet birbirine eklenerek Türkiye'yi köşeye sıkıştırmakta milletin nefesini kesmektedir. Sosyal ve ekonomik çalkantı devamlı kamçılanmaktadır. Türkiye bir şiddet döngüsüne ve vahşet sürecine kilitlenmek üzeredir.
"HUNHAR CİNAYETİ LANETLİYORUZ"
Mersin'in Tarsus ilçesinde akılalmaz yöntemlerle en aşağılık şekilde katledilen Özgecan kızımız nasıl bir şiddet seliyle karşı karşıya kaldığımızı göstermektedir. Özgecan evladımıza Cenabı Allah'tan rahmet diliyor kederli ailesinin acılarını yürekten paylaşıyor bu hunhar cinayeti lanetliyor ve katillerin en ağır şekilde cezalandırılmasını diliyorum. Ailesinin ve hepimizin başı sağolsun.
"NEDENLERİNİ ARAŞTIRMAK ZORUNDAYIZ"
Bu canice saldırıların niçin yaygınlaştığını araştırmak zorundayız. Huzurumuza musallat olan bu kanlı tablonun arkasındaki perde aralanmadan Özgecanların kaybını önlememiz mümkün değildir. Şiddet bir sonuçtur ve sebepleri gün yüzüne çıkarılıp tedavi edilmezse acıklı hadiseler vicdanları kanatmaya devam eder.
"AKP HÜKÜMETİ TAM BİR BAŞARISIZLIK MARKASIDIR"
Bundan evvel ekonomi ile ilgili kanaatlerimi açıklamak istiyorum. Bildiğiniz gibi dün Kasım 2014'e ait işsizlik verileri ilan edildi. Ülke genelinde 15 ve yukarı yaştaki işsizlerin resmi sayısı 3 milyon 96 bine ulaşmış ve yüzde 10,97 olarak gerçekleşmiştir. Oran hesaplamada yeni bir yönteme geçildiğinden işsiz sayısı kurnazca daraltılmıştır. AKP bayat numaralarla işsizliğin üstünü örtmekte gerçek rakamı gizlemektedir. Mevsimlik çalışanları ve iş aramaktan vazgeçenleri eklediğimizde tablo iç karartmaktadır. Toplam işsiz sayısı 6 milyona yaklaşmaktadır. 2 milyona varan Suriyeli sığınmacılar işsizliği daha da kemikleştirmektedir. İşsizliği çözmeyen iş ve aş umutlarını karşılamaktan bi haber AKP hükümeti tam bir başarısızlık markasıdır.
Kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 33,9'dur. Kayıtdışı çalışanlar yüzde 35'e yaklaşmıştır. 9 aylık dönemde yüzde 2,8 artan ekonomik büyüme yeni iş sahaları oluşturmaktan uzaktır. Çalışma çağındaki nüfusun sadece 24 milyonu istihdam edilmektedir. Gelişmiş ülkelerle kıyasla bu rakam oldukça düşüktür. Bir ekonominin başarısı çalışan insanlara sağladığı imkanlarla doğru orantılıdır. Bu bakımdan AKP'nin ekonomi politikası duvara toslamıştır.
"MALATYALI AHMET, DİYARBAKIRLI KERİM İŞSİZSE..."
Davutoğlu hala istihdam oluşturduk yalanlarını söylemektedir. Kaçak saraya gelince itibardan bahseden konu işsizlik olunca bütçe dengelerini hatırlayan 17-25 aralık çetesinin failleri milletimizin nafakasını çarçur etmektedir. Malatyalı Ahmet, Diyarbakırlı Kerim işsizse müsebbibi rüşvet ve yolsuzluk çetesidir. Bunun vebali haram yiyen istismar faciasını inkar küstahlığıyla süsleyen AKP zihniyetinin üzerindedir. Sokaklar işsizden geçilmiyorsa bir kaç kişilik işe binlerce insan müracaat ediyorsa suçlu bellidir. AKP yakın yandaş hısım dünür ve akrabalara iş bulma yağmadan pay verme hususunda beceriklidir. Kul hakkı yemede insan şerefini çiğnemede hazine kaynaklarını ulufe gibi dağıtmada rakipszidir. Yolsuzluk yoksulluk ve rüşvet mekanizmasının mimarı AKP'dir. Karaborsa siyasetinin müellifi de AKP'dir İşsizlik kader değildir. MHP işsizliği yenecek kuvvet ve azme ziyadesiyle sahiptir. Rabbim izin verir aziz millet destek verirse işsizlik muhasarası yarılacak yolsuzluk saldırısı kesif bir bozgun yaşayacaktır. Aç ve açıkta kim varsa elinden tutacağız. İşsiz ve darda kalanlara elimizi uzatacağız. Orta sınıfa soluk aldırıp zenginden fakire gelir transferi sağlayacağız.
"BİR SÖZ AĞIZDAN BİR KERE ÇIKAR"
4C'lilere kadro vermeyi teşeron işçileri kadrolu yapmayı kadınların işgücüne katılımını teşvik etmeyi emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili sıkıntıyı gidermeyi atama bekleyen öğretmenlerin feryatlarını dindirmeyi kamuda boş kadrolara atama yapmayı üniversiteyi bitiren kardeşlerimizin yüzünü güldürmeyi mutlaka yapacağız. Bizde teslimiyet yok. İşsizliğe teslim olmayacağız. Bizde atalet yoktur. Adaletli bölüşüm bizim işimiz. Hakça paylaşım bizim görevimizdir. Külfet ve nimette ortaklık bizimle tecelli edecektir. Mazeret üretmeyeceğiz, üreten ekonomi yenilik peşinde koşan ekonomi bilgi ve teknoloji temelli ekonomi yönetimini tesis edeceğiz. İnanıyoruz ki bir söz ağızdan bir kere çıkar. Yapacağımız şeyleri söyler başaracağımızın garantisini veririz. Türk siyasetinin 46 yıllık çınarına başka türlüsü de yakışmayacaktır.
"MİLYONLARDA İNSAN SEFALET İÇİNDE YAŞIYOR"
Yaşam memnuniyeti araştırmasına göre mutlu olduğunu söyleyenler yüzde 56,3'e gerilemiştir. Nüfusun yarıya yakını mutsuz ve huzursuzdur. Mutluluk konusunda da kutuplaşma hayra alamet değildir. Sayıları 38 milyona varan vatandaşlarımız beklenmedik harcamaları karşılamaktan muaftır. Asgari ücretle geçinen 5 milyon insan sosyal ve ekonomik krizin pençesindedir. Karnını güç bela doyuran 3 milyon insanımız çaresizlik içindedir. 2 milyon taşeron işçi inlemektedir. Kısaca özetlediğim bu Türkiye resminin neresinde zenginlik refah ve gelişme vardır. Milyonlarca insan sefalet şartlarında yaşarken haram üzerinde dikilen kaçak saraya sessiz kalmak mümkün mü? Ayakkabı alamayan şu kış kıyamette palto bile giyemeyen fakirin hakkına göz dikmek hangi ahlaka sığacaktır? İşine gelmeyince yalnızlığı umursamayan pergel benzetmesini ilham alarak fırdıl fırdıl dünyayı dolaşan Erdoğan haram sultası nereye kadar devam edecektir?
"ERDOĞAN BOL BOL TERLEMİŞTİR"
Terlemek isteyen Erdoğan Latin Amerika'nın sıcağında bol bol terlemiştir. Çocuğu okuturken saçlarına ak düşmüş kardeşim akşam eve gelirken marketi uzaktan seyreden kardeşim bu haksız yönetimi daha ne kadar görmezden geleceksiniz? Erdoğan ve Davutoğlu milletin sırtından geçiniyor. Helal kazancı aşırıyor. Hala tepki vermeyecek miyiz? Cumhurbaşkanı uçan sarayıyla bol harcırahla gitmediği yer bırakmamıştır. Erdoğan milletimizin sayesinde dünya turu atmakta gökten yere bir türlü inmemektedir. Kıtalararası turistik seyahat acentesi gibi çalışmaktadır. Türklüğe uzak ne kadar soğuk ne kadar mihrak varsa son günlerinde sefa sürmektedir. Erdoğan Ankara'da sadece evrak imzalayan değil terleyen cumhurbaşkanı olacağım dediğimde birileri karşı çıkıyor diyor. Bu sözlerle gezip dolaşmasını izah etmekte. Erdoğan göçmen kuşlar gibi uçmuştur da hangi başarıyı elde etmiş milletin hangi ihtiyacını karşılamıştır? Artan hayat pahalılığı mı azalmış işsizlik mi bitmiştir? Belarus'ta Ukrayna krizi için toplanan arabulucu ülkelerden biri mi olduk? Ortadoğu'da sözümüzü mü dinlettik? Kimse bizi aldatmasın. Karnımız boş laflara toktur.
"ERDOĞAN AYNA KARŞISINA GEÇİP..."
Bizi hedefe koyarak "proje yok vizyon yok hayal desen yok, çalışma gayreti zaten hiç yok diyerek" sanki aktif siyasetin içindeki şahsiyet gibi zırvalamıştır. Eğer villada soygun paralarını eritmek yolsuzluk havuzlarında ıslanmak ayakkabı kutularına devasa rüşvet sıkıştırmak bir projeyse bizim böyle bir projemiz ne görülmüş ne de görülecektir. Eğer hırsızlık bir vizyon ihanet bir misyon ise biliniz ki ne böyle bir misyon ne de vizyonumuz vardır. Eğer milleti bölmek bir hayal ise biz bu hayasızlığı tepeleyecek Türk milletinin eğilmeyecek başı bükülmeyecek koluyuz. Erdoğan çalışmadan ziyade ayna karşısına geçip çalanlardan bahsederse daha samimi olur. Erdoğan 17-25'in şifrelerini anlatırsa doğru bir iş yapmış olur. Şunu unutmayın ki Türk milleti hiçbir kötü emele geleceğini hibe etmeyecek hiçbir despot için geleceğinden ödün vermeyecektir. Türkiye hırsıza uğursuza kanun kaçaklarına bırakılmayacak kadar değerli ve azizdir.
Allah'ın yüce kitabında yasakladığı ne kadar kötülük varsa faili olanları millet vicdanı affetmeyecektir. AKP ile hesabımız mahşere kalmayacak Allah'ın izniyle 7 Haziran'da bu iş kökten ve tümden bitecektir.
"MASUM BİR BEBEKTEN AZILI BİR CANAVARA DÖNÜŞMENİN SIRRI NEDİR?"
Soğukkanlı katiller Özgecan'ın canını almış aramızdan koparmışlardır. Bu cinayete büyük tepki gösterilmiştir. Milletimiz haklı bir infialle caniye ve yardım edenleri protesto etmiştir. 7'den 70'e herkes Özgecan için ağlamıştır. Bu elim cinayetten sonra sormamız gereken çok şey var. Kadına kıza küçücük çocuklara yönelik şiddet neden yaygınlık kazandı? Kimse katil olarak doğmayacağına göre hayatın akışı içinde masum bir bebekten azılı canavara dönüşmenin sırrı nedir? Yetişme şartları mı eğitimve kültürel gelenekler midir? Eksik bırakılan ihmal edilen hatta unutulan hangi terbiye ve ahlaki ödevlerdir? Konunun uzmanları akademisyenler ve bilim insanları bugün konuşmayacak da ne zaman dile ve insafa gelecektir?
"ÜLKE İMAJINI ZEDELEMİŞTİR"
Fertlerdeki psikolojik açmazların tahlili şiddeti doğuran sosyal ve siyasal iklimin analizi yapılmadan yasa çıkarılsa da idam getirilse de şiddet durmayacaktır. 2008'de Gebze'de bir italyan sanatçının öldürülmesi insanlık mıdır? Münevver Karabulut cinayeti ile ilgili Erdoğan'ın ifadeleri bugünkü duruşuyla uyumlu mudur? 2013'te 22 yaşında japon kadın turistin öldürülmesi ve İstanbul Fatih'te tecavüz ile öldürülen ABD'li kadının öldürülmesi akıllardadır. Ülke imajını zedelemiştir. Gazetelerin üçüncü sayfaları kandan kundaktan taciz ve tecavüzden geçilmemektedir. Kadına şiddet facia ve felaket ötesidir. SOn 10 yılda 7 bin 122 kadın katledilmiş. 5 bin kadın da tecavüze uğramıştır. 2008'den bu tarafa kadın cinayetleri lütfen dikkat buyurun yüzde 1400 çoğalmıştır. Bu rakamlar sözün bittiğine işarettir.
2014'te 294 sadece Ocak ayında 20 kadın hayata veda etmiştir. Dökülen kadın kanı alınan kadın canı medeni toplum iddialarını hepten çürütmektedir. Kadına şiddeti engellemek amacıyla kanun çıkarılmış ama netice doğurmamıştır. Kampanyalar tertip edilmiş paneller düzenlenmiş raporlar hazırlanmış ama bir faydası dokunmamıştır. Yine taciz yine tecavüz yine ölüm vakaları almış başını yürümüştür. Kadına uzanan ellerin kırılması her zaman söylenmiştir. Ancak cinayetlerin önüne geçilememiştir. Vahşet ve şiddet dili niçin bu kadar hakimdir? Kusur kimde? Yanlış nerededir?
"HADİ BUYURUN İDAM CEZASIYLA İLGİLİ DÜZENLEMEYİ HAZIRLAYIN"
Toplumlar için büyük tehlike geçiş dönemlerinde dengeyi kaybetmektir. Türkiye'nin en temel sorunu sosyal ve siyasal dengeyi yitirmesidir. İddialı değişim sloganları tarihi tecrübeyle desteklenmediği ve sosyal zeminde karşılık bulmayınca ahlaki çöküşler ortaya çıkmaktadır. Adalet kenarda ise suç patlar. Toplumsal adalet duygusu göçerse şiddet egemen olur. Şimdi herkes idam cezasının getirilmesini istiyor. İktidar da başı çekiyor. AKP toplumsal tepkiyi yatıştırmak için idam tartışması açmıştır. Madem idama ihtiyaç var madem katiller hakkını bulsun o zaman AKP'nin önüne geçen elini tutan da yoktur. Olmayacaktır. İktidarın karanlıktan el sallaması bize göre amacı gizlemeye yetmeyecek.
Başbakan ve AKP'ye sesleniyorum... Hadi buyurun idam cezasıyla ilgili düzenlemeyi hemen hazırlayın ve harekete geçin de ne kadar dürüst olduğunuzu görelim.
"BUGÜNKÜ TRAVMALAR DÜNE BENZEMEKTEDİR"
Eğer suçu doğuran ana kaynak kurutulmazsa istediğiniz kadar darağacı kurun bir sonuca ulaşamazsınız. Cinnet ve cinayete varan hadiselerin suçtaki artışın gerisinde ana dinamik olarak adaletsizlik, eşitsizlik ve cehalet yatmaktadır. 17. yüzyılda Anadoluda başgösteren vahim olayların adına celali isyanları denilen yıkımın sosyal ve ekonomik dengesizlikten nemalanmıştır. Çeteler, etrafta kol gezen eşkiyalar, köy basan haydutlar esasen basit ve adli vakalar olmayıp sistemik bir problemin eseridir. Bugünkü travmalar düne benzemektedir. Kadına ikinci sınıfa koyup sadece çocuk doğurmaya indirgemek bunu beslemektedir. Yandaş ve siyasileşmiş yargı kurmak adalete güveni sekteye uğratmaktadır. Hırsızlık yapan hainlik eden iktidarı arkasına dayamış yandaş dışarda gezmekte suçlu sıradan bir kişi ise cezaevine girmektedir. Ahlaksız ve gayri milli siyasal önermeler kafa karıştırmaktadır.