Asırlardır gelensek yöntemlerle elde edilen ve lezzetiyle damakta unutulmaz tat bırakan salep, soğuk algınlık başta olmak üzere birçok hastalıklara iyi gelmesi sebebiyle havaların iyice soğuduğu son günlerde yoğun talep görüyor.
Havaların soğumasıyla birlikte, vatandaşlar bağışıklık sistemini güçlendiren ve vücut ısını koruyan sıcak içeceklere daha fazla yönelmeye başlıyor. Kış aylarının vazgeçilmez içecekleri arasında yer alan ve salepgiller familyasından otsu bir bitki olan salep bu listenin başında geliyor. Soğuk havalarda elimizden düşürmediğimiz, gece gündüz demeden afiyetle içtiğimiz sıcacık salep, üreticisinin yüzünü güldürürken, üretimi ise günden güne artıyor. Ülkemizde özellikle Toros Dağlarının yüksek kesimlerinde üretilen ve Ege, Akdeniz, Marmara bölgelerinde de yetiştiriciliği yapılan salebin, yumuşatıcı etkisi ve soğuk algınlığı gibi mevsimsel hastalıklara iyi gelmesi sebebiyle son günlerde yoğun talep görüyor.
Salep bitkisi, çam çiçeği, salep orkidesi veya sadece orkide gibi isimlerle bilinen bitkinin toz haline gelmesi ile hazırlanan salep süt ile pişiriliyor. Solunum yolu hastalıklarına karşı vücut direncini arttıran salebin özellikle kış aylarında içildiğinde grip ve nezle gibi soğuk algınlığına, doyurucu olması, enerjiyi vermesi, içerdiği kalsiyum ve protein sayesinde bağışıklık sistemi güçlendirmesi gibi birçok nedenden dolayı vazgeçilmez içecekler arasında yer alıyor.
Üzerine ekilen toz tarçınla içilmeye hazır hale gelen ve içecek olmanın yanında dondurma yapımında da kullanılan salebin Denizli’de üretimini yapan 74 yaşındaki Süleyman Yüksel, yaklaşık 12 yıldan beri Ar-Ge çalışması yapıyor. Elde ettikleri toz salebin kilogramının 2 bin 500 TL’den satıldığına dikkat çeken Yüksel, “Salebin ekimine yaklaşık 12 yıl önce başladım. Çocukluğumdan beri salebi biliyorum. Gerçek salebi bu işi bilenler ve gurme olanlar damak tadından bilir. 20 Temmuz’dan sonra ekim işlemi yapılabilir. Bazı salebin bazı cinsleri Temmuz ayının sonuna doğru yapılır. Salep insana enerji verir, besleyici özelliği bulunur ve sütle buluşunca daha da faydalı olur. Kum ve gübrenin kalitesi salebin tadını etkiliyor. Hemen her tür toprakta yetişebilen salep bitkisi, kültür ortamında hafif bünyeli, kışın su tutmayan, süzek ve organik madde açısından zengin topraklarda daha iyi sonuç veriyor. Salep, bitkinin toprak altındaki yumrularından elde edildiği için iyi bir toprak hazırlamak gerekiyor. Bunun için haziran ayında, toprak işleme öncesinde dekara ortalama yanmış ahır gübresi verilerek karıştırılması çok önemli” dedi.
“Salep yaparken doğal, katkısız sütler kullanmak içeceğinizin lezzetini artırıyor”
Doğal sütün salebin tadını etkilediğini belirten Süleyman Yüksel, “Biz salebi hasat ettikten sonra deve yumrusundan ve kökeninden yumruları ayıklıyoruz ve tertemiz suyla yıkıyoruz. Yıkandıktan sonra içerisinde istenmeyen yağı 10-15 dakika kaynatıyoruz. Kaynama yapıldıktan sonra gölgeli veya güneşte kurutulma işlemine bırakıyoruz. Ağır devirli değirmenler de işlem yapıyoruz. Çünkü değirmendeki hızlı dönen taşların arasında yanıyor ve ardından elek işlemi yapılıyor. Kaliteli salebin bir çay kaşığı kadar miktarı bir buçuk litre sütle karıştırılması yeterlidir. Salep yaparken doğal, katkısız sütler kullanmak içeceğinizin lezzetini artırıyor. Kısık ateşte salep köpürene kadar üç defa kabartıyorum” diye konuştu.
(İHA) -