Tripolis Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı ve Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahadır Duman, AA muhabirine kentte devam eden kazı ve restorasyon çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Kuruluşu MÖ 3. yüzyıla uzanan, en parlak dönemini Roma İmparatorluğu döneminde yaşayan ve günümüze sağlam ulaşan mimari yapısıyla dikkat çeken kentin sıklıkla deprem yaşadığını anlatan Duman, toprak altında kalan çok sayıda eseri gün yüzüne çıkarmak için çalıştıklarını anlattı.
Duman, kentte 2018'de buldukları 31 metre uzunluğunda 7 metre genişliğinde ve yaklaşık 15 metre yüksekliğindeki anıtsal çeşmenin ardından aynı bölgede umumi tuvalet ve kanalizasyon sistemi de tespit ettiklerini aktardı. Duman, kazı çalışması sonucu tuvaletlerin sağlam bir şekilde bugüne geldiğini gördüklerini ifade etti.
Antik tuvalet kazılarının arkeologlar için çok önemli olduğunu belirten Duman, şu bilgileri verdi:
"Kare planlı ve ortasında havuz bulunan tuvalet 40 kişilik kapasiteye sahip. Toplumsal hijyenin sağlanması açısından Roma döneminde tuvaletler şehrin merkezinde yer alıyor. Umumi tuvaletler ve kanalizasyonlar gibi etkileyici sıhhi başarılar, salgın hastalıkları önleyici olması açısından kent yaşamı için oldukça önemlidir. 2 bin yıl önce de salgın hastalıklardan kurtulmak amacıyla toplu tuvaletlerin yapıldığını söyleyebiliriz."
- Kişiye özel taharet çubuğu
Tuvaletlerin restorasyonu için proje hazırlandığını, onayların ardından çalışmanın başlayacağını gelecek yaz sezonunda tamamlayarak ziyarete açmayı planladıklarını aktaran Duman, bu bölümün hayli ilgi çekeceğini düşündüklerini ifade etti.
Antik dönemin tuvalet kültürüne ilişkin bilgiler de veren Doç. Dr. Bahadır Duman, şöyle konuştu:
"O dönemde tuvaletler birer sosyalleşme mekanıydı. İnsanlar ihtiyaçlarını giderirken sohbet edebiliyorlardı. Antik dönemde insanlar yan yana oturarak tuvalet ihtiyacını gideriyordu.
Buradaki umumi tuvalet duvar cephelerine yerleştirilen mermer ve traverten bloklar üzerine açılan deliklerden oluşuyor. Bu deliklerin 2 metre altında kanalizasyon hattı bulunuyor. Tuvaletin arkasında bulunan anıtsal çeşmede kullanılan suyun bu kanallardan geçtiğini, böylelikle kanalizasyondan sürekli akan su sayesinde atıkların bertaraf edilerek hijyenik bir ortam sağlandığını söylememiz mümkün. Tuvalette insanların oturduğu bölümün hemen önünden de temizlik için sürekli suyun aktığı küçük bir kanal tespit edildi.
O dönemde tuvalet kağıdı yerine herkesin kendisine ait, ucunda sünger takılı olan taharet çubuğu vardı. Bu çubuk ve kanaldan geçen suyla taharet alıyorlardı."
Doç. Dr. Duman, kanalizasyon sisteminin altındaki topraktan alınan çeşitli örneklerle o döneme yönelik beslenme kültürü, yaygın hastalıklar gibi konularda da bilgi sahibi olmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
DENİZLİ (AA)