Denizli’de ilk defa Pamukkale Üniversitesi Hastaneleri’nde Prof. Dr. İ. Doğu Kılıç, Dr. Öğr.Gör. İpek Büber, Dr. Öğr. Gör. Işık Tekin, Dr. Gürsel Şen ve Dr. Yiğit Davutoğlu’ndan oluşan bir ekip kan sulandırıcı kullanamayan, bu nedenle de pıhtıya bağlı inme riski taşıyan 2 hastaya tıpa metoduyla apendiks kapama işlemi uyguladı.
PAÜ Hastanesi Kardiyoloji AD. Dr.Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğu Kılıç kalp kaynaklı inme (felç) riski , ameliyatsız tıpa uygulaması ile azaltılabileceğini belirterek açıklamalarda bulundu :
Kalp ritim bozukluklarına bağlı inme (felç) nedir?
İnmelerin önemli bir nedeni “atriyal fibrilasyon“ adı verilen kalp ritim bozukluğudur. Bu ritim bozukluğunda kalbin kulakçıkları içindeki kan akımını yavaşlar, bu da başta sol kulakçık içindeki bir girintide olmak üzere pıhtı oluşumlarına neden olabilir. Bu pıhtıların hareketlenip beyin damarlarına gitmesi ve oradaki damarları tıkaması ise inme ile sonuçlanabilir. Atriyal fibrilasyon maalesef hem yaşla beraber artan ve sık görülen bir hastalıktır, hem de geliştiği zaman inme riskini 5 kat artırır.
İnmenin önlenmesi mümkün mü?
Bu durumun önlenmesi kan sulandırıcı ilaçlarla mümkündür. Yakın zamana kadar kullanımı nispeten daha zor olan varfarin (coumadin, warfmadin..) isimli bir ilaç bu amaçla kullanılabilecek tek tedavi seçeneğiydi. Ancak yeni çıkan ilaçlar hastaların kan sulandırıcı kullanabilmelerini kolaylaştırdı. Bu gelişmelere rağmen bir grup hasta çeşitli nedenlere bağlı olarak kan sulandırıcı tedavisi alamamaktadır. Bunun en sık nedeni hastaların tekrarlayan kanamalar geçirmesidir. İşte bu hastalarda da artık az önce de bahsettiğimiz sol kulakçıktaki apendiks adı verilen girintiyi bir tıpa ile tıkayarak pıhtı atma riskini azaltılabiliyor.
İşlem nasıl yapılıyor ?
İşlem Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’nde kliniğimiz tarafından ameliyatsız olarak gerçekleştirilebilmektedir. İşlem için sağ kasıktan girilerek, sağ kulakçığa oradan da sol kulakçıktaki apendikse ulaşılarak tıpa şeklindeki cihaz buraya yerleştiriliyor. Cihaz yerleştikten sonra bu girintinin kanla teması kesilmiş oluyor ve vücudun zamanla cihazın üzerini örtmesiyle de burada pıhtı oluşup vücudun çeşitli yerlerine atması engellenmiş oluyor. İşlem yaklaşık 1 saat kadar sürüyor ve hastalar genellikle ertesi gün taburcu ediliyor.
Bu işlem herkes için uygun mu?
Ritim bozukluğu olan her hastada bu metodu uygulamıyoruz. Hastaların gerçekten kan sulandırıcı tedavi alamayacaklarından emin olduktan sonra da görüntüleme metodlarıyla da hastanın uygunluğunu değerlendiriyoruz. Yapılan her müdahalede de olduğu gibi fayda görecek hastanın seçimi çok önemli.
PAÜ Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Selçuk Yüksel ise Denizli’de ilk defa yapılan ameliyatlara devam eden doktorları kutlayarak her zaman desteklemeye devam edeceklerini söyledi ve tüm hekimlerin 14 Mart Tıp Bayramını da kutladı.