Denizli Valisi Ali Fuat Atik
Bazı günler vardır unutulmaz, bazı zamanlar vardır anlatılmaz ve bazı zaferler vardır ki tarih sayfalarına sağmaz. İşte bugün, şanlı tarihimizin bir güneş gibi parladığı Cumhuriyetimizin can suyu, Kurtuluş Savaşı'mızın baş tacı büyük zaferimiz “30 Ağustos Zafer Bayramı”nın 99. yıl dönümünü milletçe kutlamanın mutluluk ve heyecanı içerisindeyiz.
Bugün, tarihi büyük kahramanlıklarla dolu Aziz milletimiz: “Biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.” diyen Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde kazandığı bu kutlu zaferle, ülkemizin ilelebet hür ve bağımsız olmasının yolunu açmıştır.
Bu zafer, birlik ve beraberlik içinde olduğumuz sürece milletimizin varlığından, birliğinden ve bağımsızlığından asla ödün vermeden, birlik ve bütünlüğümüze yönelik her türlü tehdit ve saldırı karşısında kenetlenerek hiçbir güce fırsat vermeyeceğinin simgesi olmuştur.
Çok iyi bilinmelidir ki; dünya var oldukça Türk Milleti; geçmişinden aldığı bu güç ve ilhamla bu kutsal vatanı daha aydınlık, daha müreffeh yarınlara taşıyacak olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, ilelebet yüceltmeye devam edecektir.
Bugün, bu cennet vatanın emanetçisi olarak bizlere düşen görev; dört bir yanı kahraman şehitlerimizin kanıyla sulanmış ecdadımızdan bizlere emanet olan vatanımızı ve Cumhuriyetimizi korumak ve bizden sonraki nesillere güvenli bir şekilde devretmektir.
Tüm bu duygu ve düşüncelerle, bu zaferi bizlere armağan eden Büyük Taarruz’un Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e ve kanlarıyla bu toprakları sulayarak vatan yapan Aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Bütün vatandaşlarımızın 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun!
CHP Denizli il Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu
Cumhuriyet Halk Partisi Denizli İl Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, 30 Ağustos tarihinin milletimizi önce kurtuluşa, ardından demokrasi ve cumhuriyete ulaştıran en önemli dönüm noktalarından birisi olduğunu söyledi.
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal’in Başkomutanlığında, 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruzun, 30 Ağustos’ta milletimizi kurtuluşa ve bağımsızlığa ulaştıran büyük bir zaferle sonuçlandığını belirten Bülent Nuri Çavuşoğlu, “Bu büyük zafer, Ulusumuzun önce kurtuluş ve bağımsızlık getirmiş, ardından da demokrasi ve Cumhuriyetle taçlanmıştır. Bu Büyük Zafer aynı zamanda dünya üzerindeki tüm mazlum milletler için de büyük bir umut ışığı olmuştur” dedi.
Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kapılarını açan 30 Ağustos Zaferinin nasıl kazanıldığının çok iyi anlaşılması gerektiğine değinen Çavuşoğlu, “Cumhuriyetimizin bizlere sunduğu her güzelliğe sonuna kadar sahip çıkmalı ve korumalıyız. Cumhuriyetimizi ve demokrasiyi daha ileri noktalara taşımak için 30 Ağustos Zaferi’nin kazanılmasına neden olan etkenleri hiçbir zaman unutmamalıyız. 98 yıl önce kazanılan Büyük Zafer’den bir yıl sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, kısa süre içinde sanayide, ekonomide, eğitimde, sağlıkta ve yaşamın pek çok alanında önemli başarılara imza atmıştır” diye konuştu.
Emperyalist güçlere karşı, ‘karakteri bağımsızlık’ olan ulusumuzun , 7’den 70’e, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yol göstericiliğinde ‘Ya İstiklal, ya Ölüm!” diyerek, işgalcilere karşı eşi benzeri görülmemiş bir mücadele örneği sergilediğini anımsatan Çavuşoğlu, “99 yıl önce bugün atalarımızın canla başla mücadele ederek müdafaa ettiği bu toprakları ve cumhuriyetimizi sonsuza kadar korumak, başta geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz olmak üzere tüm toplumun en başta gelen görevidir. Büyük Zafer’in hangi zor şartlarda ve nasıl kazanıldığı çok iyi bilinmeli ve asla unutulmamalıdır. Başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, dünya tarihinin en önemli zaferlerinden biri olan 30 Ağustos Zaferi’ni kazanan ve Zafer Bayramı’nı bizlere armağan eden kurtuluş mücadelesinin tüm kahramanlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi minnetle anıyor, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum” ifadelerini kullandı.
AKP Denizli İl Başkanı Yücel Güngör
AK Parti il Başkanı Yücel Güngör, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 99. Yıl dönümü nedeniyle yayımladığı mesajında, İstiklal Mücadelemizin bütün kahramanlarını andı, rahmet diledi.
AK Parti İl Başkanı Yücel Güngör, mesajında şunları söyledi:
Türk Milleti’nin varoluş iradesini kıracak hiçbir gücün olmadığının tüm dünyaya bir kez daha gösterildiği 30 Ağustos Zaferinin 99. yıldönümünü kutlamanın gurur ve coşkusunu bugün bir kez daha yaşıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Devletine giden yolda büyük bir dönüm noktası olan bu büyük zafer, milletimizin en çaresiz zamanlarda bile en büyük güçlükleri aşabileceğinin göstergesi olarak tarih sayfalarında yerini almıştır.
Asırlardır hür yaşayan ve şanlı tarihi zaferlerle dolu milletimizin bağımsızlığına göz dikenlere karşı, yokluklara rağmen azimle, inançla, birlik ve beraberlik içinde yekvücut olarak toprağını nasıl müdafaa ettiğinin canlı bir örneği olan 30 Ağustos Zafer Bayramı ile milletimiz, vatan topraklarının asla işgal edilemeyeceğini, ezanların asla dindirilemeyeceğini, bayrağın göklerden asla indirilemeyeceğini bir kez daha tüm dünyaya haykırmıştır.
Aziz milletimiz "Tek Millet, tek Bayrak, tek Vatan, tek Devlet” ilkesiyle, dün Çanakkale'de, İstiklal Harbinde olduğu gibi bu gün de Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne, birliğine ve dirliğine yönelik saldırılara karşı geçmişten aldığı ilhamla, milli birlik ve beraberlik şuuru içinde, hür ve bağımsız yaşama, azim ve kararlılığını ilelebet sürdürecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle;
başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu zaferi bizlere armağan eden İstiklal mücadelemizin bütün kahramanlarını, ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğü için canlarını seve seve feda eden tüm aziz şehitlerimizi , kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyor, Hemşerilerimin ve şanlı ordumuzun , 30 Ağustos Zafer Bayramını en içten duygularımla kutluyorum.
MHP Pamukkale İlçe Başkanı Mehmet Ali Yılmaz
Başkan Mehmet Ali Yılmaz, yayınladığı mesajında, "Milletimizin bayrak ve vatan sevgisi, ordumuzun kahramanlığı ve cesareti ile kazanılan tarihimizin büyük destanlarından birini daha bugün kutlamaktayız. Milletimizin özgürlüğü ve bağımsızlığı için nelerin yaşandığını anlatan 30 Ağustos Zafer Bayramı, gurur ve iftihar vesilesidir.
30 Ağustos Zaferi, tarihi boyunca karşılaştığı tüm engelleri birlik ve beraberlik içerisinde, kardeşlik ruhuyla, inanç ve kararlılıkla aşan aziz milletimizin gücünün ortaya koyulması bakımından da büyük anlam ifade etmektedir.
Tarihimizin dönüm noktalarından birisi olan 30 Ağustos, Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde verdiği onurlu mücadelenin sonucunda kazanılmış büyük bir zaferdir. Bu zafer, toprakları işgal altında olan bir milletin azimle yeniden doğuşunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kayıtsız şartsız bağımsızlığını müjdelemiştir.
30 Ağustos zaferi, bütün dünyada bir milletin bağımsızlığı ve ülkesinin bütünlüğü için gösterdiği cesaretin, fedakârlığın simgesi olacak niteliktedir. Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile sadece düşman mağlup edilmemiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin de temelleri atılmıştır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, İstiklal Savaşımızın tüm kahramanlarını, tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle, gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramımızı en içten duygularımla, yürekten kutluyorum" dedi.
Tavas Belediye Başkanı Hüseyin İnamlık
Başkan İnamlık mesajında; Tarihi zaferlerle dolu aziz milletimizin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazandığı büyük zaferin 99. yıldönümünü kutlamanın gururunu yaşamaktayız.
Türk milletimizin büyük fedakârlıklarla kazandığı istiklâl mücadelesini bütün dünyaya duyurduğu ve sonucunu zaferle taçlandırdığı 30 Ağustos tarihi, kahraman ordumuzun ve aziz milletimizin şanlı tarihinde önemli bir yere sahiptir.
Tarihimizde bağımsızlık inancımızı, hür yaşama kararlılığımızı tüm dünyaya bir kez daha ilan ettiğimiz, tarihe altın harflerle yazılan büyük zafer ile vatan topraklarımız kurtarılmış, Türk Milletimiz, bağımsızlık içinde yaşama onuruna kavuşmuştur.
30 Ağustos Zaferi, milletimizin azminin, vatan ve millet sevgisinin, kahramanlığın, birlik ve beraberliğin de unutulmaz sembolüdür. Bu zafer; imkânsızlıklara rağmen yüreği vatan sevgisi ve imanla dolu ordumuzun, milletimizle kenetlenerek gösterdiği büyük zaferdir.
Bugün bizlere düşen görev ise tüm zorluklara rağmen kazanılan zaferin ardından kurulan Cumhuriyetimize sahip çıkmak ve Ülkemizi her alanda en üst seviyelere çıkarmak için var gücümüzle çalışmaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, Büyük Zafer'in 99. yılında, Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanlarını, aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.”dedi.
Denizli Baro Başkanlığı
26 Ağustos 1922 tarihinde başlayarak, Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük mücadeleleri sonucunda; 30 Ağustos 1922 tarihinde zor şartlarda kutsal vatan topraklarımızı büyük bir zaferle düşman işgalinden kurtaran Büyük Taarruz, tarihimizin en önemli dönüm noktalarından biri olmuştur.
30 Ağustos 1922 tarihindeki büyük zaferimiz, milletimizin hangi şartlarda olursa olsun özgürlük ve bağımsızlığı için milli ve manevi değerlerinden asla vazgeçmeyeceğini, yokluk içinde dahi geleceği konusunda ne kadar kararlı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin misak-ı milli sınırları içinde bölünmez bir bütün olduğunu tüm dünyaya gösterdiği, tarihe adını altın harflerle yazdırdığı şanlı bir zaferdir. Bugün bizler de, vatanımızın özgürlüğü ve bağımsızlığı için, aynı azim ve direnç ile, din, dil, ırk ve inanç ayrımı gözetmeksizin, omuz omuza, birlik ve beraberlik içinde aynı yolda yürümeye devam ediyoruz.
Ulusumuzun kurtuluş sembolü 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutlar, bağımsızlık mücadelemizde destan yazan başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bu destanın her bir kahramanını minnet ve saygıyla anıyoruz.
Pamukkale Üniversitesi Zafere Giden Yolun Sonu: 30 Ağustos’ Konferansı
PAÜ, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 99. yıl dönümünde, Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ercan Haytoğlu’nun konuşmacı olduğu ‘Zafere Giden Yolun Sonu: 30 Ağustos’ isimli bir e-konferans düzenledi. Konuşmasında, Milli Mücadele’den Türkiye Cumhuriyetine uzanan yolda önemli bir kilometre taşı olan, 30 Ağustos 1922 tarihinde kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve zaferin önemli dönüm noktalarına değinen Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün zaferin kazanılmasındaki rolü ve komutanlık dehasına dikkat çekti.
30 Ağustos, Cumhuriyete Giden Yolda En Somut Göstergedir
Konuşmasın başında 30 Ağustos’un nasıl bayram olarak kutlanmaya karar verildiği konularını değerlendiren Prof. Dr. Haytoğlu, 30 Ağustos’un bir bayram olarak ilk defa 1924 yılında kutlandığını söyledi. 30 Ağustos 1922 tarihinde, savaşlar döneminin sona erdiğini hatırlatan Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, 1923 yılında cumhuriyetin kurulduğunu ve önemli kanunların hayata geçirildiğini, bu kuruluşun en somut göstergesi olarak da 30 Ağustos 1924 tarihinde Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferi’nin bir bayram olarak kutlanması kararının alındığını söyledi. 30 Ağustos 1924 tarihinde düzenlenen törende Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir konuşma yaptığını ve konuşmasında Milli Mücadelenin kazanılmasının önemine değindiğini belirten Prof. Dr. Haytoğlu, “30 Ağustos’un bir resmi bayram olarak kutlanması 1926 yılında bir kanun ile gerçekleşir. Bu bayram, 1926 ile 1930 yılları arasında çok etkili bir şekilde kutlanmasa da 1930 yılından itibaren önemli bir bayram olarak kutlanmaya başlanmıştır. Bu bayramın temelinde ordunun bayramı olması özelliği vardır. Nasıl ki 23 Nisan Çocuklara, 19 Mayıs gençlere armağan edilen bir bayramsa, 30 Ağustos da ordunun bayramı olarak ifade edilmiştir.” şeklinde konuştu.
1911-1922 Bir Milletin Var Olma Mücadelesinin Kesintisiz Devam Ettiği Yıllardır
Konuşmasının devamında 30 Ağustos zaferini hazırlayan tarihsel süreçleri özetleyen Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, 30 Ağustos’u hazırlayan gelişmelerin temellerinin 1911‘e kadar götürülebileceğini dile getirdi. 1911 yılındaki Trablusgarp Savaşı, 1912-1913 yıllarındaki Balkan Savaşları ve 1914-1918 yıllarındaki 1. Dünya Savaşı’nı bir milletin var olma mücadelesinin kesintisiz devam ettiği yıllar olarak özetleyen Prof. Dr. Haytoğlu, Mondros Mütarekesinin ardından Anadolu’nun pek çok noktasının işgal edildiğini, 15 Mayıs 1919 yılında İzmir’in işgalinin ise Anadolu halkının sabrını taşırdığını belirtti. Prof. Dr. Ercan Haytoğlu: “Mücadele ateşi bir anlamda İzmir’in işgali ile alevlenmiş oldu. Bu işgallerin ardından Anadolu’da Kuva-yi Milliye’nin kurulması Milli Mücadele adına önemli bir adım oldu. Bu konudaki en önemli gelişme ise 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkışı oldu. Artık daha düzenli bir kurtuluş mücadelesi resmen başlamıştı. Sakarya Meydan Muharebesinden sonra savunma dönemi sona ermiş, taarruz aşamasına geçilmiştir. Viyana kuşatmasından itibaren geri çekilmeye başlayan ordumuzun son durduğu yer Sakarya’dır. Milletin bu mücadeleye hazırlanmasında ordu-millet anlayışının var olduğunun en güzel göstergelerinden biri 26-30 Ağustos tarihleri arasında süren Başkomutanlık Meydan Muharebesi’dir” dedi. Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne hazırlık döneminde Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Başkomutanlık unvanı ve meclis yetkilerinin kendisinde olmasına rağmen meclisin saygınlığına gölge düşmemesi konusunda fazlasıyla özen gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, üçer ay uzatılan yetkilerinin dördüncü kez uzatılması sürecinde hükümet başkanlığı görevini Rauf Bey’in üstlendiğini ifade etti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 30 Ağustos zaferinin kazanılmasında doğrudan etkili olduğunun altını çizen Prof. Dr. Haytoğlu, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Başkomutanlık yetkileri ile Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin hazırlık safhalarını da çok iyi yönettiğini söyledi.
Batılı Devletler, Yunan Ordusunun Zaferine Kesin Gözüyle Bakıyordu
Konferansın devamında bu mücadelenin batılı devletler ve dünyaya yansımalarını ele alan Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, İtilaf Devletlerine yakın bir siyaset izleyen İstanbul Hükümeti’nin Anadolu’da elde edilen başarılara rağmen Ankara’yı gölgede bırakmak için çaba sarf ettiğini belirtti. Türk Ordusunun başarısından endişe duyan başta İngiltere olmak üzere İtilaf Devletleri’nin gelinen noktada Türk-Yunan orduları arasında bir tarafsız kuvvet olarak görev almak istediğini sözlerine ekledi. Batılı devletlerin Yunan ordusunun zaferine kesin gözüyle baktıklarını söyleyen Prof. Dr. Haytoğlu, yaptıkları tahkimat ve savaşa hazırlık sürecinin önemine dikkat çekti.
Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin hemen öncesinde, Sakarya Muharebesi’nde yaşanılan kayıpların açıklanmasının Yunan kamuoyunda büyük bir rahatsızlık yarattığını söyleyen Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, Yunan ordusunda da disiplininde bozulma ve ayrışmanın yaşandığını belirtti. Bu esnada Türk ordusunda Sakarya Muhaberesini kazanmış olmanın morali ile Başkomutanlık Meydan Muharebesi için hazırlıkların hızla devam ettirildiğini belirten Prof. Dr. Haytoğlu, süvari sayısı olarak üstünlüğün Türk Ordusunda olduğunu ancak mühimmat ve gerekli araç-gereç bakımından ise Yunan ordusunun üstün olarak muhabereye girdiğini dile getirdi. Yunan ordusunun I. ve II. İnönü, Eskişehir-Kütahya Savaşları ve Sakarya Meydan Muharebesi gibi birçok muharebenin gerçekleştiği yer olan Eskişehir bölgesine yığınak yaptığının altını çizen Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, Yunan ordusunun beklemediği bir bölge olan güneyden Afyon bölgesinden taarruz başlatmanın düşmanı alt etmekteki önemine dikkat çekti. Taarruz için uygun bölge ve zamanın belirlenmesi, birliklerin kaydırılması ve gelecek destek güzergâhlarının belirlenmesi konularında yapılan planlamaların Mustafa Kemal Paşa’nın askeri dehasının bir sonucu olduğunu söyledi.
30 Ağustos, Kati Bir Zaferdir
Askeri kaynaklarda Başkomutanlık Meydan Muhaberesi olarak geçen, 30 Ağustos 1922 tarihinde elde edilen ‘Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferi’nin kati bir zafer olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, zaferin ardından Mustafa Kemal Paşa’nın: “Ordular! İlk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri” emri ile Türk ordusunun, 450 km’lik mesafeyi 9 günde kat ederek 9 Eylül günü, İzmir’i düşman işgalinden kurtardığını belirtti.
Sözlerinin sonunda, imzalanan Mudanya Mütarekesi ve Lozan Barış Antlaşması ile savaş dosyasının kapandığını dile getiren Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, “30 Ağustos, Yunanlıların tahkimatları doğrultusunda İtilaf Devletlerinin ‘altı ayda geçerseniz bir günde geçtik’ diye öğünebilirsiniz dedikleri noktaya gittiğimizde, gerçekten Türk ordusu bir kaç gün içeresinde o hatları yarıp geçti. Böylece, Türk ordusu şanına yakışır bir zafer kazanmış oldu. Türk Ordusunun elde ettiği zaferin ardından dokuz gün sonra İzmir’e ulaşmış olması da insanüstü bir çabanın sonucudur. 30 Ağustos zaferi, Yunanlıların Anadolu’yu terk etmesine, İtilaf Devletlerinin Mudanya Mütarekesi’ni imzalamasının şartlarının gelişmesinde en önemli katkıyı yapmıştır. Bu zafer kazanıldığı içindir ki Lozan Konferansı ve Türk Devrimleri ardı ardına gelmiş, Türk Devleti’nin temeli atılmıştır.” dedi.