Demokratik olmayan toplumların, mevcut yönetimleri de despotik olduğundan, bir darbe ile değiştirilmeleri konumuzun dışındadır. Darbeler, esasen demokratik ve demokratikleşme çabası içindeki toplumların problemidir.
*
Bütün kurumlarının, demokratik kavram, kural ve davranışları henüz tam olarak hazmedemediği, bizim gibi ülkelerde, demokrasinin devamı için, halkın demokratik bilincinin yükseltilmesinden bahsedilir. Bu afaki bir söylemdir ve bugünden yarına çare değildir. Bize, hemen uygulamaya gerilecek bir model gerekmektedir.
*
Öteden beri bir yanlışı hep tekrarlayıp duruyoruz: Asker siyaset dışı kalmalıdır. Ülkenin kaderini elinde tutan, günlük hayatımızın en ince noktalarına kadar sirayet eden siyasi tercihler, uygulamalar ve yönetim politikaları, sıra en hayati kurumumuz olan orduya gelince rafa kaldırılıyor.
*
Unutmamamız gereken bir durum var: Siyasetin dışında kalan her büyük güç, siyaseti toptan dizayn etmek ve kontrol altında tutmak ister. Ülkemizde her on yılda bir yaşanan, siyasete müdahalelerin temelinde de bu yatmaktadır.
*
Yargı ve diğer bazı kurumlar için de aynı şeyleri söyleyebiliriz.
*
Yapılacak iş şudur: Ordunun yönetim kademesi ve aşağıya doğru birimleri, meclisteki her hareketin sandalye sayısına göre yapılandırılmalıdır. Bunu yaparsak darbe girişimlerini tarihe gömeriz. Her seçim sonunda bu oranlama yenilenir. Genel hüküm anayasayla, yönetimsel hükümler de kanunla düzenlenir.
*
Bu modelin küçük bir örneğini, RTÜK’te görmekteyiz. Her parti, gücü oranında oraya üye veriyor. Çok doğru bir uygulama.
*
Çoğunluğun yönettiği bir ülkede, kurumları da çoğunluğun yönetmesi en mantıklı iş değil midir? Burada aynı zamanda azınlıkta olan siyasi hareketlerin hakları da güvence altına alınıyor. Çünkü zaten mevcut durumda, devlet kurumlarının bütün yapısını çoğunluğa sahip olan iktidar tasarlıyor. Eğer, kadrolar meclis gücüne oranlanırsa, iktidar dışı partiler de az olsa da bu kurumlarda yönetimsel bir güç elde edeceklerdir.
*
Yargı ve diğer bazı kurumlarda da aynı düzenlemeler yapılmalıdır.
*
Bu model, toplumda tabanı olmayan cemaat, çete ve diğer yapıların yönetimin içinde ve zirvelerinde çoğunluk oluşturma sansını da elinden alacaktır. Bütün siyasi hareketler devlette ancak halk arasındaki gücü kadar var olacaktır. Bu hakkaniyetli bir durumdur ve adildir.
*
İnsan eliyle yapılan hiçbir şey, tam ve mükemmel değildir. Eksilerini, sakıncalarını tartışabiliriz, ama demokratik, sağlam bir toplumun kurulmasında, bu model, büyük fayda sağlayacaktır.
*
Şahin Hüseyin Celep