Markette, manavda, toplu taşımada, çalışma alanlarında ve hatta hastane ortamında dahi her an virüs taşıyan insanlar ile temas halinde olabilme ihtimali, birçok insanın akıl sağlığını ve psikolojini olumsuz yönde etkilemekte.
Bu zorlu süreçte ve sonrasında bireylerin normal hayatlarına sağlıklı bir şekilde devam edebilmeleri için nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda Dr. İbrahim Oğur’un kıymetli bilgilerine ve uzmanların tavsiyelerine yer vererek, yaptığım araştırmalar doğrultusunda derlediğimiz bilgileri sizlere fayda sağlamasını umut ederek bu haftaki yazımda paylaşmak istedim.
- Sağlık çalışanları için bu durum bir sürat değil, maratondur.
Şüphesiz bu zor süreci en yorucu ve fedakarlıklarla geçirenlerin başında geliyor sağlık çalışanlarımız. Onlar şu aşamada kendilerine daha da iyi bakmalı, yeterli gücü kazanmak, direnci sağlamak için gerekli önlemleri almalılar. Fırsat buldukça dinlenmeliler, yeterli ve sağlıklı yiyecekler yemeli, aile ve arkadaşlarıyla iletişim halinde olmalıdırlar.
- Çalışanlar, kendilerinin ve sevdiklerinin sağlığı için tedbirli olmalı fakat paranoya yaşamamalıdır.
Dışarıda çalışmak zorunda olan kişiler COVID-19’un işlerini ve kişisel yaşamlarını nasıl bozabileceği konusunda yüksek derecede belirsizlik, endişe ve stres yaşıyor olabilirler.
Bu sebep kamu ve özel sektörde iş verenlerin, devlet kanalları ile iletişim halinde olup kriz durumlarında çalışanlarına psikolojik destek vermek amacı ile Çalışan Destek Programlarını hayata geçirmeleri son derece önemlidir.
- Hastalığa yakalanan bireylerin ilk hatırlaması gereken şey; Yalnız olmadıklarıdır.
Hastalığın evreleri ve vücutta neden olduğu olumsuz durumlar kişiyi hem bedenen hem de psikolojik olarak çok zorlasa da sağlık çalışanları tarafından verilen tedavi yöntemine harfiyen uymaları, istirahat ve yeme düzenlerine dikkat etmeleri son derece önemlidir. Tedavilerine devam ederken sevdiklerinin ilgi ve destekleri de hastaların hem hızla iyileşmelerine destek olurken sonrasında da psikolojik olarak toparlanmalarında etkili olacaktır.
- Kurallara uyarak ve bilgi kirliliğinden uzak durarak bu süreci hep birlikte atlatacağız.
Artık hepimiz hijyen kurallarına uymanın, maske ve mesafenin ne kadar önemli olduğu öğrendik. Önemli olan bir diğer faktör de güvenilir kaynaklardan doğru bilgiye ulaşabilmek. Bu sebeple araştırmalarımızı yaparken dikkatli olmalı, edindiğimiz bilgileri akıl süzgecinden geçirmeyi öğrenmeliyiz.
Öğrendiğimiz bilgiler ışığında akıl sağlığımıza dikkat edip, zihinsel ve psikolojik sağlığınızı korumaya yardımcı olabilecek faktörler hakkında bilgi edinebilir, böylece hayatımızdaki risk faktörlerini azaltabiliriz.
- Vücut sağlığımıza daha da önem vermeliyiz.
Sağlıklı ve mevsiminde yiyecekler ile beslenmeye özen göstermeli, sıcak bitki çaylarını ve bağışıklığı kuvvetlendirici zencefil, zerdeçal gibi baharatları beslenme düzenimizden eksik etmemeliyiz.
- Vücut ve beden sağlığımızı destekleyecek rutinleri hayatımıza dahil etmek fayda sağlayacaktır.
Düzenli ve kaliteli uyku, beden sağlığımızı olumlu yönde etkilerken özellikle erken kalkıp sabah saatlerinde ve gece yatmadan önce yapacağımız küçük küçük nefes egzersizleri, yoga ve meditasyon çalışmaları kendimizi daha zinde ve mutlu hissetmemize yardımcı olacaktır.
Ayrıca temiz havada yapılan egzersizler ve kısa yürüyüşler de beden ve ruh sağlığımız için oldukça kıymetlidir. Eğer temiz havada egzersiz yapamıyor isek evimizin içinde de güzel bir müzik açıp odalar arasında yürüyüş yapabiliriz. Daha sonrasında ise evimizi havalandırarak içeride birikebilecek kötü hava ve bakterilerden de kurtulmayı unutmamalıyız.
- Kendi kendimizle vakit geçirebilmeyi öğrenmeli ve bunun keyfine varmaya çalışmalıyız.
Dışarıda sosyalleşemesek de sevdiklerimizle telefon ve internet aracılığıyla iletişim halinde kalabiliriz. Ayrıca kendi kendimizle kaldığımız zamanlarda kendimizi keşfetmemiz, kişisel gelişimimize de fayda sağlayacak yeni hobi ve alışkanlıklar edinmemiz hayat kalitemiz ve donanımımız açısından da bize fayda sağlayacaktır.
Örneğin, ilgimiz olan konularda kitaplar okumaya, resim yapmaya, farklı kültürlerin yemeklerini denemeye, çeşitli kültürlerde araştırmalar yapmaya, yeni bir dil öğrenmeye yönelebiliriz.
Kendimize yaptığımız her yatırım bu zorlu süreci daha kolay atlatmamıza yardımcı olurken, bu süreci geride bıraktığımızda bize yeni kapılar açılmasına da katkı sağlayabilir. Yapılan hiçbir şey boşa değildir ve zamanı geldiğinde kişiye fayda sağlayacaktır.
Son olarak hayatta bireysel değil hep birlikte var olabildiğimiz gerçeğini unutmamalı, empati yapmanın önemini ve değerini hatırlamalıyız.
Sağlık çalışanlarının uyarıları doğrultusunda kurallara uyarak, fizyolojik ve psikolojik sağlığımızı dengede tutmaya özen göstermeli, sadece kendimiz için değil toplumdaki bütün bireyleri düşünerek hareket etmeli ve bu zor günleri birlikte atlatıp daha güzel, huzurlu, sağlıklı günlerde hayatımıza yenilenerek devam edeceğimiz gerçeğini aklımızdan çıkartmamalı, korkmadan hayata tutunmaya gayret etmeliyiz.
Dünyayı akıl ve sevgi kurtaracak.
Bilin istedim…
NAGEHAN TAYKURT