Başkan Çavuşoğlu’nun açıklaması şöyle:
16 Şubat 2020 günü yapılan Olağan İl Kongresinde partililerimizin teveccühü ile Denizli İl Başkanlığına yeniden seçildim. Son dönemde yaklaşık 3 yıl, toplam 6 yıl bu onurlu görevi, Yönetim Kurulunda görev alan arkadaşlarımla birlikte en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştım.
Kongrede tüzüğümüz gereği 2 yıllığına göreve geldik ve göreve başlar başlamaz ülkemiz ve dünyamız, covid 19 tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Bu dönemde şartlar elverdikçe, halkımızın yanında olduk. Hükümet, söz verdiği 5 maskeyi vatandaşlara ulaştıramazken, biz temin ettiğimiz maske, dezenfektan ve benzeri ürünleri örgütlerimiz aracılığı ile halkımıza ulaştırdık.
Gün geçtikçe tek adam rejiminin ülkemizi nerelere sürüklediğini üzülerek görüyoruz. Tek adam iktidarında sabit gelirli vatandaşlarımızın alım gücünün nasıl eridiğini görüyoruz. Üreticilerimizin artan maliyetler karşısında hayvanlarını nasıl içleri acıyarak kesime gönderdiğine, çiftçilerimizin artan gübre, ilaç ve mazot paraları nedeniyle ekimi nasıl bıraktığına şahit oluyoruz.
Tüm dünya covid 19’u yaşamışken, bundan ekonomik olarak en çok etkilenen ülkenin Türkiye olması vicdanımıza dokunuyor. Türk Lirası, savaşta olan ülkelerin para birimlerine karşı bile değer kaybediyor. Bu kadar verimli tarım arazilerimiz dururken, Rusya ile savaşta olan Ukrayna’dan tahıl koridoru açtık diye sevinir duruma geldik.
Ekonomide hedefi ilk 10 olarak açıkladılar, 20’inci sıranın bile altına düştük. Eğitimde, yolsuzluk ve yoksullukta her geçen gün alt sıralara düşerken, tek adam rejimi itibardan tasarruf etmiyor. Ekonomideki kötü gidişatı çözmek yerine bir gün patates – soğan lobisini, bir gün üç harfli market lobisini suçlar hale geldiler.
Hastane kuyruklarını bitirmekle övünürken, vatandaşlarımız hastanelerden randevu alamaz duruma geldi. Piyasadaki ilaç sıkıntısını çözmenin yolunu, ilaca zam yapmakta buldular. Zor şartlar altında görev yapan, görevi başında şiddete uğreyen doktorlarımız ülkeyi bir bir terk etmenin yollarını ararken, ‘giderlerse gitsinler’ dediler.
Her ile üniversite yapmakla övünürken, üniversite mezunu işsizler ordusu oluşturdular.
Kadına yönelik şiddet her geçen gün artarken, kadınlarımız her gün cinayete kurban giderken, kendi imzaladıkları İstanbul sözleşmesinden bir gecede çıktılar.
Ömürlerini ülkemizin güvenliğine adamış emekli amirallerimiz, ülkemizin güvenliği ile ilgili endişelerini paylaştıkları için yargılandılar.
Her konuda olduğu gibi demokrasi ve insan hakları konusunda da alt sıralara düştük. Sırf eleştirdi diye yüzbinlerce kişi cumhurbaşkanlığına hakaretten yargılanıyor ve ceza alıyor.
Her fırsatta yerli ve milli olmaktan dem vururken, Tank Palet Fabrikamızı, limanlarımızı, kritik kurumlarımızı yabancılara sattılar. Çiftçilerimizin traktörlerine haciz gelirken, 5’li çetenin kredi borçlarını ertelediler, vergi borçlarını sildiler.
Terörle mücadele yaptıklarıyla övünürken, terör olaylarının araştırılması ile ilgili verdiğimiz tüm önergeleri reddettiler.
İçinde bulunduğumuz durumda görüyoruz ki artık bunlara dur demenin zamanı gelmiştir ve önümüzdeki seçimlerde halkımız tek adam rejimini sandığa gömecektir. 12 Eylül’den sonra Denizli’de en uzun süre il başkanlığı yapmanın gururunu yaşıyorum. 6 yıl onurla ve gururla sürdürdüğüm İl başkanlığı görevimden bu gün itibariyle istifa ediyorum. İnanıyorum ki benden sonra bayrağı devralacak arkadaşımız, daha güzel çalışmalara imza atacaktır.
Milletvekili aday sıralamasının belirlenmesi konusunda ön seçim olması gerektiğini her fırsatta söyledim. ‘Türkiye’de bir ilde ön seçim yapılacaksa, o il Denizli olacaktır’ dedim ve bu sözlerimin arkasındayım. Adaylık konusunda partililerimizin en doğru kararı vereceğine inanıyorum.
Görev yaptığım süre boyunca uyum içinde çalıştığımız İl Yönetim Kurulu Üyelerimize, Kadın ve Gençlik Örgütlerimize ve ilçe başkanlarımıza ve örgütlerimize çok teşekkür ederim.