TOPLUMUN DÜŞMANI CEHALET, CEHALETİN DÜŞMANI ÖĞRETMENDİR…
Eğitim dünyasının baş mimarı olan öğretmenler merkezine insanı alır. Bu nedenle öğretmenlerin üzerindeki büyük sorumluluğu anlamak zor değildir. Anne kucağından eğitim ortamına karışan evlatlarımız, yaşayacakları hayatın ilk temellerini öğretmenlerinin desteği ile atmakta ve gelecek yaşamları yön bulmaktadır.
Sağlıklı nesiller ve toplumlar, sağlıklı aile ve eğitim yuvalarının sonucudur. İnsani değerleri özünde barındırarak, üzerine teknolojik ve kültürel değerleri ekleyerek değişime giden toplumlar ancak kalıcı işler yapabilir ve insanlığa faydalı olabilirler. Toplumun geleceği açısından böylesi büyük öneme sahip olan öğretmenlerimizin iş ortamlarında huzurlu olması, verimlilikleri açısından çok önemlidir. Eğitimde yapılan farklı uygulamalar, eğitim çalışanları arasında kutuplaşmalara ve sıkıntılara yol açmaktadır. Başta eğitim çalışanları olmak üzere, tüm kamu çalışanlarının iş ortamlarında sıkıntılar mevcuttur. Bu sıkıntıların temel nedeni, her yeni gelen bakanın toplumsal çıkarları değil siyasi çıkarları hedef almasıdır. Özellikle eğitim kurumları çok hızlı ve temelsiz değişimlere maruz kalmakta, gelişimden uzak , eğitim adına verim alınmayan sonuçlar ortaya koymaktadır.
Veliyi üzeni üzerim cümlesiyle başlayan, öğretmenlik mesleğini toplumda itibarsızlaştırma çalışmalarını;
Sendikal farklılıklardan dolayı yapılan idari baskılar
Okullarda bir türlü düzene kavuşturulamayan norm sorunu
Sürekli dillendirilerek çalışanların huzurunu bozan Rotasyon sorunu
Veli öğretmene not verecek, Öğrenci öğretmene not verecek gibi aklımızın almadığı anlamsız çalışmalar
657 ‘nin kaldırılması yönünde yapılan çalışmalar
Sözleşmeli öğretmen olarak göreve atanan öğretmenin ilk atandığı yerde 4+2 =6 yıl çalışma zorunluluğu
KPS sınavı yetmeyip üzerine mülakatın getirilmesi
Benim adamım zihniyetiyle yapılan haksız görevlendirme ve atamaların gerçekleştirilmesi…
Gibi daha birçok sorun birbirini takip etmiş eğitim ortamları içten içe karışmıştır. İş ortamlarında sıkıntılar illaki yaşanır fakat bizim sorunumuz var olan sorunların çözülmeyerek üzerine eklenen yanlış değişikliklerle içinden çıkılmaz hale getirilmiş olmasıdır. Okullarda hizmetli, öğrenci, öğretmen ve idareci sorunu varsa, bu sorun sadece okul çalışanlarını değil tüm toplumu ilgilendirmektedir. iş kollarında yaşanan sorunlara hiçbir çalışan ‘nasıl olsa bana dokunan yok’ zihniyetiyle yaklaşmamalı, duyarlılık göstermelidir. Eldeyken kıymeti bilinmeyen haklar, kaybettikten sonra telafisi mümkün olmayan zorluklara sıkıntılara yer verir. Bu nedenle haklarımızı bilelim, sahip çıkalım, yeni haklar edinmek için çaba gösteren kişi, kurum ve sendikalara destek verelim. Birileri nasıl olsa yapar mantığından sıyrılıp elimizi taşın altına koyalım. Bu vatan ve bu vatan üzerinde yaşayan tüm evlatlar bizim. Öğretmenler günü vesilesi ile DENİZLİ TÜRK EĞİTİM SEN ŞUBESİ olarak tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyoruz. Sağlık huzur ve liyakat esasına dayalı uygulamaların olacağı çalışma ortamları diliyoruz. Son olarak sayın bakanımız İsmet YILMAZ beyefendiye bir hatırlatmada bulunmak istiyorum.’Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır’. Sayın bakanım geleceğin mimarı öğretmenlerimize sahip çıkalım.
Tülay GAZALCI
Türk Eğitim Sen Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri