AA
Afyon'un Dinar ilçesinden doğan 584 kilometre uzunluğundaki Büyük Menderes Nehri, Uşak, Denizli ve Aydın sınırlarından geçtikten sonra Ege Denizi ile buluşuyor.
Büyük Menderes, başta tarım olmak üzere sanayi ve turizm sektörlerinin su ihtiyaçlarını karşılarken aynı zamanda bölgedeki doğal yaşamın devamlılığına katkı sunuyor.
Taşıdığı alüvyonlarla bölgede verimli tarım arazilerinin oluşmasına neden olan nehir ve havzasında son yıllarda endüstriyel ve evsel atıklara bağlı yaşanan kirlilik, insan hayatının yanı sıra biyolojik çeşitliliği tehdit ediyor.
Binlerce dönüm tarım arazisini sulayan, bölgenin can damarı olarak nitelendirilen nehrin ıslahı ve temizlenmesi için de çalışmalar sürüyor.
"Büyük Menderes Havzası Kirlilik Önleme Eylem Planı"
Bu çalışmaların en önemli ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hazırlandıktan sonra uygulamaya konulan "Büyük Menderes Havzası Kirlilik Önleme Eylem Planı".
Söz konusu plan, nehir havzası sınırları içerisinde yer alan Afyonkarahisar, Aydın, Burdur, Denizli, Isparta, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla ve Uşak olmak üzere 10 ilde yaklaşık 1 milyar 400 milyon lira büyüklüğündeki devasa bir çevre projesi anlamı da taşıyor.
Bu kapsamda havzadaki kirliliğin önlenmesine yönelik çalışmalar yürütülürken, bölgedeki katık atık ve endüstriyel atık tesislerinin yapılmasına da imkan sağlanıyor.
Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Büyük Menderes'in, tarihin ilk dönemlerinden beri çok önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.
Nehir ve havzasının korunması amacıyla hazırlanan eylem planının artık bir proje aşamasına geldiğine işaret eden Köşger, "1 milyar 400 milyon liralık bir bedelle doğduğu yerden denize döküldüğü yere kadar nehrin ıslahı, rehabilitasyonu ve Menderes'i kirleten unsurların sağlıklaştırılması ile ilgili bir çalışma yürütülüyor." diye konuştu.
Köşger, hiçbir arıtma tesisinden geçirilmeden doğrudan nehre deşarj edilen sanayi ve evsel atıkların kirlilikte önemli bir etken olduğuna dikkati çekti.
Altyapı ile ilgili öncelikli çalışmaların devlet tarafından yapıldığını aktaran Köşger, şöyle devam etti:
"Bütün bunlara rağmen nehir, 'Canlı hayatı imkansız.' değerlendirilmesi yapılacak kadar kirli değil. Yani Menderes Nehri'nde balıklar ve diğer canlılar yaşıyor. Yani onların hayatını sürdürmeye imkan tanımayacak kadar kirli ve oksijensiz değil. Nehrin olması gerekenden kirli olduğu herkesin kabul ettiği bir durum. Bu açıdan kirliliğin muhakkak rehabilite edilmesi, olması gereken eşik değerlerinin altına çekilmesi lazım. Büyük Menderes Nehri'ni kirleten unsurlara karşı gereken tüm tedbirler alınıyor. Böylece nehrin geleceğinin kurtarılacağına inanıyorum."
Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü de nehrin kirliliğine ilişkin çalışma yürüttüklerini söyledi.
Büyük Menderes Nehri'nin etrafındaki biyolojik çeşitliliğin oldukça fazla olduğunu hatırlatan Sürücü, "Son 30 yılda nehir çok fazla kirletildi. Endüstriyel ve evsel atıkları insan sağlığını ve biyolojik çeşitliliği tehdit ediyor." ifadelerini kullandı.
Köylerdeki atıkların dahi dereler vasıtasıyla nehre taşındığına dikkati çeken Sürücü, DSİ'nin, Büyük Menderes'in önüne Türkiye'de ilk kez şişme bir bariyer kurduğunu dile getirdi.
Bölgede çevre bilincinin geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Sürücü, "Eğer Menderes olmazsa burada hayat yok. Eski günlerine döndürmemiz belki mümkün değil ama o kirliliğe çözüm üretebiliriz. Büyük Menderes Nehri bulunduğumuz coğrafyanın can damarı. Onun için hep birlikte bu soruna bir çare arayacağız." ifadelerini kullandı.