ÜLKÜCÜSÜZ BİR MHP İLE MHP’SİZ BİR TÜRKİYE HAYAL EDİLMEKTEDİR!
21 maddeden başlayıp 18 madde ile TBMM süreci tamamlanarak halkın oyuna başvurulacağı referandum bölümüne gelinen anayasa değişikliği ve geti-receği sonuçları ile ilgili kanaatlerimizi aşağıda belirtmeye gayret ettik. Anayasa değişikliğinin getirdiği yönetime; devletin tek adam tarafından yönetildiği gerçeği değişmediği için, ister cumhurbaşkanlığı ister başkanlık sis-temi denilsin farketmeyeceği ve herhangi bir farkın olmadığı kanaatini taşımak-tayız. Devlet, neredeyse egemenliği başta olmak üzere bütün kurumlarıyla bir kişiye bağlandığından biz buna ‘tek adamlık ’ diyoruz. Bilindiği gibi demokrasilerde kararları kanunlara göre kurum ve organlar verir, kişilerde yönetimi buna göre yapar. Bu yeni düzenlemede ise kararları verende yönetimi yapan da tek adam-dır. Bu yönetim şahsi takdiri, keyfiliği ve hukukdışılığı -çeteleşmeyi- kaçınılmaz hale getirir. Hukuk, hukuk dışılığı ‘çeteleşme’ olarak tanımlıyor. Devlette çeteleşme kargaşaya yol açar. Hukuk sistemi işlemez, devlet yö-netilemez hale gelir. Bu temel vasıflar dikkate alınarak tek adam yönetimi incelendiğinde ‘ var gibi olduğu görülen hukukun, demokrasinin ve kurumların aslında yok olduğu anlaşılmaktadır!
Yeni anayasa değişikliğinde var gibi görünüp de yok olan uygulamalara şöyle bir göz atalım: -Yürütme alanına giren konularda ( meclis çalışmalarının %80’i yürütme ile ilgilidir) tek adama KHKçıkarma yetkisi verildiğinden cumhurbaşkanı genel başkanı olduğu çoğunluğa sahip parti milletvekillerinin yasa teklifini kendisi belirleyebileceğinden, veto ettiği kanunun kabulü için 301 oy, suç işlediği iddia-sıyla yargıya gönderilmesi gereken tek adam ve yardımcıları için 400 oy gerek-tiğinden, seçimleri yenilemek amacıyla meclisi feshedebilme yetkisine sahip olduğu için (yasama var gibi, ama yok ), - Milletin değilde başkanın seçtiği ve millete değilde başkana karşı sorum-lu olan yardımcıları ve bakan adı verilen sekreterlere hükümet denilemeyeceği için (hükümet var gibi, ama yok) , - Yüksek yargı organları üyelerinin tamamını tek adam ve çoğunluğa sa-hip partisi seçtiğinden bağımsız ve tarafsız yargı yeni ve siyasallaşmış yargı ola-cağı için ( Bağımsız ve tarafsız yargı var gibi, ama yok ),
- Tek adamın KHK ile birden çok ili içine alan merkezi idare teşkilatı, kamu kurum ve kuruluşları kurabilmesi, ‘özerk’ bölge anlamına geldiğinden üniter devlet yapısı yok olacağı için ( Üniter devlet var gibi, ama yok ), - Türk milleti inkar edildiği ve ülke etnik gruplara bölünerek ‘ÖZERK’ bölgeler kurularak milli devlet ( Türk milletinin devleti) ortadan kalkacağı için ( Milli devlet var gibi, ama yok ) - Bütün devlet yetkileri bir kişide toplandığı, tek adamın yurtdışına çıkma-sı ve vefatı halinde devleti millet tarafından seçilmemiş başkan yardımcısı ve sekreterler yöneteceği için (Demokrasi var gibi, ama yok), - Seçilmiş olsa da bütün yetkilerin tek adamda toplandığı bağımsız ve ta-rafsız yargının olmadığı yönetimlere hukuk devleti denemeyeceği için (Hukuk devleti var gibi, ama yok ), - Anayasanın ikinci maddesindeki ‘Hukuk’ ve ‘Demokrasi’ ilkeleri hü-kümsüz hale getirildiği için anayasanın değişmez dediği maddeler değişir olaca-ğı için ( Anayasanın değişmez dediği 2. maddesi var gibi ama yok ), -Cumhurbaşkanı’nın; 15yıldır tekrarlamaktan bıkmadığı Türk milleti ger-çeğini inkara devam ettiği, asırlardır soyu, sopu, mezhebi, etnisitesi ne olursa olsun her kesimin Türk milletinin bireyi, Türk devletinin eşit ve şerefli birer va-tandaşı olduğu hakikati görmezden gelindiği için ( Türk milleti var gibi, ama yok ), - Parti genel başkanı olan ve ideolojisine göre Türk milletini etnik bir grup sayan, Türk milletinin devlet anlayışı ile bağdaşmayan tek adamın hukuken ve siyaseten tarafı belli olduğu için (Tarafsız başkan var gibi, ama yok ) - Devletin bütün yetkilerini şahsında toplayan tek adam, partisinin genel başkanı olunca fiilen güç açısından devleti aşan bir otorite konumuna geldiği için (Parti devleti yok gibi, ama var ) - Türk ordusunun emir komuta birliğinin bozulduğu, Genel Kurmay Başka-nı’nın danışma düzeyine indirildiği ,ordunun Milli Savunma Bakanlığına bağ-lanması ile siyasallaşmasının önünün açıldığı, Askeri Liselerin kapatıldığı, aske-re duyulan güven ve itibarın sarsıldığı için ( Türk ordusu güçlendiriliyor gibi, ama doğru değil ), - İşsizliğin ve enflasyonun tavan yaptığı, 2002’de toplam borcumuz 220 milyar dolar iken 650 milyar dolara çıktığı, 2017’de ödenmesi gereken borcu-muzun 200 milyar dolar olduğu için (Ekonomi güçleniyor gibi görünüyor, ama doğru değil ), daha binlerce madde sıralamak mümkündür.Bizler var gibi görünüp de aslında
olmayan, üzeri kamufle edilmeye çalışılan bu maddelerin Türk milletine hayır getirmeyeceği inancındayız.18 madde ile ilgili yapmış olduğumuz analizlerin ışığı altında Ülkücüsüz bir MHP hayal edenlerle MHPsiz bir Türkiye hayal edenler aynı odaklardır. Bugün preslenmek istenen Ülkücü Hareket’in varlığı ve Türkiye Cumhu-riyeti’nin geleceğidir. Yığınlar maruz kalır, bireyler seçer! Ülkücü Hareket tesadüfen yan yana gelmiş yığınların değil her biri birer Türk bayrağı olan ŞAHSİYETLİ FERTLERİN hareketidir. Ülkücü Hareket’in söyleyecek sözü, kendine ait fikri kumaşı, kendine ait inanç dokusu, kendine ait ülküsü, uğruna bedel ödediği mukaddesatı vardır. Sonuç olarak ülkeye birkişi hükümran olamaz. Uğruna Kurtuluş Savaşı’nın yapıldığı Türk milli egemenliği bir kişiye teslim edilemez. Türk milliyetçilerinin derdi kişiler değil canından aziz bildiği, sevdalısı olduğu “Türkiye”nin gelecek yarınlarıdır. Kurtuluşumuz referandumu beklemeden bu bataklıktan çıkmak için herkesin kendi seferberli-ğini ilan etmesidir. Gerisi gelecektir.
Biz Ülkücüler kadim bir devlet geleneği olan ve bin yıllardır müstakil ya-şamış, kimseye boyun eğmeden üç kıtada nal izleri bırakmış, bin yıldır bu top-raklarda yaşayan, Anadolu’yu Türkleştirip İslamlaştıran asil Türk milletinin sevdalılarıyız.
Bizim HAYIR’ımız bu kutlu devletin en can alıcı hücrelerine sinsice yu-valanan, devletimizi içten içe kemiren FetöcülerinHAYIR’ından çok farklıdır. Bu hain örgüt bu saatten sonra hükümet ne derse zaten hayır diyecektir. Onların HAYIR’ında hayır değil yine şer vardır. Ancak Türk milliyetçilerinin HA-YIR’ında hayır vardır. Türk milliyetçilerinin HAYIR’ını kişilerin, şahısların üs-tünde düşünmek gerekir.Türk milliyetçilerinin HAYIR’ında Türk milletinin ge-leceği ile ilgili duyulan endişe ve gelecekle ilgili yapılmış analizlere dayanan bir öngörü bulunmaktadır.
Türk milliyetçileri, Kandil’in uzantısı olan siyasal bölücülerin ne düşün-düklerini hiçbir dönemde önemsemediği gibi bu süreçte de önemsememektedir. O yüzden onların referandumda aldıkları ya da alacakları tavır Türk milliyetçile-ri açısından yok hükmündedir.
HAYIR diyen Türk milliyetçilerinin iradesiyleFetö, Pkk gibi kökleri bu topraklara ait olmayan yapıların iradesizliğini bir kefeye koymak tam manasıyla
bir gaflettir.Buldan MHP İlçe TeşkilatımızınHAYIR’ı parlamenter sistemin de-vamlılığını istemekten başka bir şey değildir.
Benim Genel Başkanıma:
‘Ağzından salyalar akıyor.’
‘Sapık görmek istiyorsan aynaya bak.’
‘PKK’nın kaşığıyla, Öcalan’ın mamasıyla beslenen bedbahtsın.’
‘Uçağa binmeye korkan Ankara’da kuluçkaya oturmuş bir zavallısın.’
‘Kayışı kopmuş bunların Fatiha’yı bile bilmezler bunlar.’diyenlerle bugü-ne kadar yaptığı analizleri ile hep haklı çıkan, 15 Temmuz sonrası Yenikapı ru-hunun doğmasını sağlayan, Genel Başkanımızınyasama, yürütme ve yargının tek adama bağlandığı yetkilerin gelecek dönemlerde mevcut Cumhurbaşkanı’nın siyaset arenasından çekildikten sonra hangi zihniyette bir insanın eline geçece-ğini öngörememesini endişe ile karşılamaktayız.
Bizler tercihimizi aklımızın erdiğinden bu yana MHP tarafında kullandık. Ve bu tercihimizi kullanırken de kimseye sormadık. Ha illaki bir tercihte bulu-nacaksak da bu tercih partimizin tüzüğünde belirtildiği üzere demokrasi ve par-lamenter sistemden yana olacaktır.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!
BULDAN MHP İLÇE TEŞKİLATI ADINA
BULDAN MHP İLÇE BAŞKANI
MEHMET TUĞRUL