Başkan Kocabay açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Akp gelene kadar Türkiye‘de kadın kelimesinin adı yoktu, diye açıklama yapan AKPli Özlem Zengin; TBMM çatısı altında olmasını ve özgürce konuşabilmesini Atatürk’ün kadınlara verdiği haklara borçlu olduğunu kabul etmeyen zihniyetin vücut bulmuş halidir.
Kadın hakları ve kadınların erkeklerle eşitliği konusunda geçen asırdan itibaren Batı ülkelerinde ve toplumlarında yoğun mücadelelerin verildiği, özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’nin bu mücadelelerin en şiddetlilerini yaşadığı bilinmektedir.
Ancak bizim ülkemizde birçok Batı ülkesinden daha önce Atatürk tarafından kadınlara çeşitli haklar verilmiştir. Kadınların toplum içinde erkekler ile eşit olarak yerlerini almaları bir uygarlık aşamasıdır ve Atatürk Devrimlerinin en önemli gelişmelerinden biridir.
Cumhuriyetin İlanı İle Türkiye’de Kadınlara Verilen Bazı Haklar
Sosyal Haklar
1924: Tevhid-i Tedrisat (Öğrenim Birliği) Kanunu çıkarıldı. Böylece eğitim laikleştirilerek tüm eğitim kurumları Millî Eğitim Bakanlığına bağlandı. Kız ve erkekler eşit haklarla eğitim görmeye başladı.
1926: Türk Medeni Kanunu kabul edildi. Kanun ile erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemeler kaldırıldı, kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı tanındı. 17 Şubat 1926’da TBMM’de kabul edilen kanun 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girdi.
1930: Kadın ve çocukların korunmasına ilişkin ilk düzenleme Umumi Hıfzısıhha Kanunu ile yapıldı. Doğum izni düzenlendi. 1933: Kız çocuklarına meslekî eğitim vermek amacıyla Kız Teknik Öğretim Müdürlüğü kuruldu.
1989: İçişleri Bakanlığı kaymakamlık sınavlarına kadınların da alınacağını açıkladı.
Siyasal Haklar
1930: Belediye Yasası çıkarıldı. Yasa ile kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı.
1933: Köy Kanunu’nda değişiklik yapılarak kadınlara köylerde muhtar olma ve ihtiyar meclisine seçilme hakları verildi. 1934: Anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı.Türkiye bu hakkı kadınlara tanıyan ilk Avrupa ülkesi oldu.
5 Aralık 1934 Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı Avrupa ülkelerinin birçoğundan çok önce verilmiştir.
8 şubat 1935 seçimlerinde 17 kadın milletvekilimiz meclise girmiştir.
1926: Medeni Kanun ile mirasta kız ve erkek çocukların eşit pay almaları sağlanmıştır.
Ekonomik Haklar
1936: İş Kanunu yürürlüğe girdi. Kadınların çalışma hayatı iyileştirildi. Kadınlara istedikleri işte çalışabilme hakkı tanınmıştır. İş Kanunu yürürlüğe girdi. Kadınların çalışma hayatına düzenleme getirildi.
1937: Kadınların ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılması 1935 tarihli 45 sayılı ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) sözleşmesi ile yasaklandı.
Tüm bu yapılanları görmezden gelen AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in "AK Parti gelene kadar 'kadın' kelimesinin adı yoktu Türkiye’de" şeklindeki sözleri düpedüz saygısızlık ve nankörlüktür. Kadının el üstünde tutulduğu Atatürkçü yapıdan ne kadar uzak olduğunun da bir göstergesidir ayrıca kendi seçmenine de hakarettir.
Bizler Atatürk’ün bize kazandırdıklarının değerini biliyor; onları koruyup, kullanıyoruz ve gelecek nesillerinde bunları iyice anlayıp özümsemesi için mücedele veriyoruz.
Bu kazanılmışlıkları görmezden gelmek Akp gelene kadar geçen 97 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde alanında birçok başarılar elde etmiş kadınlarımızı yok saymaktır.
Akp geldikten sonra kadın kelimesi cinayetlerde, cinsiyet ayrımlarında ve aşağılamalarda daha çok ön plana çıkmış olup; 2016’da 329; 2017’de 409; 2018’de 440 ve 2019 yılında 474 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Oysa, Ak Partinin iktidara geldiği 2003 yılında bu sayı 83’tü. Görüldüğü gibi 16 yıldaki dehşet verici artış yüzde 471 civarındadır” Akp nin kadını yüceltmesi koruması bu mudur ?
Kadın cinayetleri ve şiddeti destekler ;
Kız mıdır, kadın mıdır?
Ben zaten erkek kadın eşitliğine inanmıyorum.
Evdeki işler yetmiyor mu?
Hamile kadınların sokakta gezmesi doğru değil.
Gecenin o saatinde dışarda ne işi var.
nitelikteki bu ve benzeri sözler Akp döneminde söylenmiştir. Şiddete karşı kararlı duruş sergilenmemiş ve engelleyici yasalar çıkartılmamıştır.
Cumhuriyet ve devrimlerini özümsemeyenler, kendi kimlik karmaşası içinde olanlar, Milleti ve hatta kadınları temsil ettiklerini düşünmesinler.
Kadının bir ayrıcalığa, sınıfa ve özel bir sıfata ihtiyacı yoktur.
KADIN KADINDIR
KADIN İNSANDIR.