Denizli Milletvekili Öztürk TBMM Başkanlığı’na verdiği Kanun Teklifiyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenerek söz konusu hastalığa yakalanan sağlık meslek mensupları, sağlık hizmetlerinde çalışan diğer meslek mensupları, filyasyon ekipleri de dahil olmak üzere bu Kanunun 14 üncü maddesindeki şartların varlığına bakılmaksızın meslek hastalığına tutulmuş kabul edilmesinin kanunlaşmasını teklif etti .
Yasin Öztürk Kanun Teklifi’nin gerekçesi olarak şu görüşlerini dile getirdi :
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 14. maddesinde ‘Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden kaynaklı tekrarlanan bir sebeple işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleri’ olarak ifade edilmiştir.
11 Ekim 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin 17. Maddesine göre ise “Meslek Hastalığı” aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır:
“MADDE 17 – (1) Hangi hastalıkların meslek hastalığı sayılacağı ve bu hastalıkların, işten fiilen ayrıldıktan en geç ne kadar zaman sonra meydana çıkması hâlinde sigortalının mesleğinden ileri geldiğinin kabul edileceği Meslek Hastalıkları Listesine (Ek-2) göre tespit ve tayin edilir.
(2) Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla kesinleştiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin, işyeri incelenmesiyle kanıtlandığı hâllerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun kararı ile meslek hastalığı sayılabilir.”
Yine aynı Yönetmelikte yer alan “meslek hastalıkları listesi”nde;
-C Grubu: Pnömokonyozlar ve diğer meslekî solunum sistemi hastalıkları,
D Grubu: Meslek bulaşıcı hastalıklar, yer almaktadır.
Bahsi geçen yönetmeliğin 19. Maddesine göre ise, “meslekî bulaşıcı hastalıklar Listesinin “D Grubu”nda yer alan bulaşıcı hastalıkların, görülen işin gereği olarak veya işyerinin özel koşullarının etkisiyle oluşması ve enfeksiyonun labarotuvar bulguları ile de kanıtlanması gereklidir.
Bu listede yer almayan fakat görülen iş ve görev gereği olarak bulaştığı kesin olarak saptanan diğer bulaşıcı hastalıklar da meslek hastalığı sayılır. Bu husustaki teşhisin laboratuar deneyleriyle kanıtlanması gereklidir.”
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 3. Maddesi de, meslek hastalığı için “mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalığı” tanımlaması getirmektedir.
Bu ifadeler dikkate alındığında Covid -19 tanısı konulan her sağlık personelinin meslek hastalığına yakalandığı ortadadır. Koronavirüs, Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı tarafından bulaşıcı hastalık olarak tanımlanmaktadır. Bu kapsamda sağlık çalışanlarının bahsi geçen Yönetmeliğin 19. Maddesine göre D Grubu’na dahil olmaları gerekmektedir. Aynı şekilde Covid 19’un en çok solunum sistemini etkilediği dikkate alındığında C Grubu hastalıklar listesinde de sağlık çalışanlarına hak verilmesi zorunludur.
Bununla birlikte sağlık çalışanları Covid-19’a maruz kalan en yüksek riskli meslek grubu kabul edilmesine, yukarıda belirtilen kanuni hükme ve düzenleyici yönetmeliğe rağmen, Sosyal Güvenlik Kurumu nazarında meslek hastalığı düzenlemesinden yararlanamamaktadır.
Hasta ile yakın temas halindeki doktorundan hemşiresine, eczacısından teknisyenine, ambulans hizmetlerinde görev yapan ekipten laborantına, hasta bakıcısından temizlik görevlisine, OSGB’lerde ihtiyaç duyulan doktorlardan filyasyon ekiplerine kadar sağlık personelinin tamamı büyük bir risk altında görev yapmaya devam etmektedir. 28 Eylül 2020 tarihi itibariyle Covid 19 nedeniyle 98 sağlık çalışanımız hayatını kaybetmiştir. Hastalığın çok kolay bulaşması, kapasiteyi aşan hasta yoğunluğu, yeterli kişisel koruyucu donanıma erişilememesi nedeniyle Covid 19’a yakalanan sağlık çalışanlarına her gün yenileri eklenmektedir.
Bu nedenle pandemi döneminde görev yapan, sağlık meslek mensubu ve sağlık hizmetlerinde çalışan tüm birimlerdeki görevliler ve aileleri, sadece kuru bir teşekkür değil, Devletin sahiplenmesine ihtiyaç duymaktadır. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda değişiklik yapılarak Covid 19’un “meslek hastalığı” kabul edilmesi halinde, sağlık çalışanlarının sağlık giderlerinin tamamı karşılanacak, geçici ya da kalıcı işgöremezlik durumunda tazminat alabilecek, vefat edenlerin yakınlarına da maaş bağlanabilecektir.
“Emekleri ödenmeyecek” sağlık çalışanları için yapılacak bu düzenleme kanuni bir hak kadar, Devletin bu fedakar görevlilere bir borcudur.
Yasin Öztürk Kanun Teklifi ile birlikte kamuoyunda hastalık ve vefat sayısı konusunda açıklanan rakamlara oluşan güvensizliğin giderilmesi için bir Yazılı Soru Önergesini Sağlık Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle Meclis’e sundu .
Covid-19 salgınının ülkemizde görüldüğü ilk vakadan itibaren;
1- Hayatını kaybeden sağlık meslek mensubu ve sağlık hizmetlerinde çalışan diğer meslek mensubu çalışanı sayısı kaçtır?
2- Hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının çalıştığı birimlere göre dağılımı ne şekildedir?
3- Covid- 19 teşhisi konulan sağlık çalışanı sayısı kaçtır?
4- Yoğun bakımda tedavi gören ve/veya entübe olan sağlık çalışanı sayısı kaçtır?
5- Covid-19 tedavisi bittikten sonra göreve devam eden sağlık çalışanı sayısı kaçtır?
6- Covid-19 sürecinde emeklilik talebinde bulunan sağlık çalışanı sayısı kaçtır? Kaç sağlık çalışanı emekliye ayrılmıştır?
7- Covid-19 süresinde istifa eden sağlık çalışanı sayısı kaçtır?
Sorularına cevap isteyen Öztürk : "Salgın ile savaşta en ön safta çalışan Sağlık Çalışanlarımız sürecin en büyük kahramanları verdiğim Kanun Teklifi ve Yazılı Soru Önergesi ile haklarının elde edilmesi için elimden gelen desteği vereceğim." dedi .