İstanbul’da bir alacaklı tarafından borçlu belediye aleyhine başlatılan icra takibinde, belediyenin avukatı, fiilen kamu hizmetinde kullanılan makam aracının trafik kaydına haciz ve yakalama şerhi konulduğunu, haczin ve yakalama şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etti. İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi de kamu hizmetinin yürütülmesi bakımından bir adet makam aracının kamuya tahsisli olduğunun kabulü gerekeceğinden şikayeti kabul etti ve araca ilişkin haczin kaldırılmasına karar verdi. Karara itiraz edilince dosya Yargıtay’ın gündemine geldi. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, baktığı bir davada belediye başkanının makam aracının da haczedilebileceğine hükmederek, yerel mahkemenin kararını bozdu.
Haciz istisnai durum
“Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez” düzenlemesine yer verildiğine dikkat çekilen kararda, bu maddeye göre belediyenin haczedilmezdik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılmasının zorunlu olduğu belirtildi. Borçlu belediyenin kamuya tahsis kararı almasının sonuca etkili olmadığının altı çizilen kararda, İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre, asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak ve kural olarak borçluların tüm mallarının haczinin mümkün olduğu vurgulandı. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunmasının zorunlu olduğuna dikkat çekilen kararda, “Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir” denildi. Bir aracın, makam aracı olarak kullanılmasının, onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceği, kamu hizmetinin yürütülebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunmasının da gerekmediği belirtilen kararda, “Belediyelerin görevleri 5393 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde açıklanmış olup, bu görevlerin yerine getirilebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunması zorunlu değildir” denildi.
Fatih Erboz