Bugün Meclis'te partisinin grup toplantısında konuştu. Son olarak İYİ Parti'de milletvekilliği yapan Nimet Özdemir'in partisine katılması dolayısıyla rozet takarak konuşmasına başlayan CHP lideri, Türkiye gündemini sarsan kadın cinayetlerinden, ekonomik krizden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "olası İsrail saldırısı" çıkışından bahsetti. Özel, konuşmasını sonlandırırken, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay ile hakkında çıkan iddialarla ilgili ilk kez yorumda bulundu.
NİMET ÖZDEMİR CHP'YE KATILDI
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Değerli CHP'liler, kökü CHP olan Uzunköprü Belediye Başkanımız Ediz Martin bağımsızken bugün baba evine dönmeye karar verdi. Eğer baba evine dönüş olacaksa ilçe başkanlığı ve il başkanlığı kenetlenecek ve gelecekler. Nimet Özdemir Hanım iş dünyasında başarıları olan, İYİ Parti'de milletvekilliği yapan bir süredir bağımsız devam eden bir vekilimiz. Kadın hakları, hayvan hakları için mücadele veren biri. Bir süredir baba ocağı CHP'ye dönmek istiyordu. Bugün de buradalar, örgütümüzü temsil edecekler.
'KADIN CİNAYETLERİ RASTLANTI DEĞİL'
Maalesef bugün acı haberlerin hepimizi kahrettiği günlerdeyiz. Öncelikle taziye dileğinde bulunacağım. Milli Görüş Hareketi'nin önemli ismi Recai Kutan için başsağlığı diliyorum. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da Semih Çelik isimli cani İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil'i katletti. Tekirdağ'da istismara uğrayan Sıla bebek hayatını kaybetti. Bugün ülkede süren kadın cinayetlerinin bir rastlantı olmadığını biliyoruz. Günlerdir failin özelliklerini öne çıkaran, katlettiği kadınlarla ilişkisini magazin haberi gibi sunan ifadeler dolanıyor. Asıl sorulması gereken bu toplum nasıl bu hale geldi?
'İSTANBUL'UN SÖZLEŞMESİ'NDEN ÇIKILIP KADINLAR HEDEF ALINDI'
AKP'nin kadınları hedef alan politikalarının en somut örneği İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede tek imzayla çıkılmasıdır. Bakın veriler ortada, İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlüğe konulduğu 2012 yılından sonra kadın cinayetlerinde büyük düşüş vardı. Bir dönem hep kapkaç haberleri vardı hatırlayın, bir araya geldik 1 yıllık cezayı 15 yıla çıkardık. Herkes kendine çekidüzen verdi. Dedik ki devlet kafaya koydu, mücadele edecek kapkaçla. Ama şimdi Türkiye yine kapkaç cenneti oldu.
'POLİTİK, SİYASİ, GERÇEK BİR MESELE'
İstanbul Sözleşmesi de devlet kararlılığının bir sembolüydü. Devlet bu işe kafayı taktı deyip diye düşünüp ayaklarını denk aldılar. Sonra yapılacak düzenlemeler gecikti, yapılan düzgün uygulamadı. Sonra bir kesim, gerici bir kesim, kadını aşağı gören geçmişin domuz bağcıları ortalığı velveleye verdiler. 'İstanbul Sözleşmesi'ne hayır' diye. Sağ partilerden bunu meydanlarda bağırınca AK Parti bir avuç oyun peşine düştü. Hepimizin birlikte girdiği sözleşmeden Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla çıktı. Her gün kadın cinayeti işleniyor şu an bu yüzden. Gözleri korkmuyor artık, azıcık yatar çıkarım, af çıkar ben de kaynarım diyorlar. Bu bu kadar politik, bu kadar siyasi, bu kadar gerçek bir mesele.
'ERDOĞAN, HÜDA PAR'A VERDİĞİN SÖZÜ DE TUTMA'
Hepimiz biliyoruz ki sözleşmeden bir imzayla çıkılamaz yani hala yürürlükte. Ama bizim iktidarımızda seçim falan beklemeden bu sözleşme derhal gerçekten uygulanacak. Tayyip Bey'e bir şey söyleyeceğim, asgari ücrete dört kere zam düşünülür dedin, bu yıl ikinciyi bile yapmadın. 17 bin lira asgari ücret verdin, ertesi gün eridi. Depremzedeye söz verip yerine getirmedin. Madem hiçbir sözünü tutmuyorsun şu HÜDA Par'lılara domuzbağcılara verdiğin sözü de tutma o zaman, lanet olsun!
'DIŞ TEHDİT DİYEREK GERÇEK SORUNLARI ÖRTEMEZSİNİZ'
Cumhurbaşkanı geçen hafta Mecliste dedi ki, 'İsrail'in bir sonraki hedefi biziz.' Böyle bir şey söylüyorsan arkasını getirmek zorundasın. NATO üyesi, BM üyesi Türkiye'ye saldıracakmış. Bunu konuşmak için kapalı bir oturum yapacağız bugün. Netanyahu'nun oturup televizyondan izlemesini istemediğimiz için kapalı olacak.
Vatandaşlarla yapılan ankette ilk sıkıntı ekonomi, ikincisi işsizlik, üçüncüsü geçim sıkıntısı çıkarken, Cumhurbaşkanı 'Açsınız yoksulsunuz ama arkama geçmelisiniz çünkü İsrail saldıracak' diyorsan biz bunu sorgularız. Eğer bize ne demek istediğini açacaksan seni dinleyelim ama televizyonda bu duyduklarımızla aynı şeyleri söyleyeceksen biz bunu yutmayız. Bu yaklaşım Türkiye siyasetine dış tehdit diyerek planlar içeriyorsa biz buna teslim olmayız. Bu ülkenin gerçek sorunlarını kimseye örttürmeyiz.
'İSRAİL İLE TİCARET CAYIR CAYIR DEVAM EDİYOR'
Hamas saldırısını kınadık diye bir yıldır Gazze için yaptıklarımızı görmezden gelip bizi ayrıştırmaya çalışanlara sesleniyorum. Sana İsrail'e ticareti kes dedik aylarca inkar ettin, en son martta ortaya çıkınca İsrail ile ticaret yasak dediniz. Bizden gidenlerin çoğu savaş malzemesi bu arada. Bizim gemilerle gitmiş, Gazze'nin tepesine yağmış. Şimdi yasak olduğu söylenen İsrail ile ticaret de cayır cayır devam ediyor. Fiili durum şu anda şöyle; mal limandan çıkıyor, evraklar kağıt üstünde düzenleniyor, ticaret devam ediyor. Ey Recep Tayyip Erdoğan; 'Sen mi samimisin biz mi?'
'HERKESİN CEBİNE ELİNİ ATAN ERDOĞAN'
Ülkede vatandaş 'İsrail bize saldıracakmış' diye konuşsun istiyor. Ama hayır, vatandaş internet hızını konuşuyor. Bizdeki internet hızından yavaş bir Bangladeş ile birkaç ülke var. Üstelik buna karşılık maliyet de fahiş düzeyde. Bir aile 2022'de internete 442 lira ödüyormuş,, geçen sene 745, bu sene 2350 lira. Herkes için elzem cep telefonu fiyatları fahiş pahalı. Millet bunu konuşmasın diye 'İsrail saldıracak' diyorlar. Bunları yapan da Türk Telekom. Vodafone ile anlaşmışlar, 745 liralık faturayı 2350 lira yaptılar bir anda. Bunu yapan Mehmet Şimşek değilse Recep Tayyip Erdoğan'dır. Pahalı fatura ödeyen herkesin cebine elini atan Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Türkiye enflasyonu en yüksek ülkelerden. Baz etkisiyle fiyat düşüyor diyorlar, öyle fiyat düşmez. Enflasyonu düşürmeden fiyat düşmez. Bu konuyu örgütümüzle beraber hem iş insanlarıyla hem esnafla hem ev hanımlarıyla hem asgari ücretliyle konuşmaya ve bu yalanları ortaya çıkarmaya devam edeceğiz.
'GAZİ'NİN ŞAHSİ MESELESİ HATAY BİZİM MESELEMİZ'
İktidarın üvey evlat muamelesi yaptığı Hatay'a gittik. Hatay'ı asla terk etmeyeceğiz. Depremzedelerin çoğu çadırda ya da barınmasız. Deprem dosyalarına bilirkişi raporu yollamayarak, şüphelilere yasak çıkarılmayarak devlet sistematik olarak cezalara engel oldu. Mücbir sebep uygulamasını biraz daha uzatın artık bunun olması gerek. Biz her fırsatta Hatay'ın yanındayız çünkü vasiyet böyledir. Gazi'nin şahsi meselesi bizim de meselemizdir.
'ERDOĞAN DERHAL ESAD'LA GÖRÜŞMELİ'
Esad'la görüşeceğimizi söyleyince o da görüşeceğini söyledi. Putin'i devreye soktu. Esad af çıkarmaya karar verdi, tam Suriye'ye dönecek fırsat. Tam dünyayı ayağa kaldıracak bir fırsat, fabrika okul ne ise kurulsun. Bizimkinden ses yok. O sırada oturma izni olmayan çalışma izni olmayan sığınmacıların istihdama katılmasına karar veriyor. Ayıptır. Türkiye'de üç gençten biri işsiz, bizim evladımızı istihdama kat. Emekliler ağlıyor, ilacın katılım payı diğer ücretleri canımıza tak etti diyor. Suriyelilere ise bedava. Biz ayrımcı bir parti değiliz, sığınmacılara değil bu politikalara karşıyız. Herkesin ülkesi güzel, bizim yoksulumuz bizim işsizimiz bize yeter. Bu nedenle Erdoğan'ı derhal Esad ile görüşmeye davet ediyorum.
'İMAMOĞLU'NA YASAK ÇIKARSA...'
İmamoğlu ile siyaseten baş edemeyince, demokratik bir yolla yenemeyince önce YSK'ya suç işletip 2019'da seçim yeniletti, 800 bin fark yedi. Neden? Pirinç satan hacı amca ne dedi? 'Yıllardır AKP'ye oy verdim ama şimdi İmamoğlu'na oy verdim. Çünkü hak geçti' dedi. Bu ahmak davasında Soylu'nun dediği ifadeyi iade etti, bunu da çevirip YSK'ya demiş olsun dediler. Bunu sırf İmamoğlu bir gün cumhurbaşkanı aday olursa milletin seçme hakkını elinden almak için yaptılar. Eğer böyle bir davadan siyasi yasak cezası çıkarırsanız bu ülkenin bir hukuk devleti olmaktan çıkmasını tüm dünyaya tescil etmiş olursunuz. Ayağınızı denk alın!
'GÜLŞAH ŞEHZADELER'İ ASLANLAR GİBİ KAZANDI'
Zor bir konuya geldik. Siyaset zor bir yol. Sen dava arkadaşına bakacaksın, en kötü gününde birbirine tutunacaksın. Uzaktan gelen taşa bakmayacaksın. Üniversiteden beri hayat arkadaşım olan, çocuğumun annesinin boşanma davası açtığını yazdılar, doymadılar. Akılları sıra genel başkanı yıpratacağız diye 18 yaşında bu partiye üye olmuş, yıllardır hizmet eden Manisa'nın tam mutabakatıyla... Gülşah Durbay'la biz Manisa'da il 13. 9 oy aldık, 18 aldık, 21 aldık, 23 aldık. Hep beraber yürüdük. Manisa'da bir kişiyi dışarıda bırakmadan kimseyi küstürmeden yüzde 59 oy aldık bu yıl. Gülşah Durbay, Şehzadeler'i, merkez ilçeyi, daha önce hiç kazanmadığımız ilçeyi, muhafazakar kodların en kuvvetli olduğu ilçeyi aslanlar gibi kazandı. Gerçekten utanıyorum. Bizim kızımız olan Gülşah'ın yıllardır bağırsağından rahatsızlığı var, bu durumu en yakından takip eden ben ve eczacı olan eşim. Sonra bu rahatsızlığı çıktı. Kendisi 'ben açıklayacağım' dedi.
'ALNINIZI KARIŞLAMAZSAM NAMERDİM'
Şimdi CHP'li gibi görünenleri sahada gören var mı, örgütte gören var mı, son seçimde gören var mı? Farklı fikirler olur partide. Kamuoyu önünde tartışacak argüman olmayınca böyle şeyler yapmanın, iktidarla geçmiş bağlantıları olanların kirli oyunlarının benim için bir anlamı yok. Sadece bilin, bu kişiler CHP'li değiller! Bu oyunca gelelim istiyorlar. Bir kadın bir yere gelmek için bir erkeğin bir şey olmalıdır, o adam isterse o kadın oraya gelebilir densin istiyorlar. O kadının yıllarca verdiği emeğin, çalışmanın, bizimle afişler asmasının bir etkisi yok diyorlar. Ama biz bunu hiç kimseye dedirtmeyeceğiz! Bu partiye dışarıdan saldıranlara bir adım geri adım atarsak namerdiz! Partili olmadığı halde bir yerden yüz bulup fırsat yakalayanlar kendine mevki makam bulanlar alnınızı karışlamazsam namerdim! Ne feda edecek Gülşah'ımız, ne sizden korkacak Özgür Özel var. Cürümünüz kadar yer yakarsınız. Eski genel başkanım Altan Öymen 'hodri meydan' deme, güreş terimidir siyaset değil dedi. O yüzden ben siyaseten değil, gizli hesaplarda toplanmış havuzlarda bir araya gelenler, gayrıresmi toplanan paralarla geçmiş seçimde adayımıza oy verilmemesine uğraşan algı operasyonlar yapanlara ve partimi böyle alt edebileceklerini düşünenlere karşı söylüyorum! Hodri meydan! Buradayız, teslim olmuyoruz!"