Teslim olan ‘Bahoz Ahmet’, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait insansız hava araçları (İHA) ile bölgeyi sürekli gözetlemesi ve hemen ardından savaş uçaklarının bombardımanı nedeniyle hareket olanaklarının ortadan kalktığını, en akıllıcı yolun güvenlik güçlerine teslim olmak olduğunu gördüğünü söyledi. Güvenlik yetkililerinden alınan bilgilere göre ‘Bahoz Ahmet’, şu itiraflarda bulundu:
DOÇKA MEVZİLERİ
“Ağustos 2014’te eğitimi tamamladıktan sonra, Şırnak bölgesinde jeneratör ile çalışan hiltilerle tünel şeklinde Doçka mevzileri inşa ettik. Toplamda 4 Doçka mevzisi yapıldı.
Doçka mevzileri inşasında kayalardan hiltilerle delik açılıp, patlayıcı kullanılarak patlatılmak suretiyle genişletilerek tünel yapılıyor. Tünel derinliği 20-25metre civarında oluyor. Tünel içerisi zikzak şeklinde oluyor ve yukarı/aşağı inip çıkmak için basamak bulunuyor. En üst bölümü iki metre derinliğinde oluyor. Bu şekilde yapılmasının amacı, bir saldırı durumunda Doçka’nın üst bölümü aşağı alınarak görünmesi engelleniyor ve bombalanması durumunda basınçtan etkilenmemesi amaçlanıyor.
Güvenlik yetkilileri, TÜBİTAK’ın geliştirdiği nüfuz edici mühimmatlarla bu türdeki hedeflerin artık imha edilmeye başlandığını, mevzi içinde her ne tür tedbir alınırsa alınsın, içeri giren merminin çok geniş bir alanı etkilediğini ve teröristlerin etkisiz, silahların da kullanılamaz hale geldiğini bildirdi.
CESETLERİ GÖMME TALİMATI
‘Bahoz Ahmet’, düzenlenen son operasyonlarda öldürülen teröristlerin, cesetlerinin çatışma bölgelerinden taşınarak başka yere götürülmesi veya gömülmesi yolunda talimat aldıklarını anlatırken şöyle dedi:
“Yılmaz Botan’ kod adlı PKK’lı 1.5 ay kadar önce Van/Çatak İlçesi’nde karakola yapılan saldırı esnasında öldürüldü. Cenazesi Kato bölgesinde bulunan örgütün (sözde) Kurtay Faraşin Şehitliği dediği yere gömüldü. Bu mezarlıkta son dönemde öldürülen toplam 66 örgüt üyesinin cenazesi gömülüdür. Bir kısmını topluca gömdüklerini biliyorum. Silahımı da orada bulunan camiye bıraktım.”
PKK/KCK’NIN PARA FİNANSMANI
“PKK/KCK örgütü vergilendirme adı altında ve yardım olarak Türkiye içerisinden ve Avrupa ülkelerindeki vatandaşlardan para toplamaktadır. Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye kaçakçılık yapan kişilerden de önemli miktarda malzeme ve para temin ediliyor. Bölgedeki iş adamlarından, kazandıkları kar payının %10’luk dilimi vergi olarak alınır. İş adamlarından alınacak vergiler için bir zaman belirlenir. Burada gün ve saat belirtilir. Bu süre içinde vergi ödenmez ise ceza kesilir ve vergi iki katına çıkarılır. Örgüt kendisi için uygun olmadığını değerlendirdiği projelerin yapılmasına engel olmak için firmaların iş makinalarını ve araçlarını yakar ve bölgeden uzaklaşmalarını sağlar. Örgütün talimatlarına rağmen iş yapan iş adamı olursa ceza olarak elde etiği kar payının iki katı vergi alınır. Örgütün kestiği cezayı ödemeyen iş adamlarını bölgede iş yaptırılmaz. Yıldırmak ve yıpratmak için her şey yapılır ve bölgeden el çekmesi sağlanır.
Ayrıca bölgedeki göçerlerden de toplamda yıllık 600.000 TL. vergi alınır. Bu zamanda vergi ödenmesi yapılmazsa cezai işlemi uygulanır ve vergi miktarı iki katına çıkarılır.
Örgütten gelen para, istek doğrultusunda geliyordu. Ne kadar ihtiyacımız varsa, o kadar istiyorduk ve geliyordu. Bazen bizim istediğimiz paranın yarısını gönderdikleri de oluyordu. Sonuçta gönderilen para miktarını örgüt yönetimi belirliyordu.”
KIŞ HAZIRLIKLARI
“Geçtiğimiz yıl boyunca sadece bizim gruba yönelik erzak için 750 bin TL harcama yaptık. Şu an bizim bölgede 3-4 yıl yetecek kadar erzak vardı ama son yapılan hava saldırıları ve askerlerin bölgeyi aramaları neticesinde bu stokun çoğu imha oldu. Kış döneminde kampların çıkış ve girişleri 12kg. tüp ve TNT patlayıcılarla tuzaklanmaktadır. Giriş ve çıkışlarda, 24 saat süreyle 2 kişi nöbet tutmaktadır. Dumanın görülmemesi için yemekler gece yapılmaktadır.”
‘Bahoz Ahmet’, PKK’nın halkı ayaklandırmak için çalışmalara ağırlık verdiğini, sokak çatışmalarında kullanılmak üzere Güneydoğu’daki bir ilçendeki gençlik yapılanmasına pompalı ve Kalaşnikof marta 200 tüfek ve fişekler dağıtıldığını anlatırken, “Bunlar genelde örgütün o ilçede kendisine karşı gelenlerin zorla boşalttırdığı evlere depolandı. Karşı gelmeye korkanlar da evlerini depo olarak kullandırmak istemiyor. Yakın geçmişte bazı ailelerin evine zorla silah ve mühimmat koyduk. Ertesi gün kaçtıklarını gördük. Halk yanımızda durmuyordu, açılan hendek ve kurulan barikatlar en çok bizim oradaki insanımızı rahatsız etti ve örgüte tepkiler arttı. Bazı kaçan aileler mahallelerindeki depoların krokisini çizip polise, askere vermişler” dedi.
HAVA TAARRUZLARINDAN KORUNMAK İÇİN NE YAPIYORLAR?
Güvenlik güçlerine teslim olan ‘Bahoz Ahmet’ kod adlı terörist, Türk savaş uçaklarının düzenlediği hava operasyonları sırasında, ‘Savaş Tepe Muhabere istasyon sorumlusu’ ‘Zagros’ kod adlı PKK’lının Diyarbakır’dan aranarak uçakların kalkış bilgilerinin verildiğini anlattı. ‘Bahoz Ahmet’ şunları anlattı:
“Alının bilgiler telsiz ile Kandil’de bulunan örgüt mensuplarına haber verilerek sığınaklara girmeleri tedbir almaları sağlanmaktaydı. Buna rağmen atılan bombalar her yeri cehenneme çeviriyormuş, çok kayıp verdiğimiz bir şekilde duyuluyordu. Bu da örgütteki arkadaşları çok korkutuyordu. Kaçanların sayısı da bu nedenle arttı.”
Güvenlik güçleri artık tanker uçak kullanan, Awacs uçakları ile komuta kontrol sağlayan Türk Hava Kuvvetleri’nin, sadece Diyarbakır’dan değil tüm üslerden kalkan uçaklarla PKK’nın bu taktiğini de etkisiz hale getirdiğini bildirdi. Yetkililer, bölgede teröristlerin kullandıkları ‘İntişar’ olarak bilinen (hava taarruzlarını uyarmak için kullanılan kelime) alanı bulunduğunu, bu alanın iş makineleri ile kazıldıktan sonra beton dökülerek yapıldığını kaydetti. Son dönemlerde Hava Kuvvetleri’nin kullandığı akıllı mühimmatların, bu sığınakları da delerek girmekte ve içindekileri etkisiz hale getirdiğini vurguladı.
ÖZ SAVUNMA BİRİMLERİ VE GENÇLİK YAPILANMASI
Teslim olan PKK’lı, terör örgütü içerisinde Türkiye’de ‘Öz savunma birimi’ adında kentlerde faaliyet gösteren bir birim bulunduğunu, buraya genellikle özel eğitim alan veya en az 2 yıl örgütte kalan teröristlerin yollandığını anlatırken, şu bilgileri aktardı:
“Herhangi bir olaya karışmamış PKK’lılar Kürdistan Yurtseverler Birliği tarafından verilen pasaport ve kimlik ile Türkiye’ye geçirilmektedir. Yakalanmaları durumunda kendilerine Irak kuzeyinde çalıştıklarını ifade etmeleri söylenmektedir. PKK gençlik yapılanması YPG-H yapılanmasının amacı, PKK/KCK tarafından verilen talimat doğrultusunda şehirlerde toplumsal olay çıkartarak kaos ortamı oluşturmaktır. Öz Savunma Birliklerinin amacı, sokak çatışmaları ile güvenlik güçlerine saldırmak ve halk ayaklanması başlatmaktır. Öz Savunma Birlikleri, dağlık bölgelerde 15 günlük eğitim aldıktan sonra kendilerine av tüfeği, Kalaşnikof ve RPG-7’ler dağıtılmıştır. Son dönemde YDG-H’nin başarısızlıkları örgüt üst yönetiminde çok ciddi sıkıntılar yarattı. Üst üste talimatlar geliyordu. YDG-H’nin başarısızlıklarını kesinlikle PKK’ya mal edilmeyecek şekilde tedbir alın diye. Karayılan’ın bu hususta son talimatı:Artık YDG-H’nin PKK ile bağlantılı olduğu vurgulanmayacak. Hepsi Sivil Direniş Unsurları olacak. Sivil Direniş Unsurları YDG-H’nin kendisini sivil direnişe dönüştürmesinin adıdır. YDG-H hezimete uğramıştır. Bunun hesabını kendileri verecektir. PKK onların başarısızlığını üstlenemez. YDG-H’nin HPG bağlantısını halkımıza unutturmalıyız.”
“PKK İLE BAĞLANTISI YOK” SÖYLENTİSİNİ YAYMA TALİMATI
Öte yandan güvenlik güçleri 23 Eylül 2015 sabahı Diyarbakır’ın Silvan İlçesi’nde bir jandarma uzman çavuşun yakın mesafeden ateş edilerek şehit edilmesi ardından Kandil’den telsiz ile “Bu eylemi üstlenmeyin. YDG-H’nin üstüne kalacak tedbirleri alın. YDG-H’nin PKK ile bağlantısı yok diye de etrafta yayın” talimatı verildiği belirlendi.