Egzama tedavisine bir adım daha yaklaşıldı.
Flaggrin, cilt hücrelerini şekillendirmeye yardımcı olan ve derimizin bariyer görevini yerine getirmesinde önemli rol oynayan bir proteindir. Araştırmacılar egzamanın Flaggrin mutasyonu sonucu olduğu düşünmekteydi fakat Flaggrin eksikliğinin egzamayı nasıl oluşturduğu sorusunda emin değillerdi. Nexcastle Üniversitesi'nden baş araştırmacı Nick Reynolds ekibiyle birlikte yapmış oldukları araştırmada bir dizi proteinin izini sürdüler ve ilk defa Flaggrin eksikliğinin egzamayı tetiklediğini kanıtladılar.
Reynolds bu çalışma sonunda "İlk kez sadece flaggrin kaybının egzamanın tetiklenmesinde rol oynayan anahtar proteinleri ve yolları değiştirmek için yeterli olduğunu gösterdik." ifadelerini kullandı.
Araştırmacılar bu sonucun bilimi egzamanın tedavisine bir adım daha yaklaştırdığını düşünüyor.
Saç dökülmesinin ve beyazlamasının temel nedeni keşfedildi.
Teksas Güneybatı Tıp Merkezi'nde araştırmacılar Nörofibrimatoz Tip 1 olarak isimlendirilen ve sinirlerde tümörlerin büyümesine sebep olan bir genetik bozukluğu araştırırken saçların dökülmesine ve beyazlamasına sebep olan progenitör hücreleri tesadüfen tespit ettiler.
Araştırmacıların fareler üzerinde yaptıkları bir deneyde keşfettikleri bu spesifik hücreler için yaptıkları açıklamalar ise şöyle:
"Her ne kadar belirli türlerdeki tümörlerin oluşumunu incelemek için bu projeye başlamış olsak da saçların dökülmesine ve beyazlamasına neden olan hücrelerin kimliğini de keşfettik. Bu bilgi ile ileride bir bileşik oluşturmayı ve kozmetik problemlere çözüm olmayı umut ediyoruz."
Fareler ve insanların biyolojik benzerlikleri göz önünde bulundurulduğunda bu çalışma gerçekten heyecan verici. Umarız ekibin insanlar üzerinde yürütmeye başladığı yeni çalışma da heyecan verici sonuçlar doğurur.
Bazı genlerin öldükten sonra 4 güne kadar görevlerini sürdürebildiği tespit edildi.
Geçmiş yıllarda insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda bazı genlerin öldükten 12 saat sonra aktivitelerini sonlandırdıkları tespit edilmişti. Bu çalışmalardan ilham alan Washington Üniversitesi'nden mikrobiyolog Peter Noble ölü fare ve zebra balığı bedenlerindeki gen aktivitelerini inceleyen bir araştırma yaptı.
Farelerde 515 genin öldüklerinden 24 saat sonra, zebra balıklarında ise 548 genin öldüklerinden 4 gün sonra aktivitelerini sonlandırdıklarını tespit etti.
Kronik uykusuzluğun beyinde telafi edilmeyecek hasarlar bıraktığına dair yeni kanıtlar bulundu.
Uyku süresi boyunca beyin, gün içinde yaptığı sinirsel aktivitelerin kalıntılarını temizlemekle meşgul. Fakat yapılan araştırmalar bu durumun yeterli uyku alınmadığında da ortaya çıktığını gösteriyor.
Marche Politeknik Üniversitesi'nde çalışan nörolog Michele Bellesi ve ekibi, memeli beyninin uykusuzluğa verdiği tepkiyi araştırarak uyumuş ve uyumamış fareler üzerinde bir deney gerçekleştirdi. İki grup arasında birçok benzerlik bulan araştırmacılar, uykusuzluk durumunda beynin önemli miktardaki nöronu ve sinaptik bağlantıyı temizlediğini ve sonrasında alınan uykunun bu zararı telafi etmediğini keşfettiler.
Bu zararı da, uyuduğunuzda evinizdeki çöplerin temizlenmesi, birkaç gece uyumadığınızda televizyonunuzun, kitaplarınızın ve buzdolabınızın evden atılması şeklinde örneklendirebiliriz.