Sanayicilerin beklentilerini, sorunlarını ve çözüm önerilerini değerlendirmek için Ekotürk’ün ‘Sanayi ve Ticaret’ programına katılan Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, “Uygulanan siyasi ve ekonomik politikaları algılayıp yorumlamakta çoğu zaman zorlanıyoruz. Çünkü durum çok teknik noktalara geldi. Biz ekonomist değiliz, bu teknik noktalarda tebliğleri, TC. Merkez Bankası kararnamelerini yorumlayabilecek konumda değiliz. Ancak kararlar yayınlandıktan sonra bildiğimiz ve inandığımız kişilerin yorumlarını takip ediyoruz.” dedi.
Temennimiz Bahsi Geçen Faiz Oranlarından Kredi Alabilmek
Başkan Keçeci: “Dünya bir kriz ortamında, dolayısıyla Türkiye de bu durumun içinde. Bunu kesinlikle inkar edemeyiz. İşletmelerimizde şu anda bir resesyon riski var hatta 2 ay üst üste bu şekilde devam ederse spekülasyon olabileceği bekleniyor. Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Nureddin Nebati, ticari kredi faizleri düşecek, büyük ihtimalle T.C. Merkez Bankası faiz oranına yaklaşacak diye bir açıklamada bulundu. Umarım bu açıklama mümkün olur. Bizim şu anda kullandığımız faiz oranı %30'un üstünde, dolarla bakarsak çift haneli faiz oranında kredi kullanıyoruz. Biz sanayiciler uygun faiz kullanıp rekabetimizi uygun şartlarda yapmak isteriz. Önümüzdeki günlerde uygulamalardan nasıl bir yol çizileceğini göreceğiz. Temennim o ki bahsi geçen faiz oranlarından kredi alabilelim ve diğer ülkelerle rekabet edebilme şansı bulalım. Realist olmamız ve tecrübelerimize göre konuşmamız lazım. Ancak bu durum sadece kamu bankalarının üzerinde kalır mı diye düşünüyorum. Çünkü kamu bankaları bu konularda kararları uyguluyor ama özel bankalar, kendi maliyetlerini ve kendi karlıklarını düşündüğü zaman acaba bunu yapacaklar mı? Ya da biten kredileri bu şartlarda yenileyecekler mi? Bu kararın gerçekten uygulanabilmesini çok istiyorum.” dedi.
Değişken Kur Hareketlerinden Ciddi Zarar Görüyoruz
Biz sanayiciler döviz kurlarının her zaman stabil olmasında fayda görüyoruz diyen Keçeci, “Sürekli değişkenlik gösteren kur hareketlerinden dolayı ciddi zarar görüyoruz. Özellikle son zamanlarda bu kur farklarının şirketlerimizi olumsuz etkilediği ve bu sebepten dolayı inanılmaz zarar bilançoları verdiği tartışmasız. İşletmelerimizin bilançoları istikrarlı bir şekilde olmalı ki bu durum bizlere kredi veren kurumlara karşı bir güvence olsun. İleriki süreçlerde yapacağımız yatırımlar için bu durum çok önemli. Ama işletmede kazanılan bu karlılığı hiç beklemediğimiz, hiç arzu etmediğimiz kur farkları ile kaybetmemiz sanayici olarak bizi zora sokuyor. Enflasyon muhasebesinin Türk sanayisine uygulanması gerekiyor. Bu kadar kur hareketliliğinin olduğu bir yerde bazen bilançolarımızda inanılmaz karlıklarımız gözüküyor. Ancak sonrasındaki 3 ay ya da 9 ay sonra bu bilançoların neredeyse eksi verdiğini görüyoruz. Bir de bunun üzerine gerek peşin vergi ile gerekse yıl sonunda bilançonun kapanmasıyla gösterilen rakamlarla, kazanmadığımız değerlerin vergilerini vermek zorunda kalarak kendi kaynaklarımızdan ödün vermiş oluyoruz. Ancak bu ülkede enflasyonist bir ortam var diyerek eşyaya, arabaya, arsaya, eve yatırım yapılır duruma gelirse bu kaynaklarımız külliyen sarsılır diye düşünüyorum. Bu sebepten dolayı bu durumu göz önünde bulundurmak lazım. Her ne kadar T.C. Merkez Bankası kontrol edilmesi yönünde talimatta bulunsa da takibi yapılmaz ise bu paraları alıp enflasyondan etkileneceği düşünülerek bu tarz satın almalara gidilirse o zaman uygulama maksadını aşmış olur.” dedi.
Zor ve Kritik Bir Dönemden Geçiyoruz
İnsanların tasarruf edeceği kalemlerin başında ilk tekstil sektörünün geldiğini ifade eden Keçeci, “Son dönemlerde tekstilde bir talep durağanlığı söz konusu. Önceden 2 ay sonrası için programlarını yapabilen, tekliflerini alıp üretime geçebilen sanayicilerimizin bugün bu noktada olmadıklarını biliyorum. Bu konuda da endişelendiklerinin farkındayım. Çok zor ve kritik bir dönemden geçtiğimiz muhakkak. Ancak biz çok kriz gördük, bu zamanları da atlatacağımıza inanıyorum. Dolayısıyla bizim gidecek başka ülkemiz yok, sahip olacağımız başka işletmelerimiz de yok. İşletmelerimizin başında olup üretimi ve istikrarı sağlamak zorundayız. Siyasi iktidarın bizim durumlarımızı takip etmesini istiyor ve kendilerinden yardım bekliyoruz.” diye konuştu.