Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), 2021 yılı Mayıs ayına ilişkin ‘imalat sanayi kapasite kullanım oranı (KKO)' verilerini bugün açıkladı. Buna göre, imalat sanayi genelinde KKO, Mayıs’ta bir önceki aya göre 0,6 puan azalarak yüzde 75,3 seviyesine geriledi. Mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO-MA), bir önceki aya göre 1,0 puan azalarak yüzde 75,2 seviyesinde gerçekleşti.
Kapasite kullanım oranı Mayıs ayı verilerini değerlendiren Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, “Kapasite kullanım oranları biz sanayiciler için çok önemli. Çünkü bizim kapasite kullanma oranlarımız, bizim gidişatımızı anlatır. İşimizi, yapacağımız ya da yaptığımız üretimimizi ve yapabileceğimiz ihracatımızı anlatır. Hatta kapasite kullanma oranlarımız bizim yatırım kararlarımızın da ana faktörüdür. Çünkü şöyle bir kriter vardır; her fabrikanın genel bir kapasite kullanma oranı olmakla beraber kurumsal işletmelerde her makinanın kapasite kullanma oranları vardır. Eğer bu fabrikanın içindeki makinaların kapasite kullanma oranları %80’i sürdürülebilir ve sürekli bir şekilde devam ediyorsa artık o makinadan bir tane daha almak ya da o bölümde bir yatırım daha yapmak icap eder diye belirleriz. Dolayısıyla bu oran %80’dir. Ama bugün açıklanan kapasite kullanma oranları Nisan ayında %76,2 Mayıs’ta %75,2 yani aradaki fark çok ciddi değil ancak bizim eşiğimiz %80’dir. Ancak %70’in üzerindeki kapasite kullanma oranları da daima sanayiciyi mutlu eder. % 70’lik oran da sanayiciyi tatmin eden bir orandır.” dedi.
PMI Endeksinin %50’nin Üzerinde Olması Gerekiyor
Kapasite kullanım oranlarına gelmeden önce bizim bu noktaya gelmek ile ilgili bizim takip ettiğimiz PMI endeksimiz var diyen Keçeci, “Özellikle imalat, hizmet ve inşaat sektörlerinde satın alma yöneticileri endeksin belirlenmesinde çalışmalar yapıyorlar. Dolayısı ile bu neticede üretimin, yeni siparişlerin, stok durumlarının, istihdamın hatta fiyat trenlerinin bile belirlenmesini sağlıyor. Dolayısıyla son zamanlarda bu endeksin de %50’nin üzerinde olması arzu edilir. Bu endeks aylardan beri %50’nin üzerinde seyrediyor. Nitekin bundan önceki ay %52 artmıştı. Bu ay belirlenen ise %50,40. Yanı bu da kapasite kullanma oranındaki gibi rahatsız etmeyecek oranda. Ama bu endeksin %50’nin üzerinde olması bizim kapasite kullanma oranlarımızdan tutun iç piyasayı ve ihracatımızı hatta istihdamımızın bile önemli ölçeklerinden birisi olarak addederiz.” diye konuştu.
Hammadde Artışları Sanayiciyi Zorluyor
Kapasite kullanma oranlarının bu şekilde devam edip edemeyeceği konusunda net bir ifade kullanamayacağımızı belirten Keçeci, “Şu anda en önemli olay sanayinin kullandığı hammadde fiyatlarında inanılmaz derecede yükselme var. Bu durum özellikle metal sektöründe %100’ü aşmış durumda. Dolayısıyla işletmelerin, işletme sermayelerinde inanılmaz derecede zorlandığı nokta bunlar. Bugün özellikle metal sektöründe çalışan sektörlerin metal sektöründeki bu beklenmedik fiyat artışları inanılmaz derecede çalışmayı ve çalışabilirliği zorluyor. Esasında bugün Avrupa’nın ve gelişmiş ülkelerin pademinin sancılarını biraz telafi etmiş olmaları nedeniyle talepte büyük bir rahatlık var. Yani işletmeler büyük taleplerle karşı karşıya ama işletmelerimiz bu noktada bu kadar yükselen işletme kredilerinde zorluk görüyor. Hatta bulunabilirliğinde de sanayicinin dikkat ettiği konular bunlar. Önümüzdeki zaman diliminde eğer işletme sermayesinde bankalardaki faiz nispetlerini yüksekliği tabi ki bu işletme sermayelerinin takviye edilmesinde tamamlanmasında büyük handikaplar yaratıyor. Gerek yurt dışından getirilen dövizin gerekse Türkiye’de bankaların verdiği Türk Lirası faizlerinin yüksekliği bugün sanayinin finansman imkanlarında, işletme ve yatırım imkanlarında büyük darlık ve zorluğun olduğunu gösteriyor.” dedi.
İhracat Verilerini İyi Analiz Etmemiz Lazım
Keçeci, “Pandemiyi de bir köşede tutarsak eğer, sanayicinin şu anda ihracata dönük taleplerinde bir problem yok. İç piyasada problemlerimiz var. Özellikle bir tekstil kenti olan Denizli’de iç piyasada özellikle AVM’lerin ve mağazaların uzun süredir kapalı olması iç talepte büyük bir darlık getirdi. Ve iç piyasada tüketimlerde problemler ortaya çıktı. Bir takım sipariş iptalleri ile karşı karşıya kaldılar. Ama ihracatta bu durum söz konusu değil. Tabi ihracatta artışlar görüyoruz. Bu artışları da iyi analiz etmemiz lazım. Özellikle tekstilde ve metalde artan fiyatların yarattığı büyük rakamlar sanki ihracatımızda çok büyük rakamların ihraç edildiği veyahut da ihracat gerçekleşti şeklinde algılanmaması lazım. Burada hem miktar hem değer olarak ihracatın değerlendirilmesi gerekir. Yoksa bugün ihracatın sadece değer olarak ele alınması bizi aldatabilir. Miktar ve değeri bir arada değerlendirmek sureti ile ihracatı da iyi analiz etmemiz lazım.” şeklinde konuştu.