Geçtiğimiz Çarşamba günü yapılan etkinlik ile ilçenin MHP’li Başkanı Fethi Akcan, açıklamalar yaptı.
Akcan, “Olay sadece koyunların suya atlaması değil, söz konusu Türkiyem. Çünkü, gelenek ve göreneklerini, dilini kaybeden toplumlar zaman için de yok olup giderler. Eğer bizim geleneklerimiz olmasa teknolojinin baş döndürücü yenilikleri yıkıma neden olabilir. Toplumumuzun kültürel değerlerini yaşatarak birlik ve beraberliği tesis etmek bizlerin başlıca görevleridir” şeklinde konuştu.
Yüzyıllardır süren bu önemli gelenek için Çal’ın çobanları günler öncesinden hazırlıklara başladı. Sürünün başındaki el koyunlar rengarenk boyandı. Bu yıl ki Sudan Koyun Geçirme ve Çoban Bayramı, pandemi nedeniyle temsili olarak yapıldı. Bu nedenle koyun sürüleri alana getirilmedi, el koyun diye tabir edilen koçlar çobanların arkasından suya atladı. Bazı el koyunlar suya atlamazken, çoğunluğu çobanına sadakat gösterip suya atladı ve alkışı hak ettiler.
GÜNDEM SUSUZLUK OLDU
Az sayıdaki davetliye maske dağıtıldı, sosyal mesafe korundu. Çal Belediyesi, alana dezenfektan ünitesi koydu ve alana gelenler dezenfekte edildi. Geçmiş yıllarda binlerce vatandaşın ilgi gösterdiği bu renkli festivalin temsili olarak canlandırılmasında ana gündem maddesi susuzluk oldu. Büyük Menderes Nehri’nin adeta kurumaya yüz tutması, alana gelenlerin ve çobanların içini burktu. Kuraklık nedeniyle Işıklı Barajı’nda da su kalmadığı, bu nedenle Büyük Menderes yatağına su verilemediği öğrenildi.
“GELENEKLERİMİZE SAHİP ÇIKMAZSAK YOK OLUR GİDERİZ”
Çal Belediye Başkanı Fethi Akcan, pandemi nedeniyle etkinliği temsili olarak yapmak zorunda kaldıklarını söyleyerek, amaçlarının sadece koyunları suya atlatmak olmadığını, gelenek ve göreneklerimize sahip çıkmamamız durumunda toplumun bundan büyük zarar göreceğini vurguladı. Akcan, “Olay sadece koyunların suya atlaması değil, söz konusu Türkiyem. Ulusumuzun geleceği adına bu tür etkinlikler önemli. Köklerimizden bağlarımızı koparmamamız gerekiyor. Çünkü, gelenek ve göreneklerini, dilini kaybeden toplumlar zaman için de yok olup giderler. Bu toplumun bayram, düğün, evlenme ve kültür gelenekleri var. Eğer bizim geleneklerimiz olmasa teknolojinin baş döndürücü yenilikleri yıkıma neden olabilir. Toplumumuzun kültürel değerlerini yaşatarak birlik ve beraberliği tesis etmek bizlerin başlıca görevleridir. Gelenek ve göreneklerimiz bizler için oldukça değerlidir. Kültürümüzün yaşatılarak gelecek nesillere aktarılması gerekiyor. Türkiye, gelenek-görenek ve değerlerine sahip çıktığı sürece dünya sahnesinde varlığını gösterip, bu varlığı korumuş olur” diye konuştu.