Milletvekili Kazım Arslan’ın açıklaması şöyle:
"Daha sağlıklı bir toplum kurmak, çocuklarına sorunsuz bir eğitim ve gelişim hakkı tanıyan iradeyi elbirliğiyle ortaya koymak varken, tecavüzcüyü ve tecavüzün olduğu yeri güya ‘bir kere’ olmuş diye olağan karşılayan bir bakanla, ensest suçunu fetvayla normal karşılatma mesaisi güden bir Diyanet’le, cehaleti övüp okumaktan korkutan bir rektör yardımcısıyla karşı karşıyayız. Ülkemizi ne hale getirdiklerine bir bakar mısınız?
'Okuyan bir toplumdan’ ürken rektör yardımcısı, bu kadar cehaletin ancak bu kadar çarpık bir tahsille mümkün olduğunu açıkça ortaya koymuş oldu. Bu açıklamalar karşısında daha ne söylenelir ki?
Memleketin çivisi çıkarken sorumlular önlem alma noktasında susuyor, skandalı büyütmenin, toplum çıkarını arkaya itip yandaş kurum ve kişileri kollamanın uğraşısını veriyorlar. Ne kadar acı değil mi?
Siz, Aile ve Sosyal Politikalardan sorumlu olacaksınız ama tecavüz suçu karşısında insani duruşunuzu, siyasi sorumluluğunuzu unutup, önce partiyi ve partiyle ilişkileri ayyuka çıkmış olduğu bir noktada ENSAR VAKFI'nı kurtarmayı deneyeceksiniz… Bu büyük bir cesaret, çok büyük gaftır!
BİR KERELİĞİNE YAŞANMADI
Yaşananlar ENSAR VAKFI'ndaki ilk vukuat değildir.Daha önceleri de Çorum İlinde bu vakfın şube başkanı iki kız öğrenciye tecavüzden ceza almıştır. Ayrıca Rize Şube başkanlığı da yapmış Mehmet Nuri Gezmiş iki erkek çocuğa cinsel istismar suçundan tutuklanmıştır. Demek ki bu tecavüz ve istismar konuları, vakıfta ilk defa olan bir olay değildir.
Görüntüler açık, sözler net!
Bakan başka, Bakanlık başka dilden konuşuyor... Sayın Bakanın tüm uğraşısı Ensar Vakfı’nı kurtarmak olmuş, tecavüz mağduru çocuklar gündeminden çıkmıştır. Aileden sorumlu bir bakanlığın böylesine temel bir sorunda, çocuk tecavüzü karşısında Bakanı neredeyse yalanlayan, telaş içinde kalan bir açıklama yapacak konuma düşürülmesi çok yanlıştır. Bakanlığın açıklaması bir düzeltmeden öte, Bakan Ramazanoğlu’nu yalanlama açıklamasıdır ama iş işten çoktan geçti. Tarih, ENSAR Vakfı'nı koruyan bu Bakanı da kaydetti.
O koltukta oturan bir bakanın Ensar Vakfı’nı kollama uğruna, tecavüzü güya ‘bir kereliğine’ olmuş diye mazur gösterme çabasını utanç içinde izledik. Sayın Bakana hem kişisel anlamda ve hem de görevi anlamında bu ifade yakışmamıştır.
TECAVÜZ SUÇU OLAĞANLAŞTIRILAMAZ
Sayın Bakan, kadın ve anne kimliğini, koltuğunun taşıdığı ağır yükü, tecavüz ve istismar karşısındaki ortak duruşumuzu bir kenara koyup, tecavüzcüyü neredeyse 'olağan şüpheli' diye karşılamaya kalkıyor, tecavüz yuvasına dönüşmüş bir yeri, tecavüzü ‘bir kereliğine’ olmuş diye olağan sayıyor.
Sayın Ramazaoğlu, soruşturma devam ederken, bu utanç dolu tecavüzün ‘bir kereliği’ne olduğunu nereden öğrendi acaba? Belge ve bilgilerin devamı gelirse, bu kadar içli dışlı oldukları ve hizmetine arka çıktığı ENSAR Vakfı'ndaki skandal büyürse, yakında daha acı gerçekler açığa çıkarsa, o günkü koruma ve kolama mesaisine devam edebilecek mi?
Sayın Bakan, tecacüzün bir kereliğine olmasını sıradan karşılarken, bir kereliğine o makamdan istifa etmeyi düşündü mü hiç?
BAKAN RAMAZANOĞLU İLK DURUŞMAYA BİZZAT KATILMALI
Sayın Ramazanoğlu'nun siyasi sorumluluğu var,tecavüz ve çocuk istismarı karşısında hiçbir kurumu ve kişiyi mazur, masum göstermeye hakkı yoktur. Sayın Bakan, tüm toplumdan hiçbir mazerete sığınmadan, dili dolanmadan, bakanlığını ertesi gün yardıma çağırmadan açık yüreklilikle özür dilemeli ve tecavüz davasının ilk duruşmasına bizzat katılmalıdır!
Aksi takdirde,Sayın Bakanın özrünü geciktirdiği her gün, Denizlili hemşehrilerine, yakın çevresindeki çocuklara bakacak yüzü olmayacaktır."
Kazım ARSLAN
Denizli Milletvekili