Bahçeli, yazılı yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yakın tarihinin en sancılı, en sıkıntılı ve en çalkantılı döneminden geçtiğini öne sürdü.
Bulanık tablonun her türlü tehlikenin önünü açmakla kalmayıp, stratejik ve sosyolojik kırılmanın kapaklarını da araladığını, Türkiye'de istikrar ve güvenliğin kalmadığını iddia eden Bahçeli, bölücü terör örgütünün hain ve hasmane yüzünü her fırsatta gösterdiğini belirtti.
Akan kanın durması, şehit haberlerinin arkasının kesilmesi için Türkiye'nin sağlıklı ve demokratik bir iktidara sahip olması gerektiğini ifade eden Bahçeli, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Türkiye terörün koyu ve göz gözü görmez sisine kapılmışken, malum zihniyetin iktidar hesabı yapması, milli iradeyi küçümseyip sandıktan çıkan kararı farklı yöntemlerle karartması demokrasi tarihine kirli ve rezil bir kumpas olarak geçmiştir. Nitekim Erdoğan, 21 Ağustos'ta seçim tarihini 1 Kasım olarak açıklamış, 24 Ağustos'ta da aylarca üzerinde çalıştığı hamleyi yaparak, 7 Haziran milletvekilliği genel seçimlerinin yenilenmesine karar vermiş, örtülü olarak TBMM'yi fesh etmiştir. Bu Türk siyaset tarihinde ilk kez yaşanan talihsiz ve esef verici bir tablodur." Bahçeli, 7 Haziran'dan sonra yaşananların tamamının "demokrasi ayıbı ve egemenlik gasbı" olduğunu ileri sürdü.
"SİLAHLARIN GÖLGESİNDE SEÇİM"
MHP'nin seçim ve sandık güvenliğine vurgu yaparak seçimlerin yenilenmesine mesafeli tavrını tutarlılıkla muhafaza ettiğini belirten Devlet Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Silahların gölgesinde, tehditlerin dibinde demokrasi ödevinin nasıl ve ne şekilde ifa edileceği hala muamma, hala muallakta bir sorudur. Kanlı iç savaş şartlarının günden güne ağlarını ördüğü bir ortamda, bölgesel ve küresel zalimliğin işbirlikçileri vasıtasıyla varlığımıza ve birliğimize operasyon yaptığı bir süreçte demokrasinin ilke ve kurallarını hakkıyla savunmanın ne kadar mümkün olduğu elbette görülecektir." Bahçeli, Geçici Bakanlar Kurulunun, geçici olduğunu, bu kapsamda görev alan hiç kimseye bir saygınlık ve prestij kazandırmayacağını ifade etti.
"1 KASIM'DA YA HUZUR YA ÖLÜM OYLAMASI"
1 Kasım'ın sabırla ve sağduyuyla beklenmesini isteyen Bahçeli, şu görüşlere yer verdi: "Büyük milletimizin engin feraseti, muazzam irade ve hissiyatı 1 Kasım'da tüm tahmin ve beklentileri alt üst edecektir. 1 Kasım'da terörle milli güvenlik arasında seçim yapılacaktır. 1 Kasım'da bölücülükle kardeşlik arasında tercih yapılacaktır. 1 Kasım'da huzur ve sükunetle kan ve ölüm arasında oylama yapılacaktır. Ya terör Türkiye'yi yıkıp yok edecek ya da sandıktan yetki almış MHP terörün ve hainlerin kökünü kazıyacaktır. 1 Kasım çözülme sürecine son darbe olacaktır. 1 Kasım hırsız ve rüşvetçilerin mahkeme önüne çıkacağı karar ve kader anı olacaktır. 1 Kasım fiilen sistem değiştirenlere, özerklik ilan edip Türkiye Cumhuriyeti'ni çöküşe götüren mihraklara kalıcı ders niteliği taşıyacaktır." Bahçeli, insanlığın suskun kalarak izlediği kıyılara vuran minicik bedenlerin katillerine dik durmak, emperyalizmin oyunlarını bozmak için 1 Kasım'ın tarihi fırsat olduğunu savundu.
Mardin Dargeçit'te şehit edilen 4 polisle 20 Temmuz'dan beri şehit olanların hakkını, hukukunu savunmak, dökülen kanlarını yerde bırakmamak için hazır olduklarını ifade eden Bahçeli, "Kanın, şiddetin, ihanetin son bulmasının yolu milli ve güçlü iktidardan geçmektedir" görüşüne yer verdi.
Milliyetçi kadroların, terörü sona erdireceğini ifade eden Bahçeli, MHP'nin huzurun adresi, güvenliğin bekçisi, milli birliğin kalesi, ekonomik arayışların tek ümidi olduğu iddiasında bulundu.