Arslan: ''Orta gelir ve orta teknoloji tuzağından kurtulmalıyız''

Cumhuriyet Halk Partisi Denizli Milletvekili Kazım Arslan, AR-GE Kanun Tasarısı üzerine Genel Kurul'da söz aldı.

Arslan, basın açıklamasında, tasarının eğitim ayağının ve üretime, yatırıma odaklanması gereken kısımlarının eksikler barındırdığını belirtti. Milletvekili Kazım Arslan, "Dünya 4. Sanayi Devrimi'nde eğitimi temel alırken bu tasarı günü kurtarmak için çıkarılıyor. Uzun vadede eğitim, istihdam ve üretim sorunlarını çözemeyen sanayileşme politikası kalıcı olamaz" ifadesini kullandı.

CHP PM Üyesi Sera Kadıgil'e verilen hapis cezasını açıkça hukuksuz bulduğunu ifade eden CHP Milletvekili Kazım Arslan'ın açıklaması şöyle:

Genelde olumlu olarak yaklaştığımız AR-GE tasarısının, Komisyon ve Genel Kurul süresince eksikliklerinin giderilmesini ve Bakanlığa aşırı yetki veren hususların da kaldırılmasını özellikle talep ettik.

ÜRETİM ve YATIRIMA ODAKLANALIM

Tasarıda AR-GE alanına getirilen adımlar kadar, iş dünyasının beklentilerine somut cevap veren düzenlemeleri de görüşmeliyiz. Özellikle enerji, akaryakıt, doğal gaz ve vergi yükünün azaltılması yönündeki çalışmaların da öne çıkarılması gerekmektedir.

Bu düzenlemenin şirketler ve çalışanlar için vergi indirimi, teşvik, istisna adımı atan birçok maddesine katılıyoruz.

BU TASARI GECİKMİŞ BİR ADIMDIR

Eğitimden altyapıya, AR-GE güvenliğinden yüksek teknolojili ürün ihracatına kadar birçok eksiğe sahip olan bu tasarı, gecikmiş bir başlangıç bile olsa değerlidir.

Biz, tasarının ana mantığına, yani AR-GE alanında yetişecek nitelikli insan gücüne dair eğitim politikasının zayıflığına dikkat çekmeyi sürdürüyoruz.

 

ORTA GELİR VE ORTA TEKNOLOJİ TUZAĞINDAN KURTULMALIYIZ

AR-GE alanında insan yetiştirmeye yeterince yatırım yapmayan ülkemiz, orta gelir tuzağının devamında orta teknoloji tuzağına da hapsolmakta, yüksek teknolojili ürünleri üretecek kadro açlığı nedeniyle dünya piyasasına açılamamaktadır.

AR-GE ve tasarımda, yüksek teknolojide ve katma değerli üretimde gerekli olan “problem çözme, eleştirel düşünme ve yaratıcılık” yeteneğini küçük yaşlarda kazandırmayan bir eğitim sistemi içinde dönüp duruyoruz.

4. SANAYİ DEVRİMİNE GEÇ KALIYORUZ

Bu yıl Dünya Ekonomik Forumu’nda, yakın gelecekteki 4. Sanayi Devrimi’nin temel hedefleri tartışılırken asıl başlık eğitim ve sanayileşme ilişkisi olmuştur.

Biz, AR-GE tasarısıyla kimlere, hangi oranda teşvik ve vergi indirimi sağlanacağını tartışırken, sanayicimiz çok daha kapsamlı reformlar beklemekte, Davos’ta ise dünya ülkeleri 4. Sanayi Devrimi’ni tartışmaktadır.

4. Sanayi Devrimi tartışmalarında yoğunlaşan sanal dünyaya baktığımızda, özellikle sanal dünya ile gerçek dünya arasındaki duvarların tümden yıkılacağı, teknolojiye yepyeni bir bakışın katılacağı ve yeni bir sanayi toplumunun temel dinamikleri ortaya konmaktadır.

EĞİTİMLE DESTEKLENEN AR-GE KALICI SONUÇ VERİR

Bu yeni sanayileşme dinamiğinde, küçük yaştan itibaren beceri kazandıran eğitim sistemi, adil rekabet ve özgürlükçü düşünce olacaktır. 

Fen eğitimi alan, bilgi sistemiyle desteklenen, soran, sorgulayan ve özgürce düşünüp araştırma yapan ve gelişmelere ayak uyduran bir neslin yetiştirilmesine büyük ihtiyaç bulunmaktadır. İşte bu temel dinamikler, mevcut iktidarın ufkunda ve ortaya koyduğu yasa maddelerinde, maalesef yoktur.

 

KISMİ AR-GE PAKETLERİYLE SANAYİLEŞMEYİ BAŞARAMAYIZ

Dünya yeni sanayi devriminde bu ana yönelim üzerinde ilerlerken, biz kısmi paketlerle yol almaya çalışıyoruz...

Bu tasarı günü kurtarmak adına yapılan bir hazırlıktır. Dünya, 4. Sanayi Devrimi için, AR-GE kaynaklı yatırımlarla, eğitimde büyük reformlarla 2020’li yıllarda hangi yeni meslek alanlarının oluşacağını tartışmaktadır.

İşte bu noktada, sanayimizin özellikle insan odaklı, üretim odaklı ve yatırım odaklı yapılmasının bir kez daha öne çıkarılmasının önemini ortadadır.

Küçük yaşlarda problem çözen, yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneğini kazanarak bunu yüksek katma değerli ürün tasarımına dönüştürebilecek gençlerin oranı bizde yüzde 2.2 iken, OECD ortalaması bunun 6 katıdır. Gelişmekte olan ülke Güney Kore’de bu oran yüzde 28’i bulmuştur.

 

TEKNOLOJİ İHRACATÇISI OLMALIYIZ

Bu kadar stratejik konumda olan Türkiye, nasıl olur da teknoloji ihracatçısı olamaz?

Nasıl olur da genç nüfusunu bu kadar altyapı eksiğiyle iş yaşamına hazırlar?

Sanayi üretimindeki kısmi büyüme rakamıyla övünen hükümet, kullandığımız ara malı ithalatı oranının yüksekliğine, ihracatımızdaki yüksek katma değerli ürünün azlığına bir türlü çözüm bulamamaktadır.

Enflasyon, işsizlik, dış ticaret açığı ve enerji maliyetleri üzerinde gerekli adımı atmakta geciken hükümet, bugün AR-GE’deki kısmi teşvik ve vergi indirimleri üzerinden üretimde ve yatırımda kapsamlı bir paket getirdiğini iddia edemez.

Katma değeri yüksek olan, yüksek teknolojiye yatırım yapan bir Türkiye sanayii, öncelikle enerji, gıda, su AR-GE’sinde acil planları devreye sokmalıdır.

Soyut ilkeler düzeyinde kalan ve AR-GE harcamamızı hala GSYİH içinde yüzde 1 sınırında bırakan bir bilim ve sanayileşme politikasının toptan gözden geçirilmesi gerekmektedir.

Üretime ve yüksek teknolojinin önemine eğitim alanında değer veren, meslek ve teknik okullarını zenginleştiren, özerk üniversitelerin kurulduğu, üniversite-sanayi-özel sektör iş birliğinin de gerçekleştirildiği, katma değerli ürünlerin daha fazla üretildiği bir Türkiye'yi yeniden ortaya koymak zorundayız." 

İlçe Haberleri Haberleri

YAĞ FABRİKASI ÜRETİCİ İÇİN HAZIRLANDI
DENİZLİ'DE TOPLU ULAŞIMA ZAM
TUSAŞ saldırısında şehit sayısı 5'e çıktı
CUMHURİYET ŞEHRİ DENİZLİ
Türkiye Karadağ'ı 1-0 Mağlup Etti