Hiç konuşmayacak mısın, sessizlik ne zamana kadar hakimiyetini sürdürecek...
Ben, sende bulduğum kendimi ne zaman kavuşacağım.
Bir şey söyle tek cümlelik olsun mümkünse ' vazgeçmedim ' ya da ' vazgeçmem' olsun...
Konuşmayacak mısın? Bak akşam oluyor! Ve kısmet olursa sabah...
Boz artık bu büyüsü kaçmış zamanı, uyan! Bak gözlerime ölmedim de ölüm gelse bile ahirim sin de...
Hadi uyan! Ölmedim de bana. İnsan evladını nasıl bırakır gider, nasıl onu görmeden, duymadan, kokusunu almadan yaşar…
Kalk yalvarıyorum sana kalk! Bıktım artık sensiz savaşmaktan…
Yoruldum anne! Yoruldum. Omuzlarım düştü, saçlarımdan önce kaşlarıma aklar düştü. Ellerim öylesine nasırlaştı ki senin kara topraklarını avuçlamaktan…
Uyan! Aç gözlerini kalk artık yattığın yerden ya da bana da gel de.
Beni sensiz bırakma anne, bırakma! Korkuyorum yalnızlıktan, senin adın olmadan yaşamak istemiyorum bu şehirde…
Bak bir anneler günü daha sensiz geçecek herkes annesine aldığı çiçekleri koşarak götürürken ben gözlerimde yaşlar ile senin mezarına bir çiçek daha bırakacağım… Neden anne! Neden?
Kızma bana kırılma sitemli sözlerime ben yapamıyorum hastalandığımda tek başıma dört duvar arasına kıvrılmak dan, bir yanım acıdığında nazlanacak bir insanımın olmamasından, uyurken üzerimin açılmasından bıktım. Anneler çocukların ellerinden tutup parka giderken ben bir bankta oturup ağlamaktan bıktım.
Sen neden beni yalnız bıraktın, senin annen seni yalnız bıraktığı için mi? Neyin öfkesiydi ki beni tek başıma bıraktın… Baban var deme bana onun kokusu ile senin kokun bir değil ki ben seni özledim saçlarımı taramanı, sabah “okula geç kaldın” demeni, seninle tatlı- tatlı atışmayı ben seni baştan sona özledim be anne!
Evet, arkadaşlar bir annenin özlemini satırlarla anlatmaya çalıştım ama ilk önce şu düşüncemi sizlerle paylaşmak istiyorum; bilindiği üzere Anneler günü her yıl Mayıs ayının 2.Pazarında kutlanır. Büyük- küçük herkes annesini sevindirmeye telaşı içerisine girer(!) zamanında kıymeti bilinmeyen… Her bayan bir anne adayıdır ancak çocuğu olan kadın “anne” sıfatını bürünmüştür… Fakat anlayamadığım şu var neden kadınlara, annelere sadece bu önemli günlerde hatırlanma gereksinimi duyulmuştur.
Anne iki heceden bir cümleden oluşan basit bir kelimenin dışında nedir ki anne? Hiç düşündünüz mü? Ve ilk defa neden, kimin için kutlandı?
Anneler günü; Amerika da Anna Jarvis'in kendi annesi için 1908 yılında başlattığı anma günü olarak tarihe geçti. 1914 yılında Amerika çapında genişledi. Nasıl Türkiye ye gelip bu kadar kutsal bir görevi bir güne sığdırmayı başardılar anlamakta zorluk çekiyorum oysa bizim dinimiz “ cennet, annelerin ayaklarının altında” demiyor mu? Biz neyin mantığını yaşıyoruz… Kadını, anneyi yücelten ve her iki cihanda üstün tutan bir dinde bunlar yazılı iken sadece adını duyduğumuz bir ülke de başlatılan sloganı hala neden davam ettiriyoruz?
1864 doğumlu Anna Jarvis 1902 yılında babası ölünce annesi ile beraber ABD’de yaşamaya ve çalışmaya başla-mış. Üç yıl sonra 9 Mayıs 1905'de de annesini kaybet-miş. Sürekli annesi ile beraber yaşamasına rağmen öldükten sonra "Ona hayatta iken gerekli ilgiyi gösteremediği"ne inan-mış ve bunun eksikliğini duyuyor-muş. İki sene sonra Mayıs'ın ikinci pazarında annesinin ölüm yıl dönümünde arkadaşlarını evine çağır-mış ve o günün anneler günü olarak ülke çapında kutlanması fikrini ilk onlara aç-mış yani biz bizim annelerimizden ziyada Sayın Anna Jarvis’ in annesinin ölüm dönümünü de kutlamış ve anmış oluyoruz, sizce de öyle değil mi?. Biraz farklı pencereden bakmak yararlıdır diye düşünüyorum… Ha hazır söylemiş iken illa bunu yapacağız(!) neden Peygamber Efendimizin annesinin ölüm yıl dönümünde bu yapılmadı, neden biz kendi dinimizde, örfümüzü, adetimizi bize yakışanı yaygınlaştıramıyoruz ki? Biri bana cevap versin
Ayrıca yukarıda ki satırları annem olmadığı için değil annem olmamış olsa ne duruma düşeceğimi düşündüğüm için yazdım bunlar sadece düşünebildiklerim bir de düşünemediklerim var, aklımın ermediğinden değil aksine aklımın erip de dile getiremediklerim…
Hiç düşündünüz mü binlerce insanın içinde hiç tanıdığınızın olmadığını, gecelerin sessiz, ıssız ve yalnız olduğunu… zor çok zor olduğunu belirtirken bütün annelerimizin ellerinden öpüyorum ama anneler günü olduğu için değil anneye baştan sona sonsuz sevgi ve saygı duyduğum için…
ISMAHAN ÇERİBAŞI