Milli eğitimde son yıllarda giderek artan sendikal baskı ve sadece bir sendikanın üye sayısını arttırmak için her türlü etik kurallarından uzak yapılan değişiklikler eğitimi çok kötü etkilemekte,iş barışı bozulmaktadır.
Bilgisi ve becerisiyle MEB’in beyni ve hafızası konumunda olan 100 bine yakın idarecinin haksız ve hukuksuz olarak görevden alınarak,yerlerine şimdiye kadar hiçbir sınavı kazanamamış,hiçbir becerisi ve deneyimi olmayan daha doğrusu yandaş olmanın ötesinde bir mazereti olmayanlar atanmıştır. İşte bütün bu olumsuz gelişmeler eğitimi uçurum noktasına getirmiştir.
Bugün MEB’de yüz bine yakın şube müdürü,il ve ilçe milli eğitim müdürü,okul müdür yardımcısı gasp edilen haklarının iade edilmesi için mahkeme mahkeme dolaşmaktadır. Mahkemeyi kazanmalarına rağmen görevlerine Bakanlığın hukuk tanımaz tavrından dolayı iade edilmediklerinden madden ve manen mağdur durumdadırlar.
Eğitim tarihimizde bu denli bir kıyım ve bu çapta hukukun çiğnendiği bir dönem yaşanmamıştır.
MEB mahkeme kararlarını uygulamamak için nerde ise her gün görüş değiştirmekte,hak yemeyi meşrulaştırabilmek için hukukun dışında her yolu denemektedir. MEB hukuk müşavirliği,mahkemeyi kazananları göreve başlatmamak için birbirleriyle çelişen görüşler serdetmektedir. MEB hukuk müşavirliği büyük bir baskı altındadır. Ne yapacağını ve ne söyleyeceğini şaşırmış durumdadır. Hukuk tarihimizde şimdiye kadar böyle bir çelişki yaşanmamış ve Milli Eğitim Bakanlığı bu denli komik duruma düşmemiştir.
“bu yapılan haksızlıklar ve hukuksuzluklar karşısında sessiz kalan eğitim çalışanları bu sessizlikleri yetmezmiş gibi birçoğu da sırf bireysel menfaatleri sağlansın diye bu haksız ve hukuksuz uygulamaları bizzat yapan,yöneten sendikalara üye olarak daha fazla hakkın yenmesine,karmaşa ve kaosa sebep olduklarının farkında değillerdir yani gaflette veya dalalettedirler.
En son Şubat-2016’da yapılan danışman öğretmen atamalarında ilimize ataması yapılan 494 öğretmenin adaylık süreçlerinin ilk dönemleri için belirlenen danışman öğretmenlerin seçiminde tüm Türkiye’de olduğu gibi Denizli İlinde de Danışman Öğretmen Bilgi formunda yer alan hiçbir kriter esas alınmamıştır.
MEB Öğretmen Yerleştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünün illere gönderdiği yazısında; danışman öğretmenlerin taşıması gereken özelliklerden;adaylık dahil en az 10 yıl hizmet süresine sahip olma,ulusal veya uluslar arası projelerde koordinatör,danışman veya katılımcı öğretmen olarak görev almış olma, sosyal ve kültürel faaliyetlere(tiyatro gösterisi,şiir dinletisi,okul gazetesi,okul dergisi,okul gezileri,spor müsabakaları vb. etkinlikler) katılım sağlayan iletişim becerisi ve temsil yeteneği güçlü ve mesleğinde temayüz etmiş olma kriterleri de hiç dikkate alınmadan 10 yıldan daha az olan ve bu özelliklerin hiçbirine veya birçoğuna sahip olmayan öğretmenleri sadece ve sadece iktidara yakın sendikaya üye oldukları için atanmışlar alenen haksızlık yapmışlardır.
Milli Eğitim Bakanlığının adı değişsin.
Eğer milli eğitimdeki problemlerin çözülmesi,eğitim öğretimdeki kalitenin arttırılması için herkesin malum sendikaya üye olması gerekiyorsa tüm eğitim çalışanlarının malum sendikaya üye olması gerektiğine dair MEB acilen bir yazı çıkarsın.
Geçtiğimiz günlerde 494 aday öğretmenin cep teflonları milli eğitim yetkilileri tarafından malum sendikaya verilerek mesaj atılmıştır. Telefon numaralarını veren bu kişilerle ilgili gerekli incelemenin başlatılmasını istiyoruz. Ya da bu telefon numaralarının diğer sendikalara da verilmesini istiyoruz.
Türk Eğitim-Sen olarak 494 Danışman Öğretmenin sendika bilgilerini bilgi edinme kanuna göre istememize rağmen kişisel bilgi denilerek verilmemiştir.
Bu çifte standart’ı kınıyorum.
ARTIK YETER DİYORUZ!
Kamuda özellikle eğitim iş kolunda hayatını devam ettirmek istiyorsan görev yapmaya devam edeceksen mutlaka iktidarın sendikasına üye olmaya mecbursun dayatmasına karşı çıkıyoruz!
Şiddetle ve esefler bunu yapan ve yaptıranları kınıyoruz!
Öğretmenler kurulunda bir öğretmene “kirli çamaşırlarını” ortaya döktürme diyebilecek kadar ileri giden, sendikanı değiştirirsen sana kurs açarız diyen,ders programlarını bilerek ve kasıtlı olarak öğretmenin aleyhine kullanan seviyesiz idarecilerle eğitim ortamında bulunmaktan utanç duyuyoruz. Bu konularda sayın Valimizin gerekli incelemeyi ve soruşturmayı başlatacağına inanıyoruz.
Bizler her vatandaş gibi vergisini veren hak ve sorumluluklarını bilicinde bu ülkenin eşit vatandaşıyız.
Allah İndinde herkesin eşit olduğunun,üstünlüğünün takvada olduğunun şuurunda olan insanlardanız.
İnsanları korkutarak endişeye sevk ederek tehtit ederek,şantaj uygulayarak sendikal baskı yapmaktan vazgeçin. İnsanların karakterinin iğdiş etmeyin fikri tecavüzde bulunmayın. Gittiğiniz yol yol değil. Eninde sonunda Hak yerini bulacak bu yaptıklarınızdan utanacaksınız.
Görüldüğü üzere MEB’in omurgası kırılmıştır. Eğitimin kalitesi hızla düşülmüş ve hak aramak suç haline getirilmiştir.
Mili Eğitim Bakanlığının mevcut yasal mevzuatlara göre değil bir takım sendika ve STK’ların yönlendirilmesi ile iş işlemlerini gerçekleştirmesinin eğitim-öğretim hayatında keyfi uygulamaların önüne geçilmesi,tüm eğitim çalışanlarının MEB,İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine olan adalet ve güven duygusunun daha fazla zedelenmemesi ve iş barışının tesisi için özellikle Allah rızası için bu zulme son verin!
Ey gaflet içinde bulunanlar uyanın. Çocuklarımızın geleceği karartılıyor. Ülkemizin ve eğitimimizin sigortası olan kadrolar tarumar ediliyor. Bunun vebali ağırdır,taşıyamazsınız. İş işten geçmeden gerekli önlemleri alın. Yoksa ayın tarih sizi yerden yere vuracak ve yeni nesiller sizleri hayırla yad etmeyecektir.
Tüm kamuoyuna saygıyla ve önemle duyurulur!
Türk Eğitim-Sen Denizli şube başkanı
Turgay Demirtaş