Alıştık değil mi? Öldürülen, tecavüze uğrayan, şiddet gören kadın haberlerine. En çokta böylesi insanlık dışı davranışlarına rağmen, ya çok az ceza alan, ya da hiç ceza almadan hayatına devam eden kişilerin varlığına. Alıştırıldık mı demeliydim? Yanlışı yanlış olarak kabullenmeyi, tekrar sayısına bağlar olduk. Bir kereden bişey olmaz. İkincisi hataydı. Üçüncüsü insanlık hali. Dördüncüsü… Yahu burası Türkiye, alışın artık böyle şeylereeeee!!! Diyerek bakın nelere sebep olduk?
*Musallat olduğu kadını zorla verdiler sapığına. Bıçaklandı sayısız yerinden. Kadın mezarda, sapık dört seneden sonra salındı sokağa.
*Hamile kadına tecavüz etti, bir de yetmezmiş gibi boğarak karnındaki bebeğiyle öldürdü. Kadın ve bebeği mezarda, sapık kravatı ile çıktı hâkim karşısına, iyi hal indirimi aldı. Bir kaç yıl sonra özgürleşecek, salınacak sokağa.
*Tarikat yurdunda kalan 10 yaşındaki erkek çocuklara, yıllarca tecavüz edildi, Aile bakanı böyle bir olay ilk kez yaşandı diyerek, sapıklara iyi hal indirimini duruşmadan önce istemiş oldu. O çocuklar yaşamış oldukları bu zulmün izlerini bir ömür taşıyacak fakat sebep olanlar nerde, sokakta.
*Dede tabirine layık olmayan, fakat dede yaştaki sapıkların koynuna aldıkları masum çocuklar, cehennemi yaşadılar daha bu hayatı anlayamadan. Hayat boyu onlar bu izlerle yaşamaya mahkûm edilirken, asıl suçlu nerede, yine salındı sokağa.
*Eşinden dayak yiyen yüzlerce kadın toplum baskısı ile yaşadığı bu zulmü sineye çekmek zorunda. Neden mi? Çünkü sahip çıkan bir devlet yok. Kadınlar bu zulmü yaşarken, eş kelimesiyle vicdansızlığını örten kocalar erkeklik narası ata ata
sokakta.
*Şiddet ortamında büyüyen çocukların sonu nerede? Şiddet uygulayan anne ya da babasının sonunun bittiği yerde.
*Çocuklarının annesini sopayla döverek öldürdü. Anne mezarda, katil eş bir yıl sonra serbest bırakıldı ve sokakta.
Şiddet uygulayan, taciz tecavüz ve sayısız işkence yaparak kadınları öldüren erkekler sokakta. Öldürülen erkek olunca, layık görülen müebbet hapis kadına.
Çözüm üretmek yerine suçlu aramak en kolayıdır bize. Öldürülen kadın olsa da, kesin kadının kendisi sebep olmuştur bu duruma. Sonuç olarak suçlu yine kadın olduğuna göre çözülmesi gereken bir problem de kalmıyor öyle değil mi? Bizler dindar bir ülkenin, her ağzımız açıldığında Elhamdülillah Müslümanlarıyız. Dinimiz var diye, ahlaka ihtiyacımız yok sanarız. İnsanım demekle insan, Müslümanım demekle de Müslüman olduk sayarız. Bir de varmış gibi görünen, fakat uygulamada yokluğu yüzümüze vuran haklarımız var deriz. İnsan hakları var elbette insan olana. İnsan olmayı başaramayanlar sebebiyle, kadın hakları da var bir faydası olmasa da. Şiddet faktörlerini yok etmek ve bu sorunu çözmek yerine, şiddet gören kadınlara haklar tanıdık.4320 sayılı yasadan yararlanıp, şiddet uygulayan kişiyi evden uzaklaştırabilir, karakola, savcılığa veya direkt mahkemeye başvurarak şikâyetini bildirebilir. Dilerse boşanma davası açabilir, maddi manevi tazminat hakkı kazanabilir. Çalışmayan kadına nafaka bağlanabilir. Şiddet uygulayan kişiye ceza davası açabilir. Hak vermeye gerek yok aslında. Yapılan zulmün kendi annenize, eşinize ya da kızınıza yapıldığını bir an düşünün ve böylesi zalimlerin cezasını ona göre verin. İşte o zaman hak ta yerini bulur, adalette, dinde.
Tülay GAZALCI
EĞİTİMCİ YAZAR