Geçtiğimiz günlerde, 30.03.2018 tarih ve 30376 Sayılı Resmî Gazetede, 2018/11587 sayılı Sözleşmeli Personel Çalıştırılması ile alakalı Esaslar ile Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar yayımlanıp, yürürlüğe girdi. Bu Bakanlar Kurulu Kararı ile Sözleşmeli (4/B’li) kamu personelinin çalıştırılması ile alakalı esaslarda bir takım değişiklikler yapılarak, 657 sayılı Yasanın Mülga 4/C maddesi ile özelleştirme uygulamaları kapsamında işçi statüsünde çalışan personelin 657 sayılı Kanunun 4/B maddesi uyarınca istihdam edilmesi düzenlendi.
Fakat bahsi geçen işçiler ve (Mülga) 4/C’li personelin, 4/B statüsünde çalıştırılacağı ile alakalı duyduğu güven maalesef boşa çıktı. 4/B’li sözleşmeli personelin çalıştırılması ile alakalı esaslar ve ek ödeme yapılmasına dair kararda yapılan, hukuka aykırı değişiklikler ile 4/B statüsünde istihdam edilmek üzere geçişleri yapılan çalışanlarının haklarını olumsuz bir şekilde etkilemiştir. Yani; sosyal adaletin sağlanması ve çalışanların korunması ile çalışma barışı ve huzurunun tesisi amacı ile, Bakanlar Kurulu Kararının ilgili maddelerinin iptali amacıyla Sendikamız tarafından dava açılmıştır.
2018/11587 sayılı “Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar ile Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin” Bakanlar Kurulu Kararında dava konusu yapılan konular şunlardır:
1) Bakanlar Kurulu Kararının; 2. Maddesi ile Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslara eklenen, EK MADDE 8 hükmünün 6. Fıkrasında yer alan; “…Ücretler, görevin yapılmasını müteakiben her ayın 15'inde ödenir.” ibaresi ile; 3. Maddesi ile eklenen GEÇİCİ MADDE 11 hükmünün 3. Fıkrası; “Bu madde uyarınca atananların ücretleri, görevin yapılmasını müteakiben her ayın 15'inde ödenir.” İbaresi,
2) Bakanlar Kurulu Kararının; 2. Maddesi ile Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslara eklenen, EK MADDE 8 hükmünün 5. Fıkrasının; “…Bu personelin mazeret izinlerine dair hususlarda bu Esaslarda yer alan hükümler uygulanır.” ibaresi,
3) Bakanlar Kurulu Kararının; 2. Maddesi ile Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslara eklenen EK MADDE 9 hükmünün 15. Fıkrası; “Bu madde kapsamında istihdam edilecek personelin sözleşmeleri, 5510 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yaşlılık veya malullük aylığına hak kazandıkları tarihte sona erer. Söz konusu tarih kuramlarınca Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından talep edilir.” ibaresi ile, 2018/11587 sayılı “Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar ile Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin” Bakanlar Kurulu Kararının; 3. Maddesi ile Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslara eklenen, GEÇİCİ MADDE 11 hükmünün 4. Fıkrası; “657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin mülga (C) fıkrasının ikinci paragrafı kapsamında yer alanlardan bu madde uyarınca sözleşmeli personel pozisyonlarına atananların sözleşmeleri, 5510 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yaşlılık veya malullük aylığına hak kazandıkları tarihte sona erer. …” ibareleri,
4) Bakanlar Kurulu Kararının; 6. Maddesi ile Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılmasına Dair Karara Ekli “Sözleşmeli Personel Ek Ödeme Oranları Cetveli”ne 17. Sıradan sonra gelmek üzere eklenen; 18. Sıra; “18-Anketör, İdari Büro Görevlisi, İdari Destek Görevlisi-------------------20” ibareler Sendikamız tarafından dava edilmiştir.
AYNI İŞ AYNI MEVZUAT…
Devlet her zaman çalışanlarını koruyup, çalışma barışını sağlamak ve çalışanların hayat standardını yükseltmek zorunluluğu altında bulunmasına rağmen; hukuki öngörülebilirlik ile hukuki güvenliği dava konusu bu düzenlemeleri ile ortadan kaldırıp, kamu personelinde oluşturduğu haklı beklentiyi zedelemiştir. En üst norm konumundaki Anayasaya ve eşitlik ilkesine aykırı şekilde; getirilen bu düzenlemeler, devlet memurları ile aynı işi yaparak, aynı (657 sayılı Kanun) mevzuata tabi olarak çalışmakta olan 4/B’li personel açısından kazanılmış haklar ile haklı beklentilerin de ihlali anlamına geldiğine şüphe yoktur.
Takdir edileceği üzere, Hukuk Devleti ilkesi bağlamında devletin; “kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, kamu sağlığını ve çevreyi, ekonomik düzeni, toplum barışını ve düzenini, genel ahlâka ilişkin kuralları ihlal eden eylemleri yani suç ve kabahatleri, ulusal ve evrensel hukuk çerçevesinde, ödetme görev ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ancak Devletin, esasen ve öncelikle bu kuralların ihlalini önleme görevi bulunduğunun kabulü gerekir. Başka bir deyişle, hukuk devletinin bir erki olan idarenin görevi, öncelikle bireylerin kuralları ihlal etmesini bekleyip cezalandırma yoluna gitmesi değil, kurallara uygun davranma düzeyini ve alışkanlığını geliştirmek olmalıdır. Bu husus “iyi idare ilkelerinin” de bir gereğidir. Keza idarenin (Yürütmenin) iyi idare ilkeleriyle bağlı olması da hukuk devletinin bir gereğidir…”
Bu bağlamda; dava konusu yapılan hükümlerin Anayasaya, Uluslararası anlaşmalara, 657 sayılı Kanuna açıkça aykırı olduğu sabit olup; mevcut adaletsizliğin giderilmesi ile sosyal dengenin sağlanması ile eşitlik ilkesine uygun hareket edilmesi maksadıyla söz konusu düzenleme hükümlerinin iptali için Sendikamız Genel Merkezi tarafından Danıştay nezdinde dava açılmıştır.
DEĞİŞEN SADECE STATÜNÜN ADIDIR
4/C’den 4/B’ye geçişler yapılmış, fakat ne özlük hakları, ne nitelikleri, ne de ücretlerinde olumlu bir gelişme meydana gelmemiştir. 4/C’den 4/B’ye geçirilirken öğrenim durumları ve ünvanlarına göre istihdam sağlaması olmamıştır. Mevcut 4/B’lilerin ek ödeme oranları %70-80’lerde iken, 4/C’den geçirilenlerin oranı %20 ve ek ödemeleri 260,45 TL olarak tespit edilmiştir. Bunun yanında sigortalılık süresini dolduranların, mevcut 4/B’lilerden farklı olarak resen emekli edilme uygulaması sürmektedir. Yani değişen, maalesef sadece statülerinin ismi olmuş ve esnek istihdamın zemini hazırlanmıştır.
Türk Büro-Sen olarak, 4/B kandırmacasını kesinlikle kabul etmiyoruz. Kurumlarda çalışma barışının korunması, 4/B kadrosuna geçirilen personelin haklarının eksiksiz verilmesi ve insan onuruna yakışır şartlarda ve ücretlerde çalışabilmesi için her platformda verdiğimiz mücadelemizi, hukuk zemininde de sürdüreceğimizi kamuoyuna saygı ile ilan ederiz.