Türkiye Cumhuriyeti tarihine 12 Eylül Darbesi ismi ile geçmiş olan ihtilalin üstünden 38 sene geçti. 12 Eylül 1980 darbesinin başlamış olduğu, Cuma günü saat 03.59'da TRT radyosunun İstiklal Marşı ve ardından anons yapılmadan, Harbiye Marşı'nın çalınması ile anlaşılmış oldu.
Marşın bitmesi ile Genelkurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Org. Kenan Evren ile Org. Nurettin Ersin, Org. Tahsin Şahinkaya, Ora. Nejat Tümer ve Org. Sedat Celasun'dan meydana gelen Milli Güvenlik Konseyi'nin bir numaralı bildirisi okundu.
Kıyım Başladı
Ordu tarafından emir-komuta zinciri içerisinde yapılan darbenin en önemli gerekçesi nin"güvenlik" olduğu ifade edildi. Meclis’in 114 tur oylama yapmasına rağmen bir türlü Cumhurbaşkanı seçemesinin de etkili olduğu bu süreçte pek çok cinayet işlendi. Gençler, Ülkücü - Devrimci olarak ikiye ayrılmış, birbirinin fikirlerine saygı göstermez hale gelmişti. Bunun neticesinde de karşılıklı bir kıyım meydana gelmişti. İşin garibi ise; polis, jandarma ve askerden meydana gelen güvenlik kuvvetleri bu olaylara kayıtsız kalıyorlar, adeta seyirci gibi izliyorlardı. 6 Eylül'de Konya ilinde yapılan "Kudüs Mitingi" de darbe yönetimine fırsat tanıyan "şeriatçı kalkışma" olarak boy göstermişti.
Bizim Çocuklar Başardı
Askeri darbenin hazırlıkları, Haziran 1980'den sonra Genelkurmay Karargahı'nda yapılmaya başlandı. Kod adı "Bayrak Harekatı" olduğu sonradan öğrenilen darbe, 12 Eylül sabaha karşı uygulamaya başlandı. Artık sokaklarda palet ve postal sesleri vardı. 1970'li senelerde CIA'nın Türkiye şefi olan Paul Henze, ihtilalin başındaki paşalara yakın olan bir kişiyidi. Henze, 12 Eylül darbesini tiyatro gibi seyreden ABD Başkanı Jimmy Carter'a "Bizim çocuklar başardı" şeklinde haber edecekti.
Kenan Evren'in, daha sonra katılmış olduğu bir televizyon programında, imzalamış olduğu idam kararları ile alakalı " İdamları imzalarken elim bile titremedi" sözleri akıllardan hiç çıkmıyor.