30 Ağustos Zafer Bayramı Hakkında Az Bilinenler

30 Ağustos Zafer Bayramı, Kurtuluş Savaşı’nın sonucu belirleyen Büyük Taarruz’un son günü yapılan Başkumandanlık Meydan Savaşı’nın (30 Ağustos 1922) yıldönümlerinde kutlanan ulusal bayramdır.

30 Ağustos Zaferi ilk olarak 30 Ağustos 1923’te Ankara Afyon ve İzmir’de şenlikler düzenlenerek kutlanmıştır. 1935’te çıkarılan bir yasayla Zafer Bayramı olarak kabul edilmiştir.

Türk Milleti açısından, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın önemi dikkat edilecek ve incelenecek kadar büyüktür. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türk Cumhuriyeti’nin ulusal bayramı olan Zafer Bayramı, her sene 30 Ağustos günü bütün ülkede kutlanır. Büyük bayram, 26 Ağustos 1922 yılında başlayıp 30 Ağustos 1922 tarihine kadar Dumlupınar’da devam eden ve Mustafa Kemal ATATÜRK’ün önderliğinde zaferle sonuçlanan Büyük Taaruz’u (Başkomutanlık Meydan Muharebesi) anmak için kutlanmaktadır. İşgal devletleri ülke topraklarını daha geç terk etse de, 30 Ağustos sembolik olarak ülke topraklarımızın alındığı günü temsil etmektedir.

YUNANİSTAN'A BÜYÜK TAARRUZ'DA İNGİLTERE YARDIM ETTİ Mİ?

Büyük Taarruz, Kütahya, Dumlupınar civarında Türk ve Yunan askerleri arasında yapılmış olup, tam tarih olarak 30 Ağustos'da gerçekleşmiştir. Öncesinde Sakarya Meydan Muharebesi'nin sonucu olarak Yunanlılar İngilizlerden yardım talebinde bulunmuş ancak bu talepleri reddedilmiştir fakat yardım talepleri reddedilmesine rağmen mevcut hükümetin de baskılarıyla Anadolu'da kalmaya devam etmiş, Türkiye topraklarından çekilmemişlerdir.

YUNANİSTAN LOJİSTİK ALANDA KENDİNİ ÜSTÜN GÖRÜNCE

Türkiye, İngiltere ile ortak bir yol bulamayacağını anladığında taarruza geçme kararı almıştır. Daha sonrasında seferberlik ilan edilmiş, eksiklik olduğu düşünülen bölgelere askerler yerleştirilmiştir. Bu esnada Yunan Ordusu da herhangi bir taarruz ihtimaline karşılık Türk Ordusu'na üstünlük sağlayabilmek adına birçok kamyon, uçak ve otomobil tahsis etmiştir ki bu onlara Türk Ordusuna karşı fazlasıyla keşif ve lojistik açısından üstünlük sağlamıştır. Bu şekilde açık arazide karşı tarafa göre çok daha başarılı olabileceklerini, karşı tarafın oluşturabileceği herhangi bir sığınak ya da benzeri bir alanı kolaylıkla teşhis edebileceklerini düşünüyorlardı. 

Ancak Yunanistan'ın bilmediği, Mustafa Kemal Atatürk'ün gizli planı. Her ne kadar lojistik ve askeri sevkiyat konusunda Türkiye'den üstün olsa da Yunanistan, Strateji dahisi Atatürk'ün güney ve kuzey tarafından gelmesini hesaplayamaması olmuştur. Bir anda başlayan taarruzda, Yunanistan, askeri lojistik ekipmanlarını bırakmamıştır sadece. Ölen Yunan askerleri de Türkiye'de bırakarak kaçmıştır. Nutuk'ta Mustafa Kemal Atatürk, bunun utancını dile getirmektedir.

İLK OLARAK İZMİR, ANKARA VE AFYON'DA KUTLANDI

Kurtuluş Savaşı’nın sonucunu belirleyen ve Türkiye ile Yunanistan arasında gerçekleşen Büyük Taarruz, Türkiye tarihinin en önemli olayları arasında yer alıyor. 30 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde  başarıyla sonuçlanan Büyük Taarruz, her yıl aynı gün kutlanan milli bir bayram. İlk olarak 1924 tarihinde Afyon, İzmir ve Ankara’da kutlanmıştır.

BÜYÜK TARRUZ 4 GÜN SÜRDÜ

Türkiye’nin düşman tehdidinden kurtulması için hayati bir önem taşıyan Büyük Taarruz, 26-30 Ağustos 1922 tarihleri arasında dört gün sürdü. 30 Ağustos, ayrıca bu kadar kısa bir sürede kazanılan bir bağımsızlık mücadelesinin de bayramı kabul ediliyor.

KUTLAMALAR 2 SENE SONRA YAPILMAYA BAŞLANDI

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın kutlamaları ancak Büyük Taarruz zaferinden iki yıl sonra yapılmaya başladı. Çünkü 1922 ve 1924 yılları arasında yeniden şekillenen Türkiye’de hem iç hem de dış diplomaside ciddi bir yoğunluk yaşanıyordu. Bu durum kutlamaların biraz gecikmesine neden oldu.

1935'DE ÇIKARILAN YASA İLE RESMİ BAYRAM OLDU

Ayrıca 30 Ağustos Zafer Bayramı 1935 yılında çıkarılan bir kanunla resmi olarak milli bayramlar arasındaki yerini aldı.

" ORDULAR, İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ'DİR"

Pek çok kişi tarafından bilinse de hangi savaş sırasında söylendiği karıştırılan bu emir, Mustafa Kemal Atatürk tarafından Büyük Taarruz esnasında verilmiştir. Türkiye’nin en ünlü tarihçisi İlber Ortaylı’ya göre bu söz, ülkenin doğal sınırlarını belirlemesi nedeniyle çok büyük önem taşıyor. Çünkü bugün kutlanan Zafer Bayramı’nın arkasındaki özgürlük mücadelesinin en önemli kamçılayıcısı, Atatürk’ün ağzından çıkan şu sözlerdir: “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”

YAHUDİLER KİMİN TARAFINDA YER ALDI?

Yrd. Doç. Dr. Emin Elmacı'ya göre Yahudiler, Yunanlıları değil, Türkleri destekledi. Emin Elmacı "Genel tablo olarak baktığımızda Kurtuluş Savaşı’nda en azından hiçbir şeye karışmadıklarını hatta birçoğunun bizi desteklediğini biliyoruz. Hatta “Osmanlı’da Yahudiler” isimli kitapta da bu durum anlatılmıştır. Bir örnek vermek gerekirse Yunan Kralı Ağustos ayında İzmir’e geldiğinde İzmir Yahudi Cemaati Başkanı’nı yanına çağırıp destek istiyor. Karşılığında, “Rumlardansa Türkleri tercih ederiz” yanıtını alıyor." açıklamasında bulundu.

RUMLAR NEDEN TÜRKLERİN YANINDA YER ALMAK İSTEDİ?

Emin Elmacı bu soruya şu şekilde cevap veriyor: Bir kere Yunan ordusu, Türk taarruzu sonrasında panik halinde geri çekilirken geride bıraktığı her şeyi yakıyor. Bakın Manisa’da bulunan 15 bin evden 10 bini yakılıyor. Hem de dipçiklerle, süngülerle insanlar evlerine sokulduktan sonra yakılıyor. Aydın’da da böyle durumlar meydana geliyor. İzmir’e gelindiğinde Yunan askerleri gemilere binip kaçıyor ama bir de yerli Rumlar var. Onlar ise Türk halkından kaçıyor. Çünkü işgal sırasındaki mezalimden dolayı halkta bir kin var. Tabii sonunda Türk ordusuna sığınıyorlar. Hatta bir kısmı Denizli tarafına gönderilir. Dönemin Fransız belgelerinde, “Türk ordusu çok düzenli” ibaresi geçiyor.

SEFERBERLİK DÖNEMİNDE "MADDİYAT" NASIL AŞILDI?

Emin Elmacı, bu durumun çok kolay olmadığını dile getirdi. Zafer Bayramı'nını kutlamak için çilenin her halini yaşadığımızı dile getiren Emin Elmacı "Bir kere batı karşıtı Rusya’dan gelen bariz yardım var. Sakarya Savaşı sonrasında Fransızlar Anadolu’yu terk edince onların bıraktığı silahlar bize kalıyor. Kafkaslarda Kazım Karabekir denetimindeki orduya ait silah ve mühimmat batıya taşınıyor. Ayrıca İtalyanlarla da anlaşılıyor ve onların silahları da yine bize kalıyor. Mühimmatların çapları bile küçük atölyelerde değiştiriliyor. Bu da bize malzemelerin ne kadar titiz kullanıldığını gösteriyor. Sakarya Savaşı sonrası çok fazla uçağımız yoktur ve kanatları da yırtıktır. Balmumuyla sertleştirilip kolayla yapıştırılan bez kanatları vardır bu uçakların. Pilotlar her havalanmalarında geri dönmeme bilinciyle uçarlar." sözlerini söyledi.

Gündem Haberleri

'Esad, Rusya'da Güvende'
Suriye'ye dönüşler iki kat arttı
Baas rejimi nedir?
Teğmenlere destek veren savcı açığa alındı
Şiddette sıfır tolerans algısı boşa çıktı