Salda Gölü, 100 Jeolojik Miras Alanı içine girdi!
Salda Gölü, 100 Jeolojik Miras Alanı içine girdi! "Marsın Yeryüzündeki Temsilcisi” için Erdoğan'a açık çağrı
Salda Gölü dünyanın ikinci 100 Jeolojik Miras alanı içine girmeyi başardı.
Güney Kore’nin Busan kentindeki “37. Dünya Jeoloji Kongresi”nde UNESCO IGCP 731 Projesi kapsamında, iki yıldır süren bilimsel değerlendirmeler neticesinde, ikinci etap “Dünyanın En Önemli İkinci 100 Jeolojik Mirası” alanı Uluslararası Jeoloji Bilimleri Birliği (IUGS) Başkanı Prof. Dr. John Luden, tarafından açıklandı.
NEMRUT KRATERİ İLE SALDA GÖLÜ İÇİN BAŞVURU YAPILDI
Farklı ülkelerin yer aldığı, 14 Mart 2024 tarihinde UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa düzenlenen “Ulusal ve Uluslararası Görünürlük İçin Türkiye’nin En İyi Jeolojik Mirasları Ve Anahtar Jeolojik Alanları” çalıştayında alınan karar çerçevesinde Nemrut Krateri ile Salda Gölü için başvuru yapıldı.
"SALDA GÖLÜ: MARSIN YERYÜZÜNDEKİ TEMSİLCİSİ" OLARAK TAKDİM EDİLDİ
Başvuru dosyaları, Jeolojik Mirası Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Bilimsel ve Teknik Kurulunun Kültürel Jeoloji ve Jeolojik Miras Üyesi Prof. Dr. Nizamettin Kazancı ile yine Bilimsel Teknik Kurulun Gezegen Jeolojisi Üyesi Prof. Dr. Nurgül Çelik Balcı tarafından hazırlanarak, ilgili kuruluşlara gönderildi.
Farklı ülkelerden çok sayıda bilim insanının katılımı ile oluşturulan bir komisyon tarafından başvuru dosyaları değerlendirilerek, bunun sonucunda Türkiye'de ”SALDA GÖLÜ: Marsın Yeryüzündeki Temsilcisi” olarak değerlendirilerek takdim edildi.
DAHA ÖNCE KAPADOKYA VE PAMUKKALE DE 100 JEOLOJİK MİRAS ALANINA SEÇİLMİŞTİ
2022'de yine Jeoloji Mühendisleri Odası ile JEMİRKO’nun ortak yürüttüğü çalışmalar sonucunda Dünyanın ilk 100 jeolojik miras alanı içinde Türkiye'den Kapadokya ile Pamukkale bölgesi seçilmişti.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A AÇIK ÇAĞRI
Odadan bu gelişmenin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a açık bir çağrı da yapıldı. Yapılan çağrıda şu ifadeler kullanıldı:
UNESCO, IUCN, IUGS gibi uluslararası kuruluşların bilimsel önemini tespit ettiği kültürel ve doğal varlıklar, yalnız bulunduğu ülkelerin değil insanlığın ortak değerleridir. Bu kuruluşlar tarafından oluşturulan “prestij listelerine” girebilmek önemli olduğu kadar, orada kalabilmek daha önemlidir. Bu nedenle ülkemizde jeolojik mirasın korunması konusunda merkezi ve yerel idarelerimize önemli sorumluluklar düşmektedir.
Bu kapsamda;
- 1. Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliğine bağlı Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğün görev ve fonksiyonlarında değişiklik yapılarak, öncelikle “jeolojik mirasın korunması, ülkemiz jeoçeşitlilik envanterinin çıkarılması ile jeoparkların kurulması” gibi görevler tanımlanmalı, söz konusu Genel Müdürlüğün içinde “Jeolojik Miras ve Jeopark Hizmetleri Daire Başkanlığı “kurulmadır.
- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliğine bağlı Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü tarafından her gün tahrip edilerek yok edilmeye çalışan “jeolojik miras” alanlarının tespit edilerek korunması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için “Türkiye Jeolojik Miras Envanter Projesi” çalışması başlatılmalı ve korunmaya değer jeolojik miras envanteri bir an önce çıkartılmalıdır.
- Ülkemizin sahip olduğu jeolojik miras envanterleri ile birlikte, yerel kalkınmaya destek sağlanması ve jeoturizmin geliştirilmesi için “jeoparkların” kurulması çalışmaları hızlandırılmalı, belirlenen jeopark alanlarının UNESCO’ya tescil olması ve dünya insanına tanıtılması için çalışma başlatılmalıdır.
- Odamız tarafından yerel idarelerin “jeolojik mirasın korunması ile jeopark çalışmalarını desteklemeleri için hazırlayıp, tüm siyasi partilere, TBMM ile ilgili bakanlık ve kuruluşlara 2024 tarihinde gönderdiği “Belediyeler Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin bir an önce gündeme alınarak bu konudaki yasal mevzuat eksikliği giderilmelidir.
- Çevre Kanunu ile Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunlarına “jeoçeşitliliğin tespiti ve korunması ilişkin” hükümler ilave edilmedir.
Sonuç olarak jeolojik olarak Alp-Himalaya Kuşağında yer alan Ülkemiz, diğer komşu Yunanistan, İran, İtalya, İspanya gibi ülkelerle kıyaslandığında ülkenin sahip olduğu jeoçeşitliliğin tespiti, koruması, geliştirilmesi ile insanlığın ortak değeri haline getirilmesi konusundaki çalışmalarda oldukça eksikli olduğu görülmektedir.Kaynak : Yurt Gazetesi
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.