
Paçavra Siyaseti
Türk'ün sıkıştığı, nefes almakta zorlandığı bir süreçten geçiyoruz.
Nereden başlayacağımı bilmiyorum. İçimdeki kasırgada oradan oraya savrulmaktan yoruldum.
Türk’ün sıkıştığı, nefes almakta zorlandığı bir süreçten geçiyoruz.
Geçtiğimiz hafta sonu paçavra siyasetinin yalakalarının “VAR BİR BİLDİĞİMİZ” masallarıyla geçirdiği 21 Mart Nevruz kutlamalarında İstanbul’un göbeğinde terörist başının posterlerinin açılmasını, sözde Kürdistan paçavralarının sallanmasını izledik öylece.
Baharı kardeşlik naraları ile kutlayalım diyenlerin karşısında “BİJİ SEROK APO!” naraları ile dikilen siyasal terörün aparatlarını görünce bir kez daha dedik ki “MÜSLÜMAN AYNI DELİKTEN İKİ DEFA SOKULMAZ, ISIRILMAZ.”
*
Siyasallaşan terörü uzun zamandır anlatmaya çalışıyorum. Bizzat siyasal terörle mücadele eden birisi olarak o kadar tehlikeli bir süreçten geçiyoruz ki artık her şeyi göze alıp toplumu bilinçlendirmekten başka çaremin kalmadığını düşünüyorum.
Siyasallaşan terörün arkasında hukuk ve siyaset var. Her şeyi kılıfına uydurarak Türk Hukuk Sistemi’ne dokunulmazlıklarıyla birlikte meydan okuyabilecek bir yapıyla karşı karşıyayız. 90’ların o jargonlarından eser kalmadı. “BENİ VE ABLAMI ZORLA DAĞA KAÇIRDILAR.” süreci bitti, terör bilinçli ve kasıtlı bir şekilde destekleniyor artık. Daha doğrusu terör, siyasallaşarak normalleştiriliyor. Çünkü hedef artık Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü…
*
Bütün kapılar, bütün yollar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasa’sının değiştirilemez ilk dört maddesine ve Türk vatandaşlığının tanımının yapıldığı 66. Maddesine çıkıyor.
Nasıl mı?
Bakınız çok basit bir örnek vereceğim. Bu seneki 21 Mart nevruz kutlamaları yaklaşık bir hafta sürdü. 24 Mart’ta İstanbul Yenikapı’da yapılan DEM Parti tarafından yapılan nevruz kutlamasında meydanda tek bir tane de olsa Türk bayrağı yoktu. Sözde Kürdistan paçavrasından, PKK terör örgütünün amblemlerinden , terörist başı Abdullah Öcalan’ın posterlerinden başka bir şey yoktu.
Peki bu durum ne anlama geliyordu?
Anayasa’nın değiştirilemez ilk dört maddesinden olan üçüncü maddesine gidiyorum hemen:
‘MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.’
Bu durum Anayasa’yı yok sayan, Türk bayrağını kabul etmeyen bir güruhla karşı karşıya olduğumuzun anlamına geliyordu.
Böyle çok basite indirgeyerek anlatmaya çalıştım neden derseniz bu durumu hâlâ anlamamakta ısrar eden bir kesim var, belki anlar diye…
Daha fazla uzatmadan yazımı soru yağmurlarına tutarak sonlandırmak istiyorum.
Zira kalemimden korkuyorum…
*
Hukuku hiçe sayanlarla mı terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Türk bayrağının gölgesinde olmak istemeyenlerle mi terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasası’nı görmezden gelenlerle mi terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Kardeşlik adı altında kalleşlik yapanlarla mı terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Siyasette kutuplaştırıcı dil kullanmayalım deyip, kendilerine karşı en ufak eleştiride Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne parmak sallayanlarla mı terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Terörist başından icazet alanlarla mı terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Şehit ve gazi ailelerinin onurunu hiçe sayanlarla mı terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Narkoterörün baronlarıyla mı terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
90’lı yılların palavracı siyasetçileriyle mi terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Uyuşturucu baronunun karısıyla mı terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Film sinema adı altında kendisini sempatik gösteren fakat sırtında keleş taşıyanlarla mı terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Kaldığı eve askerimin kanının bulandığı sözde feodal ağa bozuntularıyla mı terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Kandil’in havasını solumuş siyasal teröristlerle mi terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Metropollere canlı bomba yetiştirenlerle mi terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Milletvekili dokunulmazlıklarını, terörist kaçırmaya feda edenlerle mi terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Biz sırtımızı YPG’YE, PYD’YE, YPJ’YE dayıyoruz diyenlerle mi terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
6-7 Ekim olaylarında sözde Kobane savunması adı altında halkı sokağa dökenlerle mi terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Kent uzlaşısı adı altında belediyeleri parselleyenlerle mi terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
KISACASI;
Paçavra siyasetinin sözcüleriyle mi terörsüz Türkiye’yi getirecektik?
Bana söyler misiniz?
Söyleyemezsiniz değil mi?
Çünkü bütün bu sorularıma cevap verecek yüzünüz kalmadı artık…
Ne diyelim, yazık ki ne yazık!
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.