Ama veremezler...

Çünkü cevap vermeyi bilmezler...

Onlar ancak disipline vermeyi bilirler!

İnsanları ikna etmeyi bilmezler...

Onlar ancak ihraç etmeyi bilirler!

Tıpkı ihraç mekanizmalarının yalakalık yapmayı bildiği gibi!..

......

Neymiş Efendim?

Tuğrul gitmiş...

Nasıl gitmiş yani?

Seçim hükümetinde bakanlığı kabul etmiş...

Eee...

İyi mi yapmış?.. Kötü mü yapmış?

Bunları işte bana değil, bunları gidin oraya sorun...

Bana neden soruyorsunuz?

Yanyana geldiği insanları ve zihniyeti görünce bile kusasım gelirken, buna iyi olmuş dememi bekleyenler mi var acaba?..

Söz konusu benim kanaatimse, söyliyeyim;

Ben böyle bir davranış bekliyor muydum?.. 

Yalan yok beklemiyordum.

Peki şaşırdım mı? 

Vallahi şaşırmadım!.. 

Çünkü; 

Alpaslan Türkeşin evladı olma gibi bir şerefi, vekil olma hevesiyle heba edenlerin, 

(başka heveslerle, veya vaatlerle) Üç Hilâl‘in şerefini düşünmemesi normal!..

Hani derler ya “ Mum dibine ışık vermez „ diye...

Biraz haksızlık gibime geliyor! 

Kapının arkasında kalanların bile ışık aldığı mumdan;

Eğer dibindekiler ışık almıyorsa mumun günahı ne?! 

Kâsesi küçük olanlar yüzünden, derya suçlanmaz!

Başbuğ‘umun o sözü halâ kulaklarımda; 

“ Oğlum Arif, Ülkücülük bir nasip meselesidir...“

El Hak Doğru!..

Ozan Arif

27 Ağustos 2015

Samsun