Millet Partisi’nden Türk ve Bayrak düşmanlığına tepki
Millet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekil Adayı Hüsnü Çatal, son dönemde “Türk” ve “Bayrak” kelimelerine apaçık düşmanlık yapıldığını belirterek, Türk Bayrağı’nın yüzyıllar boyu gittiği her yere barış ve adalet götürdüğünü söyledi. Çat
Millet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Adayı Hüsnü Çatal, Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenledi. Çatal’a Millet Partisi’nin Denizli Milletvekili adayları Tahsin Tekin, Bayram Yıldırım, Necati Varlıklı, Mehmet Bayrak ile İl Başkanı Zafer Kodal ve parti yöneticileri de eşlik etti.
“TÜRK BAYRAĞININ DALGALANDIĞI YERDE ZULME YER YOKTUR”
Son dönemlerde“Türk” ve “bayrak” kelimelerine apaçık düşmanlık yapıldığını belirten Millet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hüsnü Çatal, “Oysa bu kelimeler bize bir ölçü bildiriyor. Bu ölçüleri Türk Milleti yaşıyor, yaşatıyor, yaşatacak. Bu ölçüler bazılarının da kulağına gitmeli, onları da uyarmalı. Bu ölçülerden biz vatan, millet, bayrak, ırk görüşlerini öğreniyoruz. Mehmet Akif ırkçı mıydı? O, istiklal marşındaki sözleriyle Allah’ın ordusunu alkışlıyor. O eli öpülesi bir Türk büyüğü, İslam büyüğüdür.
Söyleyin! Bu bayrağın dalgalandığı, dikildiği yerde zulüm, adaletsizlik, hukuksuzluk kalmış mıdır? Bu bayrağın dalgalandığı yere hizmet götürülmüştür, adalet götürülmüştür, insanların gönlü kazanılmıştır.
Size bir Polonya atasözünü hatırlatmak isteriz: “Türk atları Vistül’de sulandıkça Lehli rahattır.” Polonya’nın hürriyeti senin milletin tarafından sağlandı. Bugün İngiltere’de Anglosakson mezhebi sürdürülebiliyorsa bu, Kanuni Sultan Süleyman sayesindedir. Kanuni, “Bu dünyanın nizamı bizden sorulur, kimsenin kimseye zulmetmesine fırsat vermeyiz” diyordu. Bu bayrak gittiği yere kardeşliği götürmüştür, insanlığı götürmüştür, ahlakı götürmüştür, hürriyeti götürmüştür” dedi.
“HESAP SORULMASINDAN KORKUYORLAR”
7 Haziran seçimlerinin yolsuz, ahlaksız, adaletsiz bir seçim olduğunu belirten Çatal, “Barajlı, adaletsiz böyle bir seçim sistemiyle hiçbir yere gidilemez. 7 Haziran seçimlerinde millet dedi ki: “Ben başkanlık sistemini falan tanımıyorum. Diktatörlüğü istemiyorum. Tek başına hükümet kurmak için hiçbirinize yetki vermiyorum. Koalisyon kuracaksınız.” Onlar da dediler ki: “Milletin verdiği mesajı anladık, gereğini yapacağız” Ama 45 günün sonunda yapılan açıklamalardan anladık ki, görüşmeler bir koalisyon hükümeti için değil, seçim hükümeti üzerine imiş. Milleti günlerce “hükümet kuracağız” diye yanılttılar, aldattılar ve ardından “seçim hükümeti” kurdular. 7 Haziran’ın üzerinden yaklaşık 5 ay geçmesine rağmen, anayasal temelleri sağlam olmayan, sallantıda bir iktidar tarafından yönetiliyoruz; bir fetret dönemi yaşıyoruz. Hükümet ancak parlamento tarafından güvenoyu alınarak kurulur. İtibarları o kadar düşmüş ki, hiçbir parti bunlara adam vermedi. Biliyorlar ki bu meşru olmayan hükümet içinde bulunurlarsa, kendilerinden hesap sorulur. Hesap vermekten, hesap sorulmasından korkuyorlar. Halbuki, en çok da ahiretteki hesaptan korkmak gerek” diye konuştu.
"MİLLET PARTİSİ İKTİDAR BOŞLUĞUNU DOLDURACAK TEK PARTİDİR"
Türkiye’de iktidar boşluğu yaşandığını ifade eden Çatal, “Bugün mevcut olan hükümet, anayasal bir hükümet değildir. Askeri darbeler sonucunda oluşturulan iktidarlar da bunun gibiydi. Türkiye şimdiye kadar bu kadar uzun süreli bir darbe hükümeti yaşamadı. Bunun dile getirilmesi lazım. Millet Partisi’nin eli ayağı, gözü kulağı, her yeri her taraftan bağlanmış. Ama bu ses, milletin sesi olmaya devam edecektir. Millet Partisi iktidar boşluğunu dolduracak tek partidir. Milletimiz bu seçimleri bir fırsat olarak değerlendirmeli ve Millet Partisine iktidar yolunu açmalıdır” dedi.
“BU İKTİDAR GİTMELİDİR VE GİDİCİDİR DE...”
AKP iktidarının artık ülke yönetiminden gitmesi gerektiğini dile getiren Çatal şunları söyledi:
“Bazıları diyorlar ki, “bunlar kalsın da terörle mücadele etsinler.” Peki terörü kim besledi? Tayyip Bey! 400 milletvekili olsaymış terör olmayacakmış! Millet oy verirse, terörü tutacaksın; vermezse terörü salıvereceksin, öyle mi? Bu anayasal bir suçtur. Bugünkü terör de bunların eseridir. Tayyip Bey bir zamanlar yurtdışı harekâta karşı çıkıyordu. “Kürt meselesi benim meselemdir” diyordu. 15 sene sonra “böyle bir mesele yoktur” dedi. Tayyip Bey de, Abdullah Bey de bu konuların bizim meselemiz olmadığını; emperyalist güçlerin oluşturduğu suni bir mesele olduğunu bilmiyorlar. Allah, bu milleti böyle başbakanlardan, böyle cumhurbaşkanlarından korusun. Öyleyse bunlar demokratik yollardan gitmeli, Başka çareleri de yok, gidecekler!
1- Ülke, anayasal bir hükümetten mahrumdur. 1 Kasım seçimlerinden sonra, hemen 2 Kasımda hükümet kurulamayacağına göre, derhal bir koalisyon hükümeti kurulmalıdır! Kimsenin seçim sonuçlarına küsme hakkı yoktur. “Seçim sonuçlarını beğenmiyorum” demeye de hakkı yoktur. Devlet adamı, sorumluluğunu bilir. En güç şartlar altında elini taşın altına koyar, sorunlara çözüm üretir.
2- Siyasi kaos nedeniyle, bugün ülkemizde olağanüstü şartlar yaşanmaktadır. Parlamento acilen toplanmalı ve vazifesini yapmalıdır! Parlamento derhal görev başına!”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.