Nagehan Taykurt

Nagehan Taykurt

Yazarın Tüm Yazıları >

Yolun Sonu Değil, Bir Milletin Onurlu Direniş Zaferi …

A+A-

İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya’yla güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul′u zaptetmek niyetiyle ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı’nı seçmişlerdir.

1914 yılı Eylül ayında Çanakkale Boğazı’nın donanmayla geçilerek İstanbul’un işgalini öngören plan, Başbakan Herbert Asquith’e verilmişti. Plan, çeşitli evrelerden geçerek uygulamaya kondu. Birleşik Krallık ve Fransa gemilerinden oluşan bir donanmanın Boğaz’a geniş çaplı saldırıları 1915 Şubat ayında başlamıştı.

En güçlü saldırı ise 18 Mart 1915 günü uygulamaya konuldu. İşlerinin kolay olacağına inanıyorlardı, Osmanlı zayıflamıştı. İtilaf Devletlerinin planı kolayca işleyecek, Gelibolu geçilip İstanbul işgal edilecekti fakat unuttukları önemli bir detay vardı.

Gönlü vatan, millet, ezan aşkıyla çarpan, vatanını asla terk etmeyecek canı pahasına savaşacak olan cesur Türk Milleti ve Mustafa Kemal.

Ülke ipin ucundaydı, kurtuluş zordu fakat herşey bitmiş değildi.

Enver Paşa, Mustafa Kemal’in üstün askeri yeteneğinin ve zekasının farkındaydı. Onun yükselişini engellemek için Mustafa Kemal’i dış görevlerle oyalamaktaydı. Fakat ülke ipin ucundaydı. Kurtuluş için önemli cephelere önemli askerler lazımdı. O dönemde Balkanlar da istihbarat görevinde bulunan Mustafa Kemal yazdığı mektup ile isyanını şöyle dile getirmişti;

“ Arkadaşlarım şehit oluyorken bana Bulgaristan da bilgi toplamak haramdır. Gerekirse istifa ederim, er olarak savaşa katılırım; ama yine de katılırım ! ”

Bu onurlu isyan sözlerinden sonra Mustafa Kemal’i gerçekten de işe yarayabileceği bir cepheye atamak zorunda kaldılar.

Bir Alman generalin başında bulunduğu, Osmanlı’ya destek amaçlı Çanakkale’yi savunmakla görevlendirilen yeni kurulmuş 19. Fırka Kumandanlığına.

Bir milletin onurlu direnişi.

İngiltere, Doğu Sefer Gücü adı altında desteğe gelen Fransız birliğine güvenerek 5’i zırhlı 12 savaş gemisi ile Seddülbahir İskelesine gelerek karaya asker çıkartmıştı. Bölgeyi korumakla görevli Bigalı Mehmet Çavuş komutasındaki 30 Türk askeri Seddülbahir Kalesine yerleşerek yaklaşık 3 saat boyunca düşman askerleri ile çarpıştılar. Mehmet Çavuş elindeki tüfek parçalandıktan sonra dahi pes etmemiş taşla saldırmaya devam etmiş bu esnada başından ve göğsünden yaralanmasına rağmen İngiliz Askerlerini iskeleden geriye püskürtmeyi başarmış, Türk askerinin gücünü ve kararlılığını azimle ortaya koymuştur.

Ağır bir darbe almalarına rağmen İngilizler’in de vazgeçmeye niyeti yoktu. 18 Mart günü sabah 11 civarında bombardımana başladılar. Buna karşılık olarak Türk ordusu da varını yoğunu ortaya koydu. 24 saat içerisinde İtilaf Devletlerinin 3 önemli savaş gemisi vurularak batırıldı.

Bu zorlu savaş sırasında Türk askerleri soba borularından top bataryaları yaparak siperden çıkmadan top atışı yapmayı başarmış, bu şaşırtmaca savaşta çok işimize yaramıştır.

Çanakkale Savaşı’nda erkekler ile birlikte keskin nişancı kadınlar, kadın piyadeler de ön saflarda savaşmış ve ortak mücadele vermişlerdir.

Çanakkale Savaşı’nda askerler kadar doktorlar ve hemşireler de fedakarca çaba sarf etmiştir. Bir Türk doktorun önüne kendi oğlu ağır yaralı olarak getirildiğinde “Kurtulma şansı yok” diyerek diğer hastayı istemiş ve oğlunun mezarına ancak bir sonraki gün gidebilmiştir.

Edremitli Seyit Onbaşı, topun ağzına mermi süren vinçin arıza yapması sebebiyle 3 adet 250’şer kiloluk mermiyi sırtında taşıyıp topa yerleştirerek büyük zaferin önemli kahramanları arasına ismini yazdırmıştır. Savaş boyunca her bir metrekareye ortalama 6000 mermi düşmüştür. Bu oran dünya savaş tarihinin en yüksek oranıdır.

Çanakkale savaşı beklenenin aksine bir devletin çöküşü değil onurlu bir milletin yeniden doğuşunun zaferi olarak tarihe geçmiştir.

Unutmayalım ki; bugün aldığımız nefes, genci ve yaşlısı ile birçok vatan evladının zamanında verdiği son nefesin sayesindedir.

Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere tüm şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun.

Bu yazı toplam 5887 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.