Yeşil Ada’nın Çocukları
“Yeşil Ada” deyince akla Kıbrıs gelir. Yeşil Ada’nın çocukları Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 40. Kuruluş yıldönümünü büyük bir coşkuyla kutladılar. Ada üzerinde Türk Yıldızları’nın gösterisi dosta güven, düşmana korku verdi. Kutlamalar Türk televizyonlarından canlı olarak yayımlandı. Kıbrıs Türk Basınında ve Türkiye’deki gazetelerde yüzlerce makale yayımlanarak Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tarihçesinden, Ada’da yaşanan geçmiş siyasi sorunlardan, katliamlardan, Barış Harekâtı’ndan ve KKTC’nin kuruluş sürecinden bahsedildi. Geleceğe dair ümit dolu yazılar kaleme alındı.
Bugün de çok değerli bir kalem Havva Tekin’in Genç Timaş Yayınları’ndan çıkan benim elimdeki 20. Baskısı olan “Yeşil Ada’nın Çocukları” isimli romanından bahsedeceğiz.
Gençler için yazılmış olan “Yeşil Ada’nın Çocukları” romanı 1998 yılında Kültür Bakanlığı tarafından Cumhuriyetimizin 75. Yılı onuruna açılan yarışmada büyük ödüle layık görülmüş yakın dönem edebiyatımızda önemli yeri olan kitaptır.
Kitabın yazarı, Havva Tekin hoca Kıbrıs’a hiç de uzak değildir. 1963 yılında Kıbrıs’ta olayların tam ortasında doğmuştur. Yazarlık serüveni hem Kıbrıs için Hem de Türkiye için çok değerlidir.
“Yeşil Ada’nın Çocukları” romanın 2 ana karakteri vardır: Cengiz ve Yorgo isminde sıkı dost olan biri Türk, diğeri Rum olan 2 çocuğun ve ailelerinin ve hatta memleketlerinin başından geçen hadiseler zinciridir kitabın konusu. Kıbrıs’ta dere kenarında tarım ve hayvancılıkla geçinen Türklerin ve Rumların ortak yaşadıkları bir köydür mekânları. Bu köyde 2 ilkokul vardır. Bakımlı ve büyük olan Rum okuludur. Cengiz’e arkadaşı olmayan bir Rum çocuğunun “Sizi kazıyacağız buradan” demesi EOKA terör örgütünün yaymaya çalıştığı Türk nefretinin ilkokul çağındaki çocuklara kadar sirayet ettiğinin bir göstergesidir. (s.30) Ben bu bağlamda tarihin akışı içinden gelerek yazan her yazarın yaşanmışlıklardan ilham alarak eserini kaleme aldığına inanırım.
Tarihi akış içerisinde roman konusu zaten 1974 yılından itibaren geçmektedir. Kıbrıs’ta Türkiye için bardağı taşıran damla olan, Atina’daki Askeri Cunta destekli 15 Temmuz Nikos Sampson darbesinin Kıbrıs Türk Halkına yansımalarını yine karakterlerin ağzından öğrenmekteyiz. Kıbrıs Türk Halkı bu darbe dolayısıyla çatışmaya, katliama sürükleneceğini biliyordu. 1963 yılında Rumların Türklere saldırmalarıyla yaşanan kötü tecrübe hafızalarda yerini koruyordu çünkü…
Türk’ün hoşgörüsü, misafirperverliği, Rum da olsa mazluma kol kanat geren alicenaplığı, zora dayanan güçlü iradesi bu kitapta yer bulduğu gibi Türk dostu Rumların da olduğu gerçeği okuyucuya verilmek istenen mesajlardandır.
Zaten çok okunmuş ve halen daha okunmakta olan 158 sayfalık bu eser bilhassa ilköğretim 7. ve 8. sınıflar, ortaöğretim 9 ve 10. sınıflar düzeyinde rahatlıkla okutulabilecek bir kitaptır. Çocukların bir solukta okuyabileceklerini ve Kıbrıs’a ve Kıbrıs tarihine bu kitap vesilesiyle ilgi duyabileceklerini düşünüyorum.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.