YENİ ÇAĞIN YENİ EĞİTİM KURGUSU

HİBRİT EĞİTİM VE DİJİTAL EĞİTİM PLATFORMU

Öyle bir zaman dilimindeyiz ki yüzyıllardır süregelen bir çok şeyin işlevi ve yapısı değişiyor. Okul ve eğitim anlayışı da bu değişiklikten nasibini alıyor. Yeni çağın yeni eğitim düzenini doğru şekilde yapılandırmak bizim sorumluluğumuzda. Biz bu yapıyı doğru oluşturamazsak yani binanın temelini doğru atamazsak, üst katları çıkacak olan bizden sonraki nesillerin tamamı bundan etkilenecek. Sorumluluğumuz çok büyük. Ancak bir çok insan hala bunu idrak etmiş değil.

Bakanlıktan “İşte budur” diyeceğim bir çalışma geldi. Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk, dijital eğitim platformu oluşturulacağını, bu platform kapsamında hem öğrencilere, hem öğretmen ve yöneticilere, hem de yetişkinlere yönelik eğitim içeriği sunulacağını, öğretmen ve yönetici eğitimlerinin tamamının, öğrencilerin ise derslerinin bir kısmını bu platformdan yapacağını, isteyenlerin bilgisayardan, televizyondan, cep telefonundan kolay ve ücretsiz eğitim alabileceğini açıkladı. Salgın sonrasında da bazı derslerin uzaktan eğitimle yapılabilmesi için mevzuat çalışması başlattıklarını ifade etti. Bu platformun oluşturulmasının bir buçuk iki yıl gibi bir süre alacağını ve finansmanın Dünya Bankasından sağlanacağını açıkladı.

Okuldaki yüzyüze eğitimin öğrencilerin sosyal beceri gelişimi açısından vazgeçilmez olduğu açık. Bundan asla vazgeçilemez ancak bazı dersler veya bazı ünite ve konuların uzaktan eğitimle yaplmasını mümkün kılacak “hibrit eğitim” olarak ifade edeceğimiz bir sisteme geçiş kurgulanıyor.

Beni tanıyanlar, yıllardır Milli Eğitim Bakanlığına bu yönde tavsiyelerde bulunduğumu çok iyi bilirler. Dijital çağın eğitimde de dijital dönüşümü gerektireceğini erken fark edenlerdenim. Yeni çağda yeni bir eğitim anlayışı oluşturmak keyfiyet değil bir zorunluluk. Bunun için ihtiyaç duyan her kesimden bireylere eğitim içeriği hazırlayarak uzaktan eğitim yoluyla hizmete sunmak kaçınılmaz bir durum.

Öğretmenlerin mesleki gelişimi için yapılması gereken çalışmaları bu genel müdürlükle, hayat boyu öğrenme kapsamında vatandaşlara verilmesi gereken dijital içerikleri bu genel müdürlükle, öğrenci velilerine uzaktan danışma ve rehberlik hizmetlerinin yürütülmesini Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile, e-içerik sağlama (senayolar yazma, videolar çekme) ve sunumunu YEĞİTEK Genel Müdürlüğü ile görüştüğümü bu birim yöneticileri de hatırlayacaktır.

Ancak bunca çırpınmama rağmen kimse meselenin önemini kavramadı. Salgın mecbur kılana kadar kayda değer bir tek çalışma yapılmadı. Bakanımızın söylemine göre bu çalışmalar şu anda başlasa bile 2023'te ancak tamamlanacaktır. Oysa zamanında tavsiyelerimi dinlemiş olsalardı Türkiye böyle bir dijital eğitim platformuna 5-6 yıl önce sahip olurdu.

Geç de olsa böyle bir çalışmanın başlatılması önemli. Ancak bu çalışmanın tamamlanmadan sekteye uğraması endişesini taşıyorum. Daha önce başlatılan birçok çalışma gibi bu da üst düzey yönetici değişikliği durumunda yarım bırakılacak bir çalışmaya dönüşebilir. Bunun önüne geçmek için bu çalışmanın bakan inisiyatifine bağlı bir çalışma olarak değil devletin eğitim politikası olarak benimsenmesi bakan hatta iktidar değişse bile çalışmanın tamamlanması sağlanmalıdır.

Böyle bir platformun kurulması yeni dünya düzeninde eğitimin dönüştürücü rolünün çağa uyum sağlamasını mümkün kılacaktır. Platformun Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yönetilmesi, çeşitli kişi ve kurumların dijital ortamda bilgi kirliliğine neden olan paylaşımlarının önüne geçecektir. Doğru ve güvenilir bir eğitim kaynağı oluşturulacaktır. Ayrıca bu hizmet boşluğunun illegal yapılar tarafından doldurulmasına engel olunacaktır. Her şeyden önemlisi ise gelecek yüzyıllardaki eğitim sistemi bizim şimdi atacağımız yeni çağ eğitimi temelleri üzerine yapılandırılacaktır.