Türk, Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir !
“Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Her işe bir Türk gibi başla, Alman gibi üret ve İngiliz gibi tüket. Tarihten ya da günümüzden birçok yeniliğin düşünce aşamasında, girişimler noktasında birçok Türk beyin gücünün katkısı vardır. Ancak gerek AR-GE konusunda ki kaynakların yetersizliği, siyasal iradeyi elinde tutanların yeterince duyarlı olmamaları nedeniyle başlanan ancak tamamlanamayan binlerce icadın kaymağını Batılı ülkeler yemektedir.
Bu tezimizi destekleyecek bazı misallerle yazımıza devam edelim.
1-Merhum Dr. Ziya ÖZEL’i bir yakınımın rahatsızlığı nedeniyle tanıma fırsatım olmuştu. Geliştirdiği kanser hücrelerine karşı mücadeleyi güçlendiren ilacına ülkemizde sahip çıkılmamış ve İsviçre de laboratuvarı olan bir Amerikan ilaç firmasına patentini vererek üretilmesini sağlayabilmiştir. Kendi ifadesiyle Sağlık Bakanlığına yaptığı başvuruda gelin bu ilaca sahip çıkın ve sadece bu ilaç sayesinde Türkiye’nin dış borcunu ödeyelim teklifime olumsuz yanıt verdiler ve hakkımda soruşturma açtılar demişti. ABD de eczanelerde 1 kutusu 300 Dolara satıldığını beyan etmişti.
2-45 yıl Almanya’da kaldığını belirten işçi emeklisi Mustafa Varlı, "Yurt dışında işçi olarak çalışırken hep aklımda olan böyle bir yapmak düşüncem vardı. Emekli olup yeterli zamanda bulunca 2 yıl önce Türkiye’ye geldim. Aklımdaki fikir ve projeyi burada bulunan sanayi esnafı arkadaşlarımla paylaştım. Onların da büyük özveri ve yardımıyla 9 ay içerisinde yakıt kullanmadan bu motoru çalıştırmayı başardık" dedi.
Yaptıkları motor için Almanya’da patent başvurusunda bulunduğunu belirten Varlı, şöyle devam etti: “Böyle bir alet dünyada yok, ilk budur. Kendi kendine sınırsız cereyan üreten motordur
3- Borla çalışan otomobil projesi uzun yıllardır devam ederken, nihayet borla çalışan otomobil üretimi tamamen gerçekleştirildi ve testleri başarı ile geçti. Araç Türkiye’nin borla çalışan ilk otomobili olduğu gibi, aynı zamanda ilk yakıt pili aracı olduğunu da söyleyelim. Adına Bor Mobil denilen otomobilin detayları ve özellikleri de şöyledir.
Tüm Testleri Geçti ve Kullanıma Hazır
Başta Tübitak Marmara Araştırma Merkezi olmak üzere geliştirilen araç, sürekli olarak araçların petrole bağımlı olmasının önüne geçmesi planlanıyor. Bu sayede dışa bağımlılık azalacak ve Türkiye’nin Bor madenleri çok daha verimli kullanılmış olacak. Projenin asıl amacı, borhidrüründen yakıt pili uygulamaları için hidrojene dönüştürecek sistemin geliştirilmesi yatıyor. Üretilen bu hidrojenin yakıt pili sisteminde kullanılarak araç güç ihtiyacını otomatik olarak karşılamış olacak.
Uzun süredir proje üzerinde çalışan ekipler sistemi çok güzel entegre ederek hedefe ulaştı ve proje başarı ile tamamlandı. Türkiye’de Sodyumborhidrürlü Yakıt Pili konseptinde 5+5 kW hibrit modelinde ilk prototipini geliştird
4- İki doktora öğrencisi denizden endüstriyel yapıştırıcı çıkardı. Midyeden yapılan yapıştırıcı, petrol boru hatlarında kullanılacak.
Ankara Bilkent Teknopark'ta araştırma yapan iki doktora öğrencisi ilginç bir buluşa imza attı. Moleküler biyoloji uzmanı Berna Şentürk ve Ebuzer Kalyoncu, denizlerde bolca bulunan mavi midyeden ultra güçlü yapıştırıcı imal etti. İkilinin hayata geçirdiği buluşta midyelerde bulunan proteinlerin DNA'sı kopyalandı ve bunların yapıştırıcı bakteriler üretmesi sağlandı. Projeyi hayata geçirmek için şirket kuran genç araştırmacıların ürettiği organik yapıştırıcılar, boru hatlarının yapıştırılmasından tıp dünyasına kadar geniş bir alanda kullanılacak. Yapıştırıcılar, özellikle Türkiye'nin son yıllarda öne çıktığı organ nakillerinde de hayati rol üstlenecek.
5-Su ile çalışan soba:Adapazarı'nda yaşayan elektrikli eşya tamircisi İsmail Hizmet, 20 yıl çalışıp, elektrikli ısıtıcıya göre yüzde 70 daha az elektrik harcayan ısıtma sistemi geliştirdi. Ürününe geçen yıl patent alan İsmail Hizmet'e bir firma 3 milyon dolar teklif etmiş, ancak kabul etmemiş. Hizmet'in icadı su ile çalışıyor ve benzerlerine göre yüzde 70 daha az elektrik harcayarak 12 metrekarelik odayı 20 dakikada ısıtabiliyor. İki üretici firma Hizmet'le görüşmüş ancak üretim aşamasında kendisine izin vermedikleri için 3 milyon dolarlık lisans teklifini geri çevirmiş. Patent uzmanları ürünün üzerine düşülmesi halinde ileride önemli bir marka olarak ortaya çıkabileceğini aktarıyor.
6-Gazı önleyen cihaz : Özellikle rüzgârlı havalarda sobalardan gaz sızmasıyla meydana gelen ölümlere çare olarak düşünülmüş. Bir ucu soba borusuna, bir ucu baca çıkışına monte ediliyor. Sistem otomatik veya devamlı çalışıyor. Rüzgâr geriye teptiğinde hiç ısı kaybına neden olmadan gazları pervane yardımıyla dışarı atıyor.
7-Sırt asansörü : "Sırt asansörü" de yangın çıktığında çok katlı binalardan hayat kurtarmaya yarıyor. Aşağıya indirilecek kişinin sırtına askı kemerleriyle takılan sırt asansörü, halatın ucundaki kancayla balkon veya pencereye tutturuluyor. Halat sayesinde kişi asansörle yavaşça inebiliyor
8-Yüzde kırk enerji tasarruflu motor : Kayserili sanayici Hasan Basri Özdamar, geliştirdiği tek silindirli, yakıttan yüzde 40 tasarruf sağlayan enjeksiyonlu motoruna Uluslararası Patent Enstitüsü'nden onay aldı. Özdamar, yaptığı açıklamada, 33 yıldan beri motorlar üzerine çalışmaları bulunduğunu, şimdiye kadar onlarca buluşu olduğunu, ancak 22 yıldan beri üzerinde çalıştığı tek silindirli yüzde 100 yerli motoru üretmeyi başardığını bildirdi.
Yeni hedefinin ise bu motoru yerli otomobil üretiminde kullanmak ve ABD'li General Motors ile işbirliği yaparak seri üretimi gerçekleştirmek olduğunu belirten Özdamar, yıllardır hayalini kurduğu yerli ve çok tasarruflu yüzde 100 yerli ay yıldız armalı HBO (Hasan Basri Özdamar) Türk motoruna Uluslararası Patent Enstitüsü'nden onay almanın onurunu yaşadığını söyledi.
9-Bilkent Üniversitesi Elektrik - Elektronik Mühendisliği Bölümünden 2001de mezun olan Şahin, Ohio Eyaletindeki yarışmada, Geliştirilmiş Atom Mikroskobu adlı icadıyla birinci oldu ve 50 bin dolarlık (yaklaşık 75 milyar lira) para ödülü kazandı. ABDde doktora eğitimini sürdüren Özgür Şahin, Amerikan Patent ve Tescil Ofisi tarafından doktora ve lisansüstü öğrencileri arasında düzenlenen Üniversite Öğrencileri Arası İcat Yarışmasında birinci oldu. Özgür Şahinin icadı aygıtla, atomik çözünürlükte resim alınabildiği, bu mikroskobun özellikle moleküler büyüklükteki biyolojik parçacıkların analizine önemli katkı sağlayacağı ifade edildi.
Yukarıda zeki, çalışkan ve bilimsel çalışmalara katkı yapmayı başarabilmiş Türk beyinlerinden 9 adedini sizlere sundum. Ancak burada esas vurgulanması gerekli gerçek bunların neredeyse tamamı tasarı olarak kalmış ya da başka ülkeler tarafından hayata geçirilmiş durumdadır. Yani Türkiye Devletine, milletine her hangi bir katma değere sahip değillerdir. Önemli olan tarafı da budur aslında, icadınızın dünyaca tanınması ve üretilen ürüne talip olması. Böylece ekonomiye girdi sağlanır ve cari açığın kapanmasına katkı sağlar.
Yaşanılan süreçte, birçok bilimsel araştırma merkezi ya da bilim adamı ve heyetleri dünyayı kasıp kavuran KORONA VİRÜSÜ için bilgisini, deneyimini ya da teknolojik ortamlarda imkanlarla aşı çalışmalarını sürdürmektedir. İnşallah bir TÜRK BİLİM ADAMI bu aşıyı ya da tedavi yöntemini ortaya kayar ve tüm insanlığa hayırlara vesile olur. Başarılı olunacağına olan inancım bir hayli yüksektir. Zira TÜRK gençliğine fırsat verildiğin de aşılamayacak engel yoktur.
Yayınlanan rakamlar, ortaya konulan performans, özellikle ücretsiz verilen tedavi hizmetleri ve korunma önlemleri göze alındığında dünya da emsaline rastlanmayacak konumdayız. Lütfen tedbir olarak sunulan önlemleri harfiyen uygulayalım. Zaruret hariç izolasyonu bozmayalım. Karantina şartlarına uyalım. Çıkarılan rivayete dayalı senaryoları üreten, felaket tellallarına kulak tıkayalım. Açıkçası yakın temas ile bulaşan ve yayılan bu virüsten korunmanın temel mantığı sokağa çıkmamak, çevremiz ve sevdiklerimi korumak için bir süre görüşmeleri terk etmekten geçiyor. Bu disiplini hayatımıza mutlaka hakim kılalım. Dünyaya asırlar boyunca birçok salgın musallat olmuş ve bir şekilde son bulmuştur. Bu virüs ve salgını da elbette son bulacaktır. Biraz sabır, biraz şükür, biraz dua. Yeter ki evde kalalım, böylece sağlıklı olalım.
23 Nisanda, tam Yüzyıl olacak Yüce Meclis kurulalı. M. Kemal Atatürk ve arkadaşlarının zor şartlarda kurarak vatanlaştırdığı bu topraklar da Türk’ün varlığı daim olsun, Sağ kalın, Ülkü ile kalın.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.